Börü: Özel Bölüm 2.01

3.2K 279 17
                                    

Merhaba ahali!!

Bildiğiniz üzere 10K olduk! Ayrıca Fantastik kategorisinde 54. sıraya yükseldik. Kutlamalar için yeni bir özel bölümle yine karşınızdayım. Hastalık nedeniyle azıcık gecikti ama geç olsun güç olmasın. Bu sefer 1890ların sonu 1900lerin başı bir tarihteyiz ve konuğumuz sürünün alfası. :D Özel bölümün diğer parçaları arka arkaya her akşam gelecek. Bu özel bölüm biraz uzun sürebilir. 4 ya da 5 bölüm olacak gibi. Sürü ve alfa hakkında bazı şeyler öğreneceğiz. Hatta Dolunayda Vals'in nereden çıktığını anlayıp Türk Mitolojisinin pek çoğunuz için en bilinen parçası olan bir destana değineceğiz.

Umarım seversiniz. Bu arada Dolunayda Vals'in bir facebook sayfası var! Orayı beğenerek gelişmelerden, alıntılardan ve ilerleyişimizden haberdar olabilirsiniz. Ayrıca lütfen yıldızlamayı, yorum bırakmayı ve Dolunayda Vals'i arkadaşlarınıza tavsiye etmeyi unutmayın. :)

İyi okumalar.

Aredhel Elanesse

*********************

Kamp yaptığımız alana girerken küçük akıncı birliğimdeki kurtların zihinlerine yumuşakça dokunup herkesin yerinde ve iyi olduğundan emin oldum. Haklı olarak beklemekten sıkılmışlardı. Dalaşacak birilerini bulamadıkları zaman gerçek formlarına dönüşüp birbirleriyle oynayarak vakit geçiriyorlardı ve her zaman çok fazla ses çıkarıyorlardı. İnsanların duyabileceği kadar çok ses. Savaşmak için biraz daha beklemeleri gerekecekti. Küçük ama önemli bir vampir birliği yakında kendini burada gösterecekti.

Ateşin yanında kurt formalarında birbiriyle dövüşen iki genç kurdu görünce gülümsedim. Bu yüzyılda insanlar onları kurtadam olarak çağırıyordu. Bu saçmalığı ne zaman duysam kahkahalara boğulmamak için kendini fazlasıyla zorlardım. Kurtadam kadar saçma bir fikir yoktu. Bir insan nasıl kurda dönüşebilir ki? Biz kurduz. Biz börüyüz. İnsan olarak doğmadık, kurt olarak hayat bulduk ve atalarımız Tengri tarafından kutsandı ki insan formuna bürünüp onları mahluklardan koruyabilmek için insanlar arasında rahatça dolaşabilelim.

İnsanların aptallığına karşı içimde filizlenen öfkeyi geldiği yere geri gönderdim. Benim öfkem sürümü tedirgin ediyordu. Herkesin kafasını yaptığı işten hafifçe kaldırıp havayı kokladığını görebiliyordum. Sakinleşmek için bir odunun üzerine oturup sırtımda çapraz duran vampir kılıçlarımı çıkarttım. Birini kucağıma koyarken ötekisinin ucunu çaprazlamasına yere dayadım. Yanımda taşıdığım bileme taşını elime alıp elimdeki kılıca sürtmeye başladım.

Yay gibi kıvrık kılıçtan çıkan kıvılcımları gördükçe gülümseyip rahatladım. Bunlar benim ikiz kılıçlarım değillerdi ama talep ettikleri kanı verdiğimde onlar kadar iyi çalışıyorlardı. Benim ikiz kılıçlarım, neredeyse dokuz yüz yıl önce o vampir tarafından çalınıp götürülmeden önce, nesillerdir aileme hizmet etmişti. Benden önce kimsenin aklına onlara isim vermek gelmemişti. Birine Güney, diğerine Kuzey demiştim. Başbuğlarımızdan biri savaştan sağ çıkan son Türk'le evlenip soylarımızı birleştirdiği zaman birlikteliğin hatırasına alfa ailesinin saf kanıyla gerçek bir Türk kılıcı olarak tekrar dövülmüşlerdi. Sürümü hem kuzeye hem de güneye genişletirken yolumdaki vampirleri bu kıvrık ve güçlü kılıçlarla temizleyecektim.

Sonra bir vampir onları benden çaldı. Bir vampir! Sürüyü terk ettiğim zaman da bana hediye olarak safkan bir vampirin kanıyla dövülmüş ve benim kılıçlarım gibi kıvrık olarak şekilledirilmiş bu kılıçları göndermişti. Vampire olan kızgınlığımla dikkatim dağıldığı için elimdeki taşı kaydırıp bileğimi kılıcın keskin tarafına sürttüm. Kılıç diyetimi kabul etmiş gibi kan kırmızısı renkte hafifçe parlayıp dökülen birkaç damla kanı içine çekti.

Dolunayda ValsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin