Conflated

1.3K 114 36
                                    

"Ve oyun ne içeriyor?" Bu soruyu Hanbin'in teklifini kabul etmeden önce sormam gerekiyordu. Yüzündeki aptal sırıtışı yumruğumla beni çileden çıkartıyordu. Aniden üzerime eğildi ve fısıldadı. 

"7/24 konuşacağız, oyun kavgası yapacağız, birbirimize günaydın ve iyi geceler dileyeceğiz, el ele tutuşacağız, randevuya çıkacağız, sarılacağız ve birbirimize dikkat edeceğiz. İlk aşık olan kaybeder. "

Onunla anlaşmak berbat bir fikirdi. Ne yazık ki geç kalmıştım. 

Kapüşonlusunu tuttum ve onu kibarca aşağı ittirdim. Bu sefer üstte olan bendim. Yüz ifadesi değişmişti. Belli ki bunu beklemiyordu. Gülümsedim ve onu daha da yakınıma çektim. dirsekleri üstünde durması için ona destek oldum. Normalden daha fazla göz kırpıyordu. Şok geçirdiğini saklayamıyordu.

" O zaman şimdiden ödülümü ayarlamama izin ver. Eğer kazanırsam bir daha asla yüz yüze gelmeyeceğiz."

" Eğer ben kazanırsam 3 dileğimi yerine getireceksin." Beni gerçeğe döndürmüş gibi görünüyordu. Sesi yeniden güven kazanmıştı. 

"Anlaştık." Soğuk bir şekilde söyledim ve ayağa kalkıp kıyafetlerimi düzelttim. Aramızda bir gerilim hissettim. Sanki hava ağırlaşmış gibiydi. Bu kadar pervasız olduğum için kendimi azarladım.  

Büyük ihtimalle bunun kolay bir oyun olacağını düşünüyordu fakat ona kaybetmeyecektim. Eğer o oyuncu ise ben oyunun ustasıydım. Hazırlan Hanbin. Şov zamanı!

Salona döndüğümüzde diğerleri kıkırdamaya başlamıştı. İlginç bir şekilde kimse bir şey sormamıştı. Büyük ihtimalle biz yokken bizim hakkımızda konuşmuşlardı. Bobby'nin uyduracağı senaryoları düşünmek bile istemiyordum. Kötü şeyler olduğunda hayal gücü serbest kalırdı. Küçükken İngilizce öğretmenimiz ve matematik öğrenimiz hakkında hikayeler yazardı. Sorun öğretmenlerin ikisinin de erkek  olmasıydı. Bobby'nin hayal gücü hastalıklıydı. 

"Herkes burada ve hayatta olduğuna göre artık başlayabiliriz." Bu cümleyle beni kasdetmişti. Bobby her zaman oyun konusunda çok heyecanlıydı, ben ise oyunlardan nefret ederdim. Sonuç olarak Playstation oynamaya karar verdik. İnanın ya da inanmayın bu sefer oldukça zevk almıştım. Oyun zamanı boyunca Hanbin ile aramızda hiçbir etkileşim olmamıştı ve her şey harikaydı. Saatler hızla geçti, oyun zamanı bitti ve iKON'un küçük partisi sona erdi. Burada yaşayan üye hariç hepsi evi terk etti. 

Sumin hakkında... Bugün onunla ilgili normal olmayan bir şey vardı. Davet edilmeden gelmesinin yanısıra bizimle biraz daha kalıp kalamayacağını sormuştu. 

Sıkıntıyla geçen birkaç dakikanın sonunda Bobby film izleme fikri ile geldi. Onun film seçimleri berbat olduğundan seçimi Sumin'e bırakmıştık. Şansız ben, Sumin korku filmi seçmişti. Bu tür filmleri izlerken oldukça korkardım.

"İyi şanslar!" Bobby kulağıma fısıldadı ve kıkırdadı. Benim ne kadar korktuğumu biliyordu ve çocukluğumuzda bana eşek şakaları yapardı. Dirseğimle ona vurdum ve cesurca ona baktım. 

Film başladığı anda kalbim daha hızlı atmaya başladı. Sumin'den romantik aksiyon gibi bir tür seçmesini beklemiştim ama bu seçimi Bobby'ye bırakmaktan bile beterdi. 

Korkunç sahneler çıkmaya başladığında gözlerimi kapattım. Bu sırada Hanbin'in sıcak eli elime kaydı. Parmaklarımız iç içe geçti ve bana elektrik çarpmış gibi bir his verdi. Onun elini tutmak yaşadığım en büyük adrenalin patlamasıydı. Normal bir zamanda (Beynimin normal çalıştığı bir zamanda) olsaydık elimi hemen çekmem gerekirdi. Dakikalar geçti ve ellerimiz aynı pozisyonda kaldı. Dürüst olmak gerekirse eli bana güvende olma hissi vermişti. El ele tutuştuktan sonra filmi atlatmak daha kolay olmuştu. 

"Vuhuuu! Harika bir filmdi. Sumin, bir dahaki sefere de senin seçmene izin vereceğim." 

Bobby kollarını esnetti ve ışığı açtı. Hiç kimse fark etmeden elimi geri çektim. 

Uzun süre geçmeden odama çıktım. Sumin gitmişti. Yarın bana önemli bir şey söyleyeceğini söyledikten sonra çağırılmadan geldiği için özür dilemişti. Kapının kolunu çevirmek üzereyken biri bileğimi kavradı ve açmamı engelledi. 

"İyi geceler demeyi unuttun." Hanbin bana yaklaşırken ağzında geveledi.

Geriye döndüm ve zorlama bir gülümsemeyle gözlerine bakıp "İyi geceler!" dedim. Koyu kahverengi gözleri karanlığın içinde parlıyordu. Surat asarken kollarını kavuşturdu. Bileğime yapıştı ve beni göğsüne çekip çenesini omzuma yasladı. 

"Eğer oynayacaksan, bari düzgün oyna. İyi geceler Hana." Sıcak nefesi vücuduma titremeler gönderdi. Onun dokunuşu bana her şeyi unutturmuştu. 




100 Days With Kim Hanbin!!!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin