"Duyguların için her şeyi riske atmaya gönüllü müsün? Eğer değilsen oyunu bitir."
Bay Yang hakkında düşündüğümüz çokça şey vardı. Sesi çakıllı yolda yavaşça giden arabalar gibiydi.
"Aşk bu kadar çabuk kaybolabilir mi efendim?" Keskin bakışları tüylerimi diken diken etse de sözler ağzımdan çıkarken duraksamamıştı.
"Aşkın ne olduğundan haberin var mı evlat?" Beni azarlarken dudaklarının köşesi yukarı kıvrıldı ve ne kadar eğlendiğini belli etti.
"Aşk birinin Kurtulamadığınız kötü bir alışkanlık gibi aklınıza sıkışması değil midir? Yeniden soracağım efendim, aşk bu kadar kolay silinebilir mi?" Kelimeler ağzımdan hızlı bir rap gibi fırlamıştı. Bay Yang kaşlarını çattı ve sözlerimi dinlerken başını salladı.
"Aşkı dönüştürebilirsin, dağıtabilirsin ya da görmezden gelebilirsin. Ondan ayrılmanın en kolay yolu onu kendinden uzak tutmak." Masanın üstündeki iki kağıt dağının arasında bir şeyler aradı fakat bulamadı.
"Onu nasıl kendimden uzak tutabilirim? Sanırım o da benim için aynı şeyleri hissediyor." Ben ve Hana oyuna o kadar odaklanmıştık ki muhtemelen birbirimize aynı anda aşık olduğumuzu fark etmemiştik. Duygular kısa zamanda durdurulamayacak kadar çok büyümüştü.
"Duygular karşılıklıysa iş biraz daha karmaşıklaşacak. Onu kendinden uzaklaştırmanın tek yolu onu seni bir daha görmek istemeyeceği kadar incitmek." Ayağa kalkıp pencereye yürümeden önce elini masaya vurdu.
İç çekti ve ona yaklaşmam için elini havada salladı.
Binanın önünde bir grup kız kaldırıma oturmuştu. Konbat ve grubumuzla ilgili levhalar tutuyorlardı.
"Bu kadar insanın kalbini mutluluğun için kırmak ister misin Hanbin? Bu kızlar iKON için çaba sarf ediyorlar. Onlar bir gün karın olma hayalini kuran fangirllerin. Bütün bunları kendi mutluluğunun için kırmak ister misin?" Konuşmadan önce durakladı.
"Diyelim ki riske girdin, ya sonunuz iyi bitmezse? Genç ve deneyimsizsin. Daha önce kimseyle çıkmadın. Ya ikinizin arasındakiler yürümezse? Onun Bobby'nin kız kardeşi olduğunu biliyorum. Onu incitirsen ne olacak? Bir ilişki için Bobby ile arandaki arkadaşlığı ve grubun arasındaki bağı riske atabilir misin?"
Korktuğum her şeyi söylemişti. Bütün korkularım onun sözleriyle renklenmişti.
"Peki efendim. Benden istediğiniz şeyi yapacağım. Eğer sadece kendimi düşünseydim her şeyi riske atardım ama şimdi iKON'u düşünüyorum. Arkadaşlarımı ve fanlarımı düşünüyorum." Kapıya yöneldim ve hala manzarayı izleyen başkandan kaçtım.
"Belki aşkı dönüştürüp görmeden gelebilirim fakat asla içimden atamayacağım." Gözleri bana yöneldi, gözlerinden okuyabildiğim tek şey benimle ne kadar gurur duyduğuydu Her zaman sert bir baba gibiydi fakat sonuçta acımasız değildi. Bu soğuk duruşunun arkasında çocuklarına müziğin öncelik olduğunu göstermek isteyen bir baba gibiydi.
Şunlar benim için yüzyılın çifti
Bobby'nin mesajlarının rehberliğinde kendimi Kore'nin en prestijli tıp fakültesinin önünde buldum.
Giriş kesinlikle manik depresif biri tarafından ya da en azından gri takıntısı olan biri tarafından tasarlanmış olmalıydı. Her yer insan kaynıyodu fakat kaos muhteşemdi, aynı bir film sahnesi gibiydi. Çiftler sol taraftaydı ve 10 adım ötelerinde popüler kızlar vardı, onların karşısında ise popüler Oğlanlar duruyordu. Popülerlerin yanında ise uçak yapmaktan başka bir işe yaramayan çocuklar vardı. Tabii tekerlekli mankenleri taşıyan modacı çocukları da unutmamak gerekliydi.
Bu bana normal biri olmayı ne kadar çok dilediğimi hatırlatmıştı.
Dispatch ya da magazine yakalanmadan istediğimi yapabileceğim bir hayat nasıl olurdu merak ediyordum. Boş zamanının olması nasıl bir duyguydu? Tekrar çalışmaları olmadan, pratik saatleri olmadan, bir sonraki albüm için deli bir adam gibi söz yazmadan nasıl yaşanırdı merak ediyordum.
"O da kim? Boyu uzunmuş." Arkamda birinin fısıldadığını duydum.
Yüzümü maskeyle kapattım ve adımlarımı hızlandırdım. Ancak onun sınıfının önüne geldiğimde adımlarımı yavaşlatmıştım. İnsanlar sınıftan çıkmak için acele ediyorlardı, büyük ihtimalle boş vakitlerini tadını çıkarmak için eve gideceklerdi.
Herkesin çıktığına emin olduktan sonra sınıfa girdim. Sumin Hana'nın elini tutmuştu, büyük ihtimalle bir şey konuşuyorlardı. Bugün Hana'nın ne kadar güzel olduğunu fark ettiğimde dizlerim zayıfladı. Kıyafetleri çok asildi. Onun asilliği ise her şeyden daha seksiydi. Sırtımı beyaz duvara yasladım ve Sumin beni fark etmeden önce birkaç saniye Hana'ya bakakaldım.
"Burada ne yapıyorsun?" Önüme gelirken beni sorguladı. Onun bana yaklaştığını görmek onu ne kadar çok özlediğimi anlamama sebep olmuştu. Ondan ayrı olduğum her dakika saatlere benziyordu ve saatler de aylara dönüşüyordu.
Son vuruş da Donghyuk Bey'den gelsin.
Seni kucaklamak isterdim Hana. Sana, senin yanında olmanın ne kadar harika hissettirdiğini söylemek isterdim. Seni öpmeyi ve dudaklarının dudaklarımla birlikte bir kez daha erimesini isterdim. Her dakikamı seninle geçirmek isterdim. Seni daha iyi tanımak isterdim çünkü her geçen gün senin hakkında daha çok şey öğreniyor gibiyim. Senin okulunda okuyan çocuklardan biri olup medya ya da fanlara yakalanmadan seni eğlence parkına götürmek isterdim.
Seninle 100 gün geçirmek ve hayatım boyunca bunu sürekli tekrarlamak isterdim. Aşk hikayemize bir şans verebilmek isterdim. Farklı şartlar altında tanışmak isterdim.
Ama ben Kim Hanbin'im. Bir idol... Özel hayatını saklı tutması gereken biri... Senin gibi birini asla sevemeyecek biri...
Bir gün beni affetmeni isterdim. Bir gün sana neden bu yolu seçtiğimi anlatmak isterdim.
Yaptığım her şeyin beni senden daha çok incittiğini bilmeni isterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
100 Days With Kim Hanbin!!!!
FanfictionBu benim ilk çevirim. Bir hatam olursa lütfen anlayışla karşılayın. Yazar: AnonKit http://www.asianfanfics.com/profile/view/592862 Hikaye:http://www.asianfanfics.com/story/view/1028732/100-days-with-kim-hanbin-romance-you-mino-winner-hanbin-bobby-i...