Yeni hayat 27 bölüm.

106 2 0
                                    

Yeni hayat 27 bölüm.

Mazhar: Ben seni 5 yıl beklemişim. O duğru zaman 50 yıl sonra gelse yinede beklerim. Hem banada aksiyon oluyor. Surekli annenden saklanmak. Der gülerek.
Reyhan: Allah iyiliğini versin ya. Der gülerek.
Mazhar: Versin tabii. Allah hepimizin iyiliğini versin. Der Reyhanın yanağını okşayarak. Birbirlerine yakınlaşmış tam dudak dudağa gelecekken bebek odasından bir ses gelir.
Mazhar: Özgür aglıyor diyerek direk bebek odasına koşar.
Reyhan: Allahım şuna bak yaa!!!! Nasılda koşdu benden önce bebek odasına. Diyerek Mazharın arkasından gider ve kapının ardından onları izler.
Özgür: İiiğaaaa
Mazhar: Uyandımı benim yakışıklı oğlum? Ne oldu? Niye ağlıyorsunki sen şimdi?
Özgür: İiiğaaa......Bir azcık daha ağladıkdan sonra ağlamaklı bakışlarla Mazhara bakar. Tanımış olsa gerek. Eee sesde fazlasıyla tanıdık. Belkide sussammı yoksa ağlasammı diye düşünüyordu.
Mazhar: O nasıl bakmak öyle? Sen böyle bakarsan benide ağlatırsın ama. Hem niye ağlıyorsunki. Bak burdayım. Der ama belliki sadece odada olması Özgür için yeterli değilmişki yeniden ağlamaya başlamış.
Mazhar: Hmm....anlaşıldı. Hadi gel bakalım babanın kucağına. Diyerek bebeği kucağına alır ve Özgürde hemen ağlamayı keser.
Mazhar: Seni gidi, seni. Kucakmı istiyorsun sen?
Reyhan: Ama böyle giderse, şımarıcak ve yakında hiç kucakdan inmeyecek, benden söylemesi.
Mazhar: Deme öyle annesi. Belliki yalnız kalmak istemiyor oğlumuz. Hem ne olur sanki şımarsa?
Reyhan: Ayyy Mazhar çocuk gibisin yeminle. Özgür bile senden daha olğun. Der tebessüm ederek.
Mazhar: Oğlum, duyuyorsun demi annenin dediğini? Babaya çocuk dedi. Sanki kendisi cok olğunda.
Reyhan: Haydaaa. Alındınmı sen? Hem ne demek sanki kendisi çok olğunda? Ne yani ben çocuksumuyum?
Mazhar: Evet öylesin. Aksini söyleyende olmadı zaten. Senin en çok bu çocuksu ve masum hallerini sevdimki ben zaten. Siz yeterki çocukluk yapın, ben bir ömür gönül salıncağımda sallarım sizi.
Reyhan: Allahım yaaa! Der sırıtarak.
Mazhar: Bu gece üçümüz aynı yatakta yatalımmı?
Reyhan: Üçümüzmü? Der gözlerini belerterek.
Mazhar: Evet. Niye o kadar şaşırdınki?
Reyhan: Mazhar ya çocuğu ezersek. Yani haberlerde gazetelerde falan duyuyoruz böyle şeyler. Ben korkarım.
Mazhar: Sen uyurken kıpırdıyormusunki?
Reyhan: Yanii öyle kıpırdayarak uyumamda ne bileyim...
Mazhar: Yaa korkma, olmaz bir şey. Hem bende uyurken pek kıpırdamamki. Ne olursun be Reyhan? Sen ben oglumuz birlikde uyusak? Bir kerede ailecek uyuyalım. Ne olursun?
Reyhan: Bir düşüneyim ben bunu? Hmm sen ne diyorsun oğlum?
Özgür: Hiiiii....
Mazhar: Bak oda istiyor.
Reyhan: Ya ne biliyorsun istediğini?
Sadece gülümsedi. Nerden çıkardın istediğini?
Mazhar: Ben anlarım. Empati diye bir şey var. Empati kurdum ve istediğini anladım. Yani Özgürün yerinde bende olsam, bende benim gibi bir babayla uyumak isterdim.
Reyhan: Hmm...peki sana ne kadar şımarık ve kendini beğenmiş olduğunuda söylemişmiydim acaba?
Mazhar: Aşk olsun. Ben kötü babamıyım? İdeal baba olamammı?
Reyhan: Ben öylemi dedim? Sadece şımarmayı seviyorsun dedim. Mazhar, sen zaten benim gözümde ideal babasın. Hatta o kadarki seninle 4-5 çocuk büyüte bilirim.
Mazhar: Diyorsun yani?
Reyhan: Evet diyorum.
Mazhar: Öyleyse bende büyüte bilmek için önce o çocukları yapmak gerek derim. Anlarsınya......
Reyhan: Mazhar!!!
Mazhar: Hmm?
Reyhan: Kudurma!!!
Mazhar: Şaka yapdım aşkım.....Ama gerçeklik payıda var gibi.
Reyhan: Mazhar!!! Yürü. Ben fikrimi deyişmeden odaya gidelim. Der ve birlikde yatak odasına gidip üçü birlikde uyurlar.

Sabah saat 10 da.

Selma: İyiki anahtarları buldum. Yoksa zili çalmak zorunda kalacakdım. Der ve kapıyı açıp içeri girir ve sessizce kapayı kapatır ve Özgüre bakmak için bebek odasına girer ve Özgürü göremeyince çok şaşırır.
Selma: Nerdeki bu çocuk? Her halde Reyhan kendi odasına götürdü. Diyerek Reyhanın odasına gider ve ses gelmediğini anlayınca yavaşca odanın kapısını açıp içeri bakar ve şaşkınlıkdan ağzı açık kalır. Çünki, Reyhan ve Mazharın Özgürle birlikde aynı yatakda uyurken görür.
Selma: Acaba halusinasyonmu görüyorum ben? Yokya baya uyuyorlar birlikde. İnanamıyorumya. Demek tahminlerim doğruydu. Şimdi ben napsamki? İçeri girip uyandırayım desem, hiç yakışık almaz. Ama buda ne demek? Her şeyin bir yolu yordamı var yani. Offf offff! Diyerek iç çekerek kapıyı yavaşca kapatır ve kendi odasına gidip üzerini değişir, sonrada mutfağa gidip kahvaltı hazırlar. Sonrada uykucuların uyanmalarını ve sonrada açıklama yapmalarını beklemeye başlar koltuğa oturarak.

Yeni hayat.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin