Börü: Özel Bölüm 2.04

2K 289 56
                                    

Merhaba ahali!!

Yepisyeni bir özel bölümle karşınızdayım. Bu Börü'nün son bölümü bundan sonra normal bölümlere devam edeceğiz.

22.5 K okunmaya ulaştık!!! Vuhuuuuuu!!! Bu aralara okunmalarımız çok güzel bir artış yakaladı. Lakin acayip sessizleştiniz hem yıldızlar hem de yorumlar olarak. :/ Üzüyor bu durum beni. Bu sebeple radikal bir karar alıp bölümlere sınır koymayı denemek istiyorum.

İyi okumalar...

Aredhel Elanesse

*********************

Önümde dizlerinin üzerinde duran ve iki kurdumun tuttuğu usta vampire baktım. Sonra gözlerim çağrıma uyup gelen kurtlarımı takip etmiş olan komutana kaydı. Şimdiye kadar gerçek bir çatışma görmediği belliydi. Gözleri açılmış ve şaşkınlıkla sırasıyla bize ve yerdeki vampire bakıyordu. Bir an komutanın yarınki sınamayı atlatamayacağını düşünüp hayıflandım. Sonra da sonuç için yarına beklemek zorunda olmadığımı fark ettim. Bu gece hem bir sorgu hem bir sınama yapabilirdim. Komutana baktım.

"Buraya gel komutan!" İlk başta ne dediğimi anlamadı. Gözlerini baktığı yerden ayırmakta zorluk çekiyormuş gibi görünüyordu. "Komutan!" Bakışlarını bana çevirince yanıma gelmesini işaret ettim. Bana yaklaşırken zihni benden kaçmak için uğraşıyor gibiydi. Kol mesafesine gelince uzanıp kolundan onu sertçe yanıma çektim. Zihnini hala toplayamamış gibi duran bakışlarından sıkıldığım için sağ elimdeki kılıcın topuzu ile gücümü kısıtlayarak kafasına vurdum. Öne doğru sendeledikten sonra uykudan yeni uyanmış gibi şaşkın gözlerle bana bakıp kendini toparladı.

"Seni bu gece sınamaya karar verdim komutan." Gözleri irileşti sonra kendini sakinleştirmeye çalışarak başını onaylarcasına aşağı yukarı salladı. Önümdeki vampire saf bir zalimlikle bakıp kılıçlarımdan biriyle dürttüm. "Mutlu ol vampir! Ölürken sürünün sınanmasını göreceksin." Sırıttım. Önümdeki usta ödleğin tekiydi ama sabaha kadar mümkün olduğunca eğlenmeye çalışacaktım.

Zihnimle yakın arkadaşım olan büyücüye uzandım. Niyetimi anlamış olacak ki ben zihnini kabaca dürttüğümde zihnimde yankılanan saygısız lafıyla birlikte bizi içine alan büyükçe bir çemberin duvarları yukarıya doğru yükselmeye başladı. Sadece benim görebildiğim bu duvarlar içimdeki gücü mühürleyen duvarlardı. Bazen büyücünün yardımıyla onları biraz genişletebiliyordum. Bu da kısa süreli de olsa sürünün ya da benimle aynı ülkede olan bir safkanın beni fark etmeden tekrar kendim gibi görünüp hissetmeme olanak sağlıyordu.

Birileri, ben gençken gücümü fark edilmeden kullandığımda bundan muhteşem bir mutluluk duyacağımı söylese onlara güler ve hepiniz salaksınız derdim. Gücün saklanmasından değil gösterilmesinden yana olan benliğim olgunlukla beraber törpülenmişti. Yukarı bakıp kubbenin tamamlandığını gördüğümde delice sırıttım ve gücümü içinde bulunduğumuz yarım küreyi dolduracak şekilde şiddetle saldım.

Mümkün olsa vampirin renginin daha da solduğunu söylerdim. Güç çemberin içinde dolanmaya devam ederken vampirin üzerine doğru atladım ve o elleri başının üzerini kapatarak yere eğilirken havada kurt biçimime dönüşüp başının üzerinden geçtim. Üzerimdeki mühür olmadan kendim olmanın rahatlığıyla bir süre dolaştım.

Kendimi rahatlamış hissettikten sonra vampirin etrafından dolaşıp komutana yöneldim. Vampirin yanından geçerken kolunu kapacakmış gibi hamle yapınca çığlık attı. İnsan olsa şu an altına kaçırmış olurdu herhâlde. Kahkaha sesine yakın bir şekilde hırladım.

Dolunayda ValsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin