"Ne zaman uyanır acaba?" dedi Ayaz gözlerini yatakta yatan kızın üzerinden çekmeden.
"Bir açıklama yapman gerektiğinin farkındasın değil mi Ayaz?" dedi Ares ciddi bir sesle.
Ayaz gözlerini Ares'e çevirdi ve aralarında birkaç saniyelik ruhsuz bir bakışma geçti. "Ne açıklaması?"
Ares inanamaz gibi baktı ve çenesinin ucuyla kızı gösterdi. "Ulan sen manyak mısın?" dedi şaşkınca. "Kızı kaçırmışsın lan."
Ayaz gözlerini devirip tekrardan kıza baktı uzun uzun. "Evet, kaçırdım. Bir açıklama yapmak da istemiyorum."
"Ne demek açıklama yapmak istemiyorum?" dedi Cengiz hafiften sinirli bir sesle. "Kızı bayıltıp kaçırmışsın. Deli misin oğlum sen?"
Ayaz bir çocuk edasıyla omuzlarını kaldırıp indirdi gözlerini kızın üzerinden çekmeden. "Gel desem gelmezdi ki. Bende kaçırmak zorunda kaldım." Ses tonu ve surat ifadesi o kadar masumdu ki, kaçırırken hiçbir kötülük düşünmediğine adım kadar emindim.
"Lan oğlum kız uyandığında ne yapacaksın?" dedi Batuhan alayla gülerek. "Canım seni kaçırmak istedi o yüzden kaçırdım mı? Burada duracağını mı sanıyorsun?" Güldü. Samimiyetten uzak bir gülümsemeydi. Gözlerini bana çevirip bir süre baktı. "Biri yetmiyordu ikincisini sardılar başımıza."
Gözlerimi devirip onunla göz temasından kaçındım. Sanki isteyerek kalıyordum burada. Gerizekalı.
"Bence bana laf etmeden önce kendinize dönüp bakın." Gözlerimiz kesiştiğinde ne demem gerektiğini bilemedim. Gerçi bana da bir şey demek düşmezdi. "O kızın özgürlüğünü elinden alan sizsiniz. Yaren'in özgürlüğü de size düşmez."
Ares aniden ayaklandı ve Ayaz'ın önünde durdu. "Sana da düşmez."
Ayaz'da aynı şekilde ayağa kalktı ve Ares'in önüne dikildi. "Bana düşmeyecek de kime düşecek?"
"İleri gidiyorsun." dedi Ares dişlerinin arasından. "Durduk yere kalkıp birini getiremezsin bu eve. Nisan'ı karıştırma bu işe. Onun burada olma sebebini biliyorsun."
"Artık burada kalmak zorunda olmadığını da biliyoruz." dedi Ayaz aniden. "Onu hiçbir sebep olmadan tutuyorsunuz bu evde. Gidip bizi polise ihbar etmeyeceğini de biliyorsunuz."
Batuhan erkeksi bir ses tonu ile kıkırdadı. "Ona o kadar emin olma Ayaz. Elinde olsa ve korkmasa beni çekip vurabilir." Ardından bana döndü ve serseri bir edayla göz kırptı. "Öyle değil mi, küçük kaçak?" Son yaşananlardan sonra kurduğu cümle canımı acıtmıştı.
Cevap vermedim.
Tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki, adının Yaren olduğunu öğrendiğim kız mırıldanmaya benzer sesler çıkardı. Sanırım uyanıyordu. Asıl bomba biraz sonra patlayacaktı.
Gözlerini aralamaya çalıştığında bir an kızda kendimi görür gibi oldum. Aynı durumu birkaç ay önce bende yaşamıştım. Gözlerini usulca araladıktan sonra bir süre odaksız gözlerle etrafa baktı. Daha sonra gözleri Ayaz'ı bulduğunda aniden yatakta doğruldu ve tiz bir çığlık atıp yatakta geri geri gitti.
Ayaz aniden ayaklanıp ayakucuna oturduğunda kız olduğu yere iyice sindi. "Neler oluyor? Yaklaşma bana. Ne işim var burada?"
"Sakin ol." dedi Ayaz endişeli gözlerle. Sanki biraz sonra olacakları tahmin eder gibi.
"Ayaz?" dedi kız gözlerini kırpıştırarak. "Neler oluyor? Bu da ne demek?!" Sesi sonlara doğru yükselmişti. Sesinin tonunda ki öfke bariz belli olsa da korktuğunu da hissedebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Çete
Teen Fiction"Her insanın kendi zevkleri vardır küçüğüm, benimki de cesetler. Ve unutma ki, katilini affedersen seni yeniden öldürür." Mavi ve Yeşil'in savaşı. •Kitabımda reklam yapmayın ve spoi vermeyin lütfen. Bunu tekrar eden kullanıcılar engellenecektir.Bu g...