ZİFİR YANGINI-BİTİŞ
Sedasızlık çığlığı ile kapadı maskesini. Suskunluk şavkının göz kamaştırıcılığını perde ardından süzerken kolaçan etti etrafı.
Herkes konuştu, biz sustuk. Herkes haykırdı, biz acılarla ufaldık.
Saniyeler dakikalara yuvarladı acısını, dakikalar bize.
Sessizliğin süslediği süre sonrası bölüştüğümüz sükûneti bozarak kasvetli havayı dağıtmaya çalıştı.
"İki yıl önce tam bu sıralar senin ile benzer bir acı paylaştık. " Sesinde gizli kalmış hezeyanları duyumsuyordum ama kemikli kumral teninin üzerine serpiştirilen his tohumları zihninin içerisindekileri örtüyordu. Bir iz bulamayarak bana anlatışının sebebi ile kıvrandı mantığım. Öne eğimlendirmiş bedeniyle başı yere çevriliydi.
Güzel havayı rüzgar süsledi. Hüzün matemi ile sardı etrafımızı. Bulutlar için için ağladı yerimize.
Düz çizgi halini alan dudaklarımı güç bela oynattım. "Kimi?"
Öne eğilen bedeni acı ile un ufak oldu. Güç bela araladı dolgun dudaklarını sanki konuşmayı yeni öğrenen bebek gibi.
"Sevdiğim kızı." dedi dudakları ardından saklı harfler birer birer dökülürken.
Acı bir şekilde dudağım sola kıvrıldı. "Üzüldüm." Boş boş denizi seyrederken ne hissettiğimi tam olarak algılayamadım. "Ama bir aileyi kaybetmek ile eş olduğunu düşünmüyorum."
Hareketlerini sol tarafımdan bakmasam dahi görebiliyordum. Çatık kaşlarının ona kattığı vakur eda ile burun kemerini sıktı. "Büyük konuşuyorsun." dedi hissiz.
Sonra tekrarladı. "Büyük konuşuyorsun ya, umarım Rabbim sana bu acıyı yaşatmaz."
Ses tonu derinlere inişte korku saldı bedenime. Bir sızı girdi damarıma, oradan kalbimin pimini çeken.
Sevilen kişi zorda olsa bulunurdu. İmkansızlık sınırlarında değildi ya.
Lakin ne bir annenin ne bir babanın gidişinde dönüş yoktu.
Acısında doluş yoktu.
Anlımı kırıştırdım. Ben aşkı tadamayacaktım ömrüm boyunca. Bunun kabullenişi ardında yaşamımı sürdürecekti yüreğim. Yine mutlu bir yuvanın hasreti ile kavrulacaktı kalbim attıkça.
Öte yandan aşka ve evliliğe olan inancımın tükenişi çok uzun yıllar önce olmamış mıydı?
Peki ya sonrasında sürdüğü sükûnet neden azap doluydu?
Bağırıp çağırmamıştı. Bir yürek gazisi olarak yanlışımı yüzüme okkalı lafları ile vurmamıştı, sözleri ile yaralamamıştı. Hâlbuki bahşettiği o sessizlik, bana verebileceği en ağır cezaydı.
Gözler kalbin aynasıdır derler. Anlıyordum. Ona bakınca görüyordum bunu. Bir yüreğe ağırlık bindi mi, gözlerde bu binişten nasibini alıyor gülemez oluyordu.
Gülüşler sadece yüzde kalıyordu. Ne gözlere yansıyordu ne de yüreğe ulaşıyordu.
Çok sonraları öğrenecektim kaybın ötesi berisi olmadığını. Acı için sevmenin yeterli olacağını ama geç mi olacaktı güç mü orası muammaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİR YANGINI - BİTİŞ
RomanceHareketlerini sol tarafımdan bakmasam dahi görebiliyordum. Çatık kaşlarının ona kattığı vakur eda ile burun kemerini sıktı. "Büyük konuşuyorsun." dedi hissiz. Sonra tekrarladı. "Büyük konuşuyorsun ya, umarım Rabbim sana bu acıyı yaşatmaz." Ses tonu...