●LÜTFEN YILDIZI DOLDURMAYI UNUTMAYIN VE EŞSİZ YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN. PARAGRAF İÇİ YORUMLARDA SAÇMALAMAK SERBEST. KEYİFLİ OKUMALAR, SEVİLİYORSUNUZ.●
●
Batuhan'ın tehditinden bu güne hesaplayabildiğim kadarıyla yaklaşık bir hafta geçmişti. Hatırlayabildiğim kadarıyla bir aydır bu lanet evdeydim. Duygularımı kaybedeli de uzun zaman olmuştu. Özlem kapımı çalmış, bilinçaltıma hiç doğru olmayan şeyler fısıldayıp, aklımı karıştırıyordu. Mutlu değildim. Sevdiklerimi kaybettiğimden beri mutlu değildim ve mutlu olmayan birine daha fazla acı çektirmek, yaraya tuz basmaktan, intihara sürüklemekten başka bir şey değildi.
Hep gerçeklerle yaşayan, karşımdaki üzülse bile ona yalan söylemeyip, açık sözlülükle her şeyi doğrusuyla anlatan ve dosdoğru yaşayan bir insan oldum bu zamana kadar. Ama insanlar gerçekleri görmek yerine yalanlarla yaşamayı tercih ederler. Ben onlardan değildim. Ben istisnaydım.
Annemin, babamın ve en yakın iki dostumun hasreti hiçbir zaman bitmedi kalbimde. Şimdi de ailemden son kalan emanetimin hasretiyle yanıp tutuşuyordum. Kardeşim.
O bu dünya için fazla masum ve zararsızdı. Aslında bende dahil bütün insanların tek düşüncesi; dünya kötü bir yer. Dünyaya kulp takmak yerine, üzerinde yaşayan bencil ve nankör canlılara suç bulmalıyız. Çünkü bu dünyayı mahveden tek canlı, insanlar.
Buraya geldiğimden beri hep korkuyla ve endişeyle yaşamış bir kız olarak, artık böyle hissetmiyorum. Bir boşvermişlik hissi var içimde. Asla vazgeçmeyen bir kız olarak sanırım artık vazgeçtim. Zaten hayatım bir yapboz ve bir çok parçası kayıp. O eksik olan parçalardan biri bu dünyadan göçmüş olan ailemken, yeni kayıp parçada kardeşim.
En kötüsü de, artık o eksik olan parçayı aramak için bir çabam da yok. Kaybetmişlik hissiyle dolup taştı benliğim ve artık çabalamıyorum. Sanki çabalarsam, bir şey olacakmış gibi hissediyorum. Batuhan'ın tehdidinden bu yana hep bu olay kafamı kurcaladı. Bir insanı kendisiyle değil de sevdikleriyle tehdit etmek gerçekten çok kurnazca bir fikir. Yani tam Batuhanlık.
Bir çok kez kaçma girişiminde bulunmuş ve hepsinde mağlup olmuştum. Artık kendimle tehdit edilecek durumdan çıkmış, sevdiklerimle tehdit ediliyordum. Bu yüzden artık vazgeçmiştim. Bazen sevdiklerinin iyiliği için onlardan vazgeçmek zorunda kalıyorsun ve bu şuan da benim yaşadığım bir durum.
Onlara bir şey olmasın diye onlardan bile vazgeçebilirim. Ve vazgeçtim. Onlar yaşasın diye, kendimden bile vazgeçerim. Ve vazgeçiyorum.
Ama bu demek değil ki onlarsız yaşayabilir, bu kafeste mutlu olabilirim. Hayır olamam. Onlarsız yaşayamam da, mutlu da olamam.
Okan'ın odasından yürüttüğüm beyaz bir kağıt ve kalemi masaya koydum ve ne yazacağımı düşünmeye başladım.
Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Ne yazacağımı da bilmiyorum. Şuanda bu mektubu ruhumun katillerine yazıyor olmam oldukça komik bir durum. Her neyse.
Artık katlanamıyorum. Ailemden son kalan emanetimi, yani kardeşimi görmemeye dayanamıyorum. Keşke diyorum hep. Keşke bir kereliğine vicdanıma yenik düşmeseydim ve o gün oraya gelmeseydim. Keşke o gün sizi görmeseydim. Keşke o gün sizi gördüğümde arkamı dönüp kaçabilseydim, ama yapamadım. Vicdanıma ve merakıma yenik düştüm bir kez daha. Bunun sonucunda da bir kez daha ailemi kaybettim. Keşke, o gün beni kaçırmak yerine, kafama sıksaydınız. Çünkü şuanda da bir ölüden farkım yok.
Zaten ailemin kaybıyla soluğum kesilmişken, bir kez de siz kestiniz nefesimi. Başınızın belası oldum bunca zaman, özür dilerim. Ama artık bu beladan, bu görgü tanığından kurtuluyorsunuz. Sizden tek istediğim, benim ölümümden sonra ailemle uğraşmamanız. Yalvarıyorum. Masumlar ölmesin. Lütfen masumları öldürmeyin. Lütfen ailemi öldürmeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Çete
Teen Fiction"Her insanın kendi zevkleri vardır küçüğüm, benimki de cesetler. Ve unutma ki, katilini affedersen seni yeniden öldürür." Mavi ve Yeşil'in savaşı. •Kitabımda reklam yapmayın ve spoi vermeyin lütfen. Bunu tekrar eden kullanıcılar engellenecektir.Bu g...