XXVI

982 72 20
                                    

Gölge, şişman ergen bir kızın boyutlarındaydı. Adımlar daha da yüksek sesle duyulurken Hanbin beni daha sıkı kucakladı. Alnından ter damlaları düşse da parfümünün bağımlılık yapan kokusu oradaydı. Kalp atışlarının verdiği his birkaç saniyede aşık olduğum bir melodi gibiydi.

Kim Hanbin oksijenim haline gelmişken ondan nasıl uzak kalabilirdim?

"Jieun-ah bu tarafa!" bir ses obez sasaeng fanımızı çağırdı, gölgesi aniden kayboldu ve adımları boş zeminde yankılandı.

"Gitti." Kendimi kucaklamasından kurtardım ve köşeden bir bakış attım. Sokak sessiz ve terk edilmişti. Hanbin arkadan belimi tuttu ve doğruyu söylediğimden emin olmak için omzumun üzerinden sokağı kontrol etti.

Her dokunuşu kalbime saplanan bir bıçak gibiydi,artık acısını umursamadığım bir bıçak... İkimiz de tek kelime etmeden sesli ve ışıklı caddeye yöneldik. Büyük ihtimalle birbirimizi tanımıyormuş gibi gözüküyorduk ve doğrusu şu anda bizi tanımlayabilecek en iyi kelime buydu. Bir sürü anıyla dolu iki yabancı...

Şehrin ışıkları beni neredeyse kör ediyordu. Kendimi yer altında yaşamaya adapte olmuş bir köstebek gibi hissediyordum. Hanbin kapüşonunu gözlerinin üzerine çekti ve elimi tuttu. Reddetmeye çalıştım ama elimi kurtarmama izin vermedi.

"Birilerine çarpmak istemiyorum."

Parmaklarımız birbirine dolandı. ilk defa taksi durağına giden yol bu kadar uzun gelmişti.

arabaya ulaştığımızda sürücüye bizi eve bırakmasını söyledim fakat Hanbin itiraz etti.

"Benim mekanımdan almam gereken bir şey var." Sürücüye direktifleri verdi ve bana doğru bakarak kafasını cama yasladı.

Ön koltukta oturduğum için aynadan onu gizlice izleyebiliyordum.

Yakaladım seni Hanbin!

tumblr'ı da kaybettik gençler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

tumblr'ı da kaybettik gençler...

Bu Hanbin'in evini ilk görüşüm değildi ama dikkatlice baktığım ilk seferdi. Ev devasa değildi ama pahalı bir havası vardı. Kapının şifresi Hanbin'in doğum günüydü. Bahçeye ayak bastığımızda merkezdeki küçük fıskiyeyi ve iki ağacın arasındaki salıncağı fark etmiştim.

Kapıyı bize Hanbin'in annesi açtı. Evde yalnızdı, Hanbin'in babası ve kız kardeşi büyük ebevenylerini ziyaret ediyorlardı. Görünüşe göre Hanbin bu gece evde kalmayı planlamıştı.

Bu akşam Hanbin ve annesi arasında büyülü bir şeyler olduğunu fark ettim. Oğlunun yaptığı her şeyi sevip onunla gurur duyuyordu. Aralarında özel bir bağ vardı. Bana annem ve Bobby'yi hatırlattı. Onların arasında da aynı bağdan vardı. Sanırım bu anne ve oğul arasında özel bir şeydi.

"Bobby'nin bu kadar güzel bir kız kardeşi olduğunu bilmiyordum. Ama sanırım bu ilk tanışmamız değil. Hanbyul'ü hastaneden aldığında Hanbin'leydin değil mi?" Yumuşak bir gülümseme dudaklarında oynarken kibarca sordu. Başımı salladım ve bir anda utangaçlaştım. Onun gibi bir kadından iltifat almak kalbimi okşamıştı.

100 Days With Kim Hanbin!!!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin