Nazlı-Doktorun dediklerini uzun süre karşımdaki duvara bakarak dinlemiştim.
''Bir nevi intihar''...
''Kullandığı ilaçların ne kadar ağır olduğunu bilmesine rağmen alkol alması, hemde bukadar çok alması bir nevi intihar''...
Bu cümlelerden sonra yine yüreğimde büyük bir sancı hissettim.
Bir şeyler oluyordu hep ve ben kardeşimi koruyamıyordum.
Bir şey vardı... Ona ölmeyi isteyecek kadar çok acı veren...
Ali Mertoğlu ...
Eğer kardeşim bir kez daha senin yüzünden acı çekerse gözümü kırpmadan seni öldürebilirim!
Eğer kardeşim senin yüzünden benim avuçlarım arasından kayıp giderse işte ozaman hayatını sana zindan ederim!Bir çok öneriden sonra sessizce çıktım doktorun odasından...
Sonra Yoğun bakıma alınan kardeşimi görmek için binbirtürlü ısrardan sonra yanına girdim...
Girdiğim anda tuttuğum bütün gözyaşlarımı akıtmıştım.''Selin...Selinim. Neden yapıyorsun bunu kendine? Niye yapıyorsun bunu bize? Hani biz ayrılmaz bir parçaydık...Biz bir bütündük. Birimizden biri olmadığında asla tam olamazdık...Neden şimdi beni böylesine bir karanlığın içine bırakıp gitmek istiyorsun? Gözlerini açtığında canın yanmasın diye sana yine hiç kızmayacağım. Hesap sormayacağım. Sadece sarılacağım. Ama canım çok yanıyor Selin. Ne olur yalvarıyorum bana bunu yaşatma artık. Anlat bana neler olduğunu... Canını böylesine acıtan şeyleri anlat... Ali sana neler yaptı anlat... Neler yaşadın da böylesine içine kapandın anlat...Eskiden herkese çok kötü davranır, kimsenin duygularını önemsemezdin hatırlıyor musun? Ozaman sana cesaret edemediğin şeyler için başkalarının canını yakamazsın diye öfkelenirdim. Sende bana hayatta kalmak için bunu zırh olarak kullandığını söylerdin. Gizlerdin hissettiklerini... Razıyım Selin. Yemin ederim razıyım. Sen yine o kötü kız ol... Yeter ki gözlerine yaş değmesin. Ben bir daha seni kaybetmekten korkmayım...''
Ellerine kondurduğum öpücükle birlikte veda ediyorum ona...
Kapıdan çıktıktan sonra en içten gülümsemesiyle Savaş karşılıyor beni.Hiç bir şey söylemeden kollarını bana açan adama sıkıca sarılıyorum.
Saçlarıma kondurduğu öpücük yine beni huzura kavuşturuyor.
Soru sormuyor, bir şey söylemiyor. Başımı öpücüklere boğarken ben kollarımı daha da sıkı sarıyorum.
Kalp atışlarını hissederken en derinimde bir yerlerde , iyi ki diyorum. İyi ki varsın Savaş...
Benden ayrılıp gözyaşlarımı parmaklarıyla narince silerken beni benden alan o sözlerini söylüyor.''Senin tek bir damla göz yaşın akınca, benim kalbim kanıyor Nazlı...''
'' Savaş benim canım çok yanıyor '' sakin gözyaşlarım hıçkırıklara dönerken onunda gözleri doluyor.
Birbirimize sarılıp öylece kalıyoruz hastane koridorunda.1 Hafta Sonra-
''Hadi ama Selin ''
Uzattığım çorbadan Selin'e içirmeye çalışırken onun beş yaşındaki çocuk gibi mızmızlanışını bir yandan da gülerek seyrediyorum. Gözlerinde ki acı çeken kız çocuğunu saymazsak eğer o an gerçekten mutluymuş gibi gözüküyor.
'' Nazlı dua et kolum kırık yoksa çarpardım bir tane ha şöyle tam tersten! Yeter istemiyorum diyorum.''
'' Hoşuna gidiyor işte ne diye inkar ediyorsun? Hem çarpmak istersen diğer kolun boşta bak ''
'' Hadi be ordan '' deyip şakırken içeri Savaş giriyor.
''Ooo keyifler yerinde bakıyorum''
''Yerinde yerinde , Selin biraz naz yapıyor ama idare ediyoruz işte hastaya anlayışlı olmak lazım''
'' Şştt Selin hanım. Üzmeyin benim sevgilimi, bozuşuruz''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkmaz Sokak -Alsel-
Fiksi PenggemarKendisine hayran ve bi okadar da bencil olan bir adam hayatını tepetaklak eden bir kızı sevebilir mi? Selin ve Ali geçmişten gelen öfkeleriyle birbirlerine ilk gun ki gibi aşık kalabilir mi? Peki ya aşk gerçekten her şeyi affeder mi? Bu hikayenin m...