İyi de olsa kötü de olsa emek emektir! Bu yüzden yorum yaparken ve bir şeyi eleştirirken bunu 'saygı' çerçevesi altında yapın ballarım :) Gitmeden evvel yıldızı doldurmayı unutmayın. Ve her zaman ki gibi sizden istediğim ennnn önemli şeyy, paragraf içlerine boll boll yorum. ♥♥♥
İYİ OKUMALAR...♡
•
Ayaz'ın Batuhan ve Ares'e yönelttiği soru, herkesin kısa süreli duraksamasına sebebiyet vermişti. Benim de.
"Acıyor," dedi Ayaz tekrardan göz yaşlarını sertçe silerek. "Anlamıyor musunuz? Acıyor." Gözlerinin altı kıpkırmızıydı ve teni âdeta bir ölü gibi bembeyazdı. Ares, Ayaz'ın kafasını omzuna gömdü ve orada ağlamasına müsaade etti. Saçlarını bir ağabey edasıyla severken, "Geçecek." diye fısıldamayı da ihmal etmemişti.
Birkaç dakika sonra Ares'in yerini Batuhan almıştı. Ares Ayaz'ın yanına otururken, Batuhan'da Ayaz'ın karşısındaki masanın üzerine oturmuş, ondan beklenmeyecek bir hareket yapıp ona sarılmıştı. Bu tablo gerçekten çok ilgi çekici ve hüzünlüydü.
"Ne hissettiğini biliyorum, inan bana." dedi Batuhan Ayaz'ın kulağına fısıldayarak. Ev sessiz olduğu için sesi oldukça net duyuluyordu. Az önceki sesinden daha kısık bir sesle, "Geçmeyecek." dedi Ares'in aksine.
"Acısı hep aynı şekilde kalacak. Bu acıyı asla unutmayacaksın ve geçmeyecek. Ama alışacaksın." dedi acımasızca. "Hiçbir şeyin düzeleceği yok, biliyorsun bizi. Ama eğer istersen, o kız senindir."
Ayaz aniden kafasını kaldırıp kızarık ve yaşlı gözleriyle Batuhan'a baktı. "Hayır. Bunu ona yapamam. Kendi hayatım bok gibiyken onun hayatını da mahvedemem."
Batuhan başını onaylar anlamında salladı ve Ayaz'ın elini sıktı destek verircesine. "Sen her şeyin en iyisine layıksın kardeşim, inan." dedi yükselen sesiyle. "Ve eğer istersen bilmelisin ki senin için yapamayacağım şey yok. O kız mı? Söyle bana. O kız mı?"
Ayaz başını usulca sallayıp, "Evet." dedi ve gözlerini Batuhan'dan kaçırıp bana çevirdi. Bir süre gözleri gözlerimde oyalandı ve pişmanlıkla baktı. Aniden ayağa kalktığında sendeledi. Daha sonra dengesini toparladı ve bana bir kaç adım atıp önümde dikildi.
"Özür dilerim senden de." dedi gözlerini gözlerime dikerek.
Elimi önemli değil dercesine salladım ve, "Sorun değil." diye fısıldadım tıpkı onun gibi. Dudakları aralandı ama daha sonra tekrar kapanıp kelimelerini yuttu. Yanımızdan geçip gitmeden önce bana söylediği son şey, "Beni asla affedemezsin biliyorum ama en azından bir dene." olmuştu. Bende hangi akla hizmet yaptım bilmiyorum ama kabul etmiştim.
•
Dün gece Ayaz odasına çekildikten bir kaç saat sonra Cengiz ve Semih gelmişti. Odamdan çıkmamıştım ama Ares ve Batuhan'la Ayaz hakkında konuştuklarını duymuştum. Ayaz yemin etmişti bir daha uyuşturucu kullanmayacağına dair. Umarım yeminine sadık bir insandır. Okan'ın hiçbir şeyden haberi yoktu; içtiği ilaçlar onu derin bir uyku çekmesine sebep oluyordu.
Şuan ise, demir parmaklıklar ardından camdan dışarıyı izliyordum saatlerdir. Saate en son baktığımda sekizdi. Camı açıp rüzgarın içeri doldurmasına ve saçlarıma karışmasına izin verdim. Aniden içeriye sızan soğukla ürperdim ama bu his çok hoştu. Gözlerimi kapatınca sanki gerçekten dışarıdaymışım gibi hissediyordum. Sanki, özgürlüğüme kavuşmuşum gibi...
Gözlerimi kapatıp kafamı cama yasladım ve rüzgarın saçlarımla oynamasına izin verdim. Koluma değen sıcak ellerle aniden irkildim ve yerimden sıçradım. Karşımda Batuhan vardı. Her zaman ki gibi sinsi sinsi yaklaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Çete
Teen Fiction"Her insanın kendi zevkleri vardır küçüğüm, benimki de cesetler. Ve unutma ki, katilini affedersen seni yeniden öldürür." Mavi ve Yeşil'in savaşı. •Kitabımda reklam yapmayın ve spoi vermeyin lütfen. Bunu tekrar eden kullanıcılar engellenecektir.Bu g...