"Karım olacaksın"35

2.1K 166 62
                                    

Nazlı-

Pencereden dışarı izlerken bir yandan da hırsla tırnaklarımı yemeye devam ediyordum. Ne ile karşılaşacağımı bilmeden uzun bir yolu gitmeye devam ederken yan tarafta beni izleyen Emre'ye çevirdim bakışlarımı. Ellerimi bacaklarımın arasına alıp, salladığım ayaklarımı durdurdum.

''Korkuyorsun'' dedi Emre bakışlarını yola sabitleyerek.

''Korkmuyorum'' kaşlarımı kaldırıp meydan okurcasına sesimi yükselttim.

Ani bir fren ile arabayı yolun kenarına çektiğinde emniyet kemeri sayesinde savrulmaktan kurtulmuştum.

''Ne yapıyosun sen ya ?'' aptalca yüzüme bakmaya devam ettikten sonra emniyet kemerini çıkarıp bana daha çok yaklaştı.

Elimi tutup yukarı kaldırdığında alayla gülümseyip, nefesini yüzüme soludu.

''Tırnaklarını yemekten etini kanatmışsın, arabaya bindiğinden beri titriyorsun! Güçlü duracağım diye mahvediyorsun kendini haberin yok!''

''Sanane ya benden sanane?'' ellerimi bir çırpıda çekiyorum. Sarhoşluğun da etkisi ikimizde saçmalıyoruz.

'' Gücün yok! Korkuyorsun işte kabul et. Bunu yapmak zorunda değilsin''

Hırsla kemerimi çözüp arabadan iniyorum. Ardımdan hızlı adımlar ile yaklaşıp kolumdan tutuyor.

''Bırak! Aptal! Sana güvendim ben''

'' Seni düşündüğüm için suçlu muyum yani?''

Tıslayarak teker teker kelimelerin üzerine bastırıyorum.

''Selin'in canını yakan herkesi mahvedeceğim Emre. Duydun mu beni? Sonucu ne olursa olsun! Korksamda bu değişmeyecek''

''Tamam hadi bin şu arabaya Allah'ın cezası''

''Gerizekalı'' omzuna vurduğum darbeyle birkaç adım sendeleyip yavaş yavaş arabaya gidiyor. Bende ardından sessizce arabadaki yerimi alıyorum.

Biten yolculuğumuz üzerine sessizce arabada bekliyoruz. Ne o bir şey söylüyor ne de ben iniyorum. Sonunda kendimi toplayıp arabanın kapısını açmak için harekete geçtiğim de fısıltı halinde kullandığı bir cümle durmamı sağlıyor.

''Gerçekten bunu yapan kişiyi öldürecek misin ?''

Yutkunuyorum.

''Bunu söylemeyi istemezdim ama, umarım bunu o öldürdüğün pislik yapmıştır. Ellerime kimsenin kanı bulaşsın istemiyorum''

Başını salladıktan sonra birlikte arabadan iniyoruz.
Evin kapısına doğru ilerlerken saçma sapan bir soru soruyorum.

''Sen ..Peki sen hiç korkmadın mı?''

Anlamaz halde baktığında açık açık soruyorum.

''Doruk'u öldürürken..''

Alayla güldüğünde gözlerimi devirip hızlı adımlar ile eve yaklaşıyorum.
Derin bir nefes aldıktan sonra zile basıyorum, açılmıyor.
Uyuyor olması muhtemel bir olasılık olduğu için tekrar tekrar basıyorum. Ama açılmıyor.
Kapıya da vurmaya başlayınca Emre'nin uyarısı üzerine duruyorum.

''Bilerek açmıyor Emre''

''Saçmalama Nazlı. Demek ki evde değil''

''Gelene kadar gitmeyeceğim bekleyeceğim o zaman '' kaldırımın kenarına oturup beklemeye başlıyorum.

''Çocuk gibi davranıyosun şuan Nazlı. Bak hadi gel söz veriyorum sana tekrar getireceğim seni''

Ayağa kalkıp alayla konusuyorum.

''Bundan sonra sana ihtiyacım yok zaten Emre, evi öğrendim. Kendim gelebilirim''

''Tek başına gelmene izin vereceğimi mi sanıyorsun?''

Gözlerini gözlerime dikerek verdiği bu cevap beni bir an afallatsa da gözlerimi hemen kaçırıp cevap vermeden arabaya yöneliyorum.
------

Selin-

''Sen zaten hep benimdin, sadece benim''

Şuan Ali'nin göğsünde huzurlu uykularımdan birini yaşıyor olmalıydım. Ama bu kelimeler, o an Ali'nin gözünde gördüğüm öfke, hırs beni bundan alıkoyuyor.
Ne yaşadığını, ne hissettiğini ilk defa anlamazken buluyorum kendimi.
Benim için ona ait olmak hem çok eşsiz, hem çok zordu.
Ait hissetmek bir başkaydı, ait olmak çok daha başka.
O nasıl hissetmişti? Her zaman benim onun ilki olmamı hayal ederdi, bu ana ağır geldiği için mi böyle söylemişti ?
Yoksa o an aklına o iğrenç gece de yaşadıklarım mı gelmişti ?
Canımı yakmaktan korkarak hareket ederken, birden bu öfkeli bakış, bu hırslı sesleniş neyin nesiydi?
Onun da benim gibi uyumadığını, fısıldadığında anlıyorum.

''Bu an hiç bitmesin istiyorum, sabah olmasın''

''Yüzüne bakmaya cesaret edemiyorum'' diyorum aynı ses tonuyla.

Çenemden tutup gözlerini gözlerime sabitliyor.

''Senin gözlerin, gözlerimi özlemiyor mu yani? Utanmakta neyin nesi? ''

''Sadece senin gözlerine bakmak isterken delicesine, yaptığı aptallık değil mi?''

''Aptallık '' diyor masum çocuk gibi. Ardından dudaklarıma bir buse konduruyor.
Tekrar bakışlarını gözlerime çevirip dudaklarını aralıyor.

''Evlen benimle'' şaşkınlıkla gözlerim açılırken, aynı anda bir kıkırtı çıkarıyorum.

Ellerimle ağzımı kapatıp hafif doğruluyorum.

''Hey! Komik bir şey söylemedim''

''Ya ne bileyim, böyle bir anda olunca, garip geldi''

''Sormam hata zaten değil mi ?''

''Ne?'' diyorum anlamaz bir şekilde.

''Sen Selin Yılmaz, artık Selin Mertoğlu olma zamanın geldi. Benim karım olacaksın''
Dudaklarını dişleyip gülümsemesini engellemeye çalışıyor. Onun aksine gülmekten kaçmayıp kahkaha atıyorum. Beni kendine çekip sıkıca sarılıyor.
Sabahı olmasın istediğimiz bir geceye yavaş yavaş veda ederken, bir burukluk çöküyor yüreğime.
Karanlığı ilk defa bu kadar çok seviyorum belki de...

Bölüm Sonu-

"FİNALE ADIM ADIM.. MAALESEF. YORUM VE VOTELERINIZI BEKLIYORUM DEMIYORUM. NASIL OLSA FAYDA SAĞLAMIYOR. IYI OKUMALAR"

Çıkmaz Sokak -Alsel-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin