Ali-Bir iki adım geriledikten sonra kendini toplamak istercesine derin bir nefes alıyor. Benim bir saniye bile beklemeye tahammülüm olmadığından ona doğru yine yaklaşmaya yelteniyorum.
''Dur, anlatacağım dedim'' eliyle benim durmamı sağlayıp konuşmaya başlıyor.
''O gece Doruk Selin'i hastaneye götürmüş, Nazlıya bile haber vermemiş önce, doktor Selin'in ilaç aldığından bahsetmiş. Uyuşturucu gibi bir şey''
''Ne saçmalıyorsun sen? Bunu selin isteyerek yapmadı! Biri onu zorla bayılttı''
''Ben Doruk'un bana anlattığı kadarını biliyorum! Sonra Doruk Nazlı'yı aradı haber verdi hastaneye gittik. Selin günlerce kendine gelemedi. Yemek yemedi, serumlarla beslendi. İki hafta geçti aradan ilk o zaman konuştu. Seni sordu, Nazlı gitti dedikten sonra da uzun bir süre toparlanamadı''
Selin'in o hali gözlerimin önüne geldiğinde yutkunuyorum.
''Bana neden yalan söylediğini anlat Savaş!''
''Sen ortadan kayboldun, yurtdışına gitmişsin. Nazlı çok öfkeliydi. Çok üzgündü. Onu sakinleştirmek adına Selin'in başka birini sevdiğini söyledik''
Alayla gülüyorum. Yine yalan söylüyordu. Sinirime engel olamayarak tekrar yakasını topluyorum.
''Lan şerefsiz! Hastanede Nazlı bana kardeşim senin yüzünden aylarca tedavi gördü, kendine gelemedi demedi mi? Nazlı'nın hiç bir şeyden haberi yok demedin mi sen bana!''
Kırdığı potu anlamış bir ifadeyle dişlerini sıkıyor. Bu durum daha da canımı sıkarken uzaktan gelen Selin'in sesi ile ellerimi gevşetip yere indiriyorum.
''Aliii''
''Ali'' yanıma yaklaşıyor olması kalp atışlarımın git gide düzensizleşmesini sağlıyor.
Savaş ile benim aramda gözleri mekik dokurken en sonunda elini omzuma koyuyor.
''Ali, iyi misin?''
''İyiyim'' zoraki bir gülümseme yolluyorum. Uzattığı elini sıkıca kavrarken, Savaş'a attığım bakışı ona göstermemeye özen gösteriyorum.
''Gelmek bilmeyince merak ettim. Her şey hazır, sizi bekliyoruz''
''Tamam bizim de işimiz bitti zaten '' uyarıcı ses tonumu Savaş'a iletirken bir yandan da Selin ile önden önden ilerliyorum.
Bu iş burada kapanmayacaktı, elbet öğrenecektim.Mangal işini de hallettikten sonra hep birlikte sofraya geçiyoruz, öfkemi kontrol altına almayı başarabilmiştim ama hala sinirli olduğum bakışlarımdan bile anlaşılabilecek seviyedeydi.
Yemekleri yedikten sonra birden Selin'in sesi ile hepimiz ona dönüyoruz.''Hey! Hadi ip atlayalım, can falan oynayalım, top ta aldık''
''Ayyy! Hadi oynayalım '' Nazlı'nında Seline eşlik etmesiyle çaresiz peşlerinden sürükleniyoruz.Savaş her fırsatta gözlerini benden kaçırsa da o gözlerin yalan söylediğini adım gibi biliyorum!
**
Günün sonunda Nazlı ile Selin birbirine sımsıkı sarılırken usulca Savaş'ın kulağına fısıldıyorum.
''Gece yarış pistinin orda ol, 11 de'' cevap vermesini beklemeden arabaya biniyorum.
Arabada Selin'in sürekli müzik değiştirmesi öfkeli halime batar gibi geliyor, birden yüksek ses ile bağırıyorum.
''Dur artık bir yerde!'' irkilmesi o an için kendime küfretmeme sebep oluyor. Bir şey demesine fırsat vermeden konuşuyorum.
''Özürdilerim, bağırmak istemedim''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkmaz Sokak -Alsel-
FanfictionKendisine hayran ve bi okadar da bencil olan bir adam hayatını tepetaklak eden bir kızı sevebilir mi? Selin ve Ali geçmişten gelen öfkeleriyle birbirlerine ilk gun ki gibi aşık kalabilir mi? Peki ya aşk gerçekten her şeyi affeder mi? Bu hikayenin m...