21.BÖLÜM: "GERÇEKLER."

18.5K 986 631
                                    

Karşımda Okan'ı görmem ile korku ve şaşkınlık tüm hücrelerimi ele geçirmişti. Burayı nasıl bulmuştu ve burada ne işi vardı?

Okan gergin bir tavırla, "Hemen içeri girebilir miyim?" dedi. O an ki şaşkınlıkla başımla onu onayladım ve geçmesine müsaade edip, "T-tabi ki girebilirsin." dedim.

Okan içeri girip kapıyı arkasından kapattı ve önümde dikildi. Ayakta konuşmamak için onu salona yönlendirdim ve, "Gel salonda konuşalım." dedim. Şuan da neler olduğunu gerçekten çok merak ediyordum. Beni bulmak bu kadar kolay mıydı gerçekten?

Tekli koltuğa oturduğumda o da yanımdaki ikili koltuğa oturdu ve etrafa kısaca bir göz gezdirip gözleri tekrardan beni buldu. "Nisan Koray'a ulaşamadığım için buraya geldim." dediğinde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

Koray'ı tanıyor muydu? Neden en son ben öğreniyordum her şeyi?

"Sen abimi nereden tanıyorsun?" diye sordum şaşkınlıkla karışık öfkeyle. Öfkem ona değildi kesinlikle.

"Nisan bak seninle açık konuşacağım." dedi ve duraksadı. Sertçe yutkunduğunu titreyen adem elmasından anlamıştım. "Şuan da konumuz seni nasıl bulduğum ya da Koray'ı nereden tanıdığım değil. Koray sana bunları anlatır."

Lafını kesip kaşlarımı çattım. "Ne demek konumuz bu değil Okan?" Duraksadım ve gözlerimi tekrardan ona diktim. "Konumuz tam da bu."

Okan, "Hayır Nisan konumuz bu değil!" diye bağırdığında şaşırmıştım. Neydi onu bu kadar korkutan? "Bak araba aşağıda ve bir saatlik yoldan geldim. Ne kadar yakınınızda olduğumuzu anlayabiliyor musun? Bu evden hemen çıkmanız lazım." dediğinde lafını bölen telefonun çalması oldu.

Okan arka cebinden telefonunu çıkarıp bir süre ekrana baktı, daha sonra hiç bekletmeden açtı ve kulağına götürdü. "Koray?"

"Dinle beni Koray. Şuan da evinizdeyim. Sana ulaşamadığım için buraya geldim" Bir süre karşı tarafı dinledi ve başını salladı. "Tamam bekliyorum, acele et. Fazla vaktim yok."

Telefon kapandığında gözlerim hala Okan'daydı. Okan telefonunu arka cebine sokup gözlerini bana çevirdi ve şefkatle baktı. "Seni çok özlemişim."

Sert bakışlarım aniden yumuşadığın da, "Ben de seni." dedim kısık sesle. Gerçekten çok özlemiştim.

Bir anda aklıma Yaren'in gelmesiyle meraklı bakışlarım tekrardan Okan'ı buldu. "Okan, Yaren'e ne oldu?" diye sordum endişeli bir sesle.

Okan gözlerini benden kaçırıp bakışlarını önümüzdeki cam masaya dikti. "Onu buldular Nisan." dedi çatlayan sesiyle.

Titrek bir nefesi ciğerlerime depoladım ve dolmuş gözlerimi bende masaya diktim. "O, kaçamadı mı yani?"

Okan olumsuz anlamda başını iki yana salladı ve hiçbir şey söylemedi. Dirseklerimi dizlerime yaslayıp başımı öne eğdim. Yüzüme ellerimi kapatıp bir süre öylece bekledim. O kendini benim için riske atmıştı. Ben kaçmıştım ama o kaçamamıştı. Onun da hayatını mahvedeceklerdi. Düşüncelerimi bölen Okan'ın konuşması oldu.

"Senden sonra herkes durgunlaştı." dedi gözlerini cam masadan çekmeden. "Batuhan'ı tahmin edebiliyorsundur. Başta çıldırdı. Çarptı kapıyı gitti. Daha sonra geldiğinde ölüm sessizliğine bürünmüştü. Bu onun için çok uygunsuz bir davranış. Onun sessizliği gerçekten ölümün sessizliği."

"Peki ya diğerleri?" diye sordum gözlerimi cam masadan alıp ona çevirerek.

"Her ne kadar belli etmeseler de onlar da seni çok özledi. Ares de çok sessizleşti. Zaten sessiz bir yapıdaydı ama şimdi durumu daha kötü. Çok az yemek yiyor ve küllükler hep sigara izmariti dolu." Durdu ve gözlerimin içine uzun uzun baktı. "Belli etmek istemese de o da seni özledi biliyorum. Yokluğun çok hissediliyor Nisan."

Karanlık ÇeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin