"Hesaplaşma"24

2.5K 195 18
                                    


Ali-

Gözlerimin içine korku ile bakan Selin'i sakinleştirmek adına hiç bir şey yapmadım.Yapamadım..
Çünkü öfkem içimde bir çığ gibi büyürken sakin kalamazdım. Onu da sakinleştirmek adına her hangi bir girişim de bulunamazdım. Karşımdaydı işte. Çıplaktı. Yıkılmıştı. Çaresizdi. Acı çekiyordu.
Onu bu hale ben getirmiştim. Biz getirmiştik. En az ona bu iğrenç şeyi yapan kişi kadar suçluydum.
Ben o gecenin aydınlık tarafı olmalıydım, karanlığa iyice gömen tarafı değil. Bu pişmanlık ne yaparsam yapayım, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin hiç geçmeyecekti. En çokta geçmeyeceğini bilmek, affedilmeyeceğimi bilmek, selinin hayal kırıklığı olduğumu bilmek canımı yakıyordu.
Doruk... Onu bulmuştum! Teyzesinin cenazesi deTürkiye'ye getirilmişti. Ardından şehirden uzak bir eve yerleşmiş, tabiî ki bu bilgilere ulaşmak kolay olmadı ama Emre gibi bir arkadaşınız varsa eğer zor olan şey bile basit bir detay olarak kalabiliyor.
O şimdi, ağzı burnu kan içinde sandalyeye bağlı bir biçimde yanına gitmemi bekliyor. Hakkında vereceğim kararı çaresizce kabullenmekten başka bir seçeneği yok. Evet onu öldüreceğim gerekirse ama önce Selin bunu öğrenecek. O ne isterse, nasıl isterse öyle olacak her şey.

''Alii.. Bir şey yapmadım ne olur '' Selin'in sesi ile düşüncelerimden sıyrılıp ona çevirdim bakışlarımı.

''Yapmadım'' dedim tek solukta.

Selin'de kendini toparlayıp havluyu bedenine iyice sardıktan sonra banyodan çıktı.
Bende oturduğum yerden kalkıp yavaş adımlar ile onu takip ettim.

''Çıkar mısın Ali? Giyineceğim''

Cevap vermeden sessizce çıktım odadan. Kapıyı kapatıp başımı yandaki duvara yaslayıp derin bir nefes aldım. Bundan sonrası için ne olacağına dair hiçbir fikrim yoktu.
Sonumuz...Sonumuz yine o uçurumun sonunda bitecek diye içten içe korkuyordum.
Selin'in sonu olmak değil de sonsuzu olmak isterdim...Ne yazık! Olduramadım.

Birkaç dakika sonra kapının açılması ile başımı yaslandığım yerden kaldırdım.

''Sen gitmedin mi?''

''Yine kaçıyorsun'' dedim bir çırpıda.

''Ne saçmalıyorsun'' Aynı zamanda yürümeye devam etti. Bende peşinden onu takip ettim.

''Sana onu buldum diyorum!'' görmezden gelmesi , yok sayması beni gerçekten sinirlendirmişti.
Aniden olduğu yerde durup yüzünü bana çevirdi.

''Ne yapayım?! Altın madalya mı takayım Ali buldun diye! Sana anlattığım her şeyi unut demedim mi? Neden bana bunu yapıyorsun? Neden acı çekmem için uğraşıyorsun?''

''Hayır hayır.'' Yüzünü ellerimin arasına alıp devam ettim konuşmaya.

''Senin acı çekmen için uğraşmıyorum. Sadece bu üzeri kapanıp gidecek bir şey değil. Eğer bunu yapan o herifse cezasını çekecek!''

'' Uzak dur Ali. Karışma artık ya karışma'' ellerimi itip kendini geriye çekti. Salonun ortasına geldiğimizde tekrar dönüp konuşmaya devam etti.

'' Ben çok mu memnunum sanıyorsun? Ama yüzleşemem. Ben bunu kaldıramam! Ne sanıyorsun? Eğer Doruk yaptıysa bile ben yaptım diyeceğini mi?''

''Onu dinlemek zorunda bile değiliz Selin! Sen ne istersen o olur''

''Ne demek bu ?''

''Tek bir lafına bakar. İşi biter''

''Sen! Sen delirdin mi ?daha onun yaptığından emin bile değiliz!''

''Umrumda bile değil!'' Sesim oldukça yükselmişti. Bir adım daha atıp suratına doğru soludum.

''%1 ihtimal bile onun yapmış olduğunu gösteriyorsa eğer ölmeli''

Çıkmaz Sokak -Alsel-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin