Bölüm 7 / II

185 26 0
                                    

Hande Yener Ft. Serdar Ortaç - İki Deli

Yorumlarınızı eksik etmeyiniz.

İyi okumalar ♡

Anahtarla açtığım kapıdan ayakkabılarını çıkaran Elif montunu yere fırlattığı gibi kendi de içeri fırladı. Ayakkabılarımızı alarak portmantoya yerleştirdim.

Elif yaşından olgun davranarak tüm günü uslu şekilde atlatmamızı sağlamıştı. Çoğu zaman benden fazla Melike ve Uğur ilgilenmiş tüm gün pastalar içecekler önünden eksilmemişti. Doğukan abi insaflı davranarak Elif'in kalmasına da tüm günün yiyeceğini oradan karşılanmasına da sessiz kalmıştı.

Ama asıl beynimde turlayan çarkın etrafına dolanarak zorlanması sağlayan düşünce ipliği çok farklıydı.

Zaman insanı hissizleştirebiliyordu ya da insan zamanla hislerinin görünmez yanını ortaya çıkarabiliyordu. Benim yaşadığım durumun seçeneği hangisinde doğru kılınırdı bilinmezdi lakin gerektiği gibi davranmadığımı çoğu zaman donuklaştığımı farkındaydım. Mesela kim olduğunu adını dahi bilmeyişimi sorgulayan küçük hücremi kolaylıkla yok etmem mümkün oluyordu. Geriye sadece söylediği zırvalıkların can sıkıcı yankısı dört dönüyordu.

Montumu da çıkarmış asarken cıvıldayan sesini duydum. "İnciiii." Kapadığım kapı sonrası montumu asarak içeriye süzüldüm. "Buna bakmalısın çok yakışıklı değil mi?"

İçeriye o kadar hazırlıksız girmiştim ki aniden bana dönen gözler sonrası attığım adım yarıda kalmıştı. Dünkü kadro tamamiyle buradaydı ve bütün gözlerin odağı bendim. Elif'in bile.

Ayakkabıların içeride olmasından kaynaklı dünü hatırlamayan zihnimde gelecek olmaları gerçekliğini yitirmişti.

Masa ortaya çekilmiş ve gizli bölmesi açılmıştı. Koltukların yetmediği kişiler sandalyeler ile etrafı sarmış masa üzeri yine karman çorman şekilde kağıt yığınını misafir ediyordu.

Ufak bir baş selamı verdim. "Hoş geldiniz."

Hoş bulduk diyerek karşılık vermelerini bile bölen Elif yine bıcır bıcır konuşmaya başladı. "İnci o benim olabilir mi?" Elleri Ömer'in yanaklarında avuç içleri birbirine doğru bakıyor ve hafif sıkıyordu.

İlerleyerek Ömer ve Elif'in oturduğu koltuğun başlığına oturdum. Başımı Elif'e eğdim. Herkes gülerek izliyordu Elif'i.

Masanın bu başında, pencere kenarında yer alan ikili koltukta Ömer ve Elif otururken Ömer'in sol yanında tekli koltukta Deniz, karşısında masanın diğer ucunda Sema her an bir şeylere ayağa kalkacak gibi kapı tarafına yakın oturuyordu. Kerem Deniz'in sol yanındaydı. Hemen sol kısımdaki sandalyelerde Sinan ve Burak karşılarında kızlar ile kadroyu tamamlıyorlardı.

"O bir eşya değil ama bunu biliyorsun değil mi?"

Ellerini aşağı indirdi ve vücudunu tamamen bana döndü. "Ama televizyondaki kız yanında olan erkeğe bakanlara o benim diyordu."

Herkes kahkaha ile güldü buna. Sema ileri kaykıldı. "Yine seni beğenen birini buldun?" dedi silik bir ses ile.

Elif kocaman açtığı kahvelerini sevimlilikle Ömer'e dikti. "Adın ne?" Ömer kıvrılan dudağı ile adını söyledi.

"Senin adın ne?"

"Elif."

"Aa adaşız desene." Elif gülerek baktığında küçük Elif buna pekte sevinmiş görünmedi ama bir şeyde söylemedi.

ZİFİR YANGINI - BİTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin