bölüm 10: üniversite

1.7K 158 143
                                    

"Yine daldın gittin" dedi Hannah, sevgilisinin bu hallerine alışkındı aslında. Ama fazla kaybolup gitmesine izin vermekte istemiyordu.

"Üzgünüm,"

Cas başını cama yaslayıp yolu izledi. Şehrinden, Dean'den ayrılıyordu bugün. Acaba daima acıtacak mıydı, yoksa zamanla azalır mıydı?

Büyük ihtimalle artacaktı. Sonuçta artık Dean'i hiç göremeyecekti, eski zamanların aksine.

Özlemek garip birşeydi. Ölçüsü yoktu mesela, sadece özlemek vardı. Eski zamanları düşünmek,  o günlere dönmeyi istemek. Gerçi dönse nolacaktı ki? Dean ondan uzaklaşmayı seçmişti sonuçta.

Şimdi karşısında yeni bir hayat vardı. Dean'in sebep olduğu acıları unutacak artık onu özlemeyecekti. Yeni biri olacaktı Cas. Hannah ile mutlu olacaktı.

Yolculuk sessizlik ve düşüncelerle geçtikten sonra, Cas ve Hannah odalarının olduğu Gençlik Yurdu'na doğru yol aldılar. Ellerinde bavulları, meraklı bakan gözleriyle şehri tanımaya çalışıyorlardı. New York City'yi.

Biraz dolandıktan sonra istikamete ulaştılar ve danışmaya gittiler. Oda numaralarını öğrendiler ve Hannah veda amaçlı bir öpücük kondurdu Cas' in dudağına.

Ayrıldıktan sonra Castiel 124 numaralı odasına çıktı. Oda arkadaşının düzenli biri olmasını umdu, zira Cas çok titiz biriydi. İçeri ilk adımını atıp etrafa şöyle bir göz attı. İki yatak, iki masa ve büyük bir elbise dolabı.

Yataklardan birisinin üzerinde kıyafet vardı, dolayısıyla Cas mecburi diğerini seçti. Bavullarını yanına koydu ve sırt üstü uzandı yatağa. Yeni yaşam yeri buraydı demek. Oda arkadaşı da gelmişti bile. Anlaşabileceği biri olmasını umdu, sonuçta artık beraber yaşayacaklardı.

Banyo kapısı yavaşça açıldığında bakışlarını oraya çevirdi Cas. Belinde havlusuyla güzel bir vücuda sahip biri çıktı içerden.

"Dean?!"

"Merhaba Cas,"

"Burda ne arıyorsun?" Cas şaşkınlıkla bakakaldı. Bunun olma ihtimali neydi, milyonda bir falan mı? Nasıl oluyordu peki? Hayat bu kadar mı nefret ediyordu Castiel'den ?

"Sen ne arıyorsan onu," dedi Dean ve rahat bir tavırla omzunu silkti. Hiçte şaşırmış gibi de değildi üstelik.

"Bunu bilerek ayarladın değil mi?"

"Hayır tabiki."

"Öyle yaptın," dedi Cas kendinden emin bir şekilde. "Sadece niye yaptığını anlamadım o kadar."

"Anlamaman normal," yatağın üzerindeki baksırı aldı ve havlunun altından giyindi.  " Çünkü öyle bişey yapmadım. Tamamen tesadüf."

Cas Dean dışında her yere bakmaya çalışsada, başarılı olamıyordu. Gözleri vücudunu süzüyor, hatlarının mükemmeliği hayran kalmasına sebep oluyordu. Dean ise izlendiğini bilircesine sırıttı ve havluyu kenara fırlattı. Sadece baksırı varken öylece durdu birkaç dakika. Ardından gömleğini ve pantolonunu giyindi. Cas için bu bir show gibiydi. Fazla güzel, etkileyici bir show ama artık gerçek hayata dönme vaktiydi, çünkü hayatından ve aklından silmeye çalıştığı çocuk her günü beraber geçireceği oda arkadaşı çıkmıştı.

"Başka bir oda bulmalısın," dedi tekdúze bir sesle. "Bu ikimiz içinde en iyisi."

"Tüm odalar dolu," diye cevapladı Dean. "İlk geldiğimde oda arkadaşımın sen olduğunu öğrenince başka oda aradım ama yoktu."

"Demek benden kaçacaktın?"

Hayır, Cas'in sesindeki öfke değildi. Sadece merak etmişti o kadar.

"Senin istediğin bu sanıyordum, niye kızdın ki?"

"Tabiki bu." Anında cevapladı Cas. "Yani gitmen. Gitmeni istiyorum."

"Neden?"

"Çünkü seninle hoş olmayan bir geçmişimiz var."

Dean derin bir nefes verdi. "Özür dilerim Cas ama ikimiz için en iyisini yapmaya çalıştım."

"Fark etmez" dedi Cas sert bir şekilde. "Olan oldu, eski defterleri açmaya gerek yok."

"Peki."

Ardından odada bir sessizlik oluştu. Dakikalar sonra kapı çalınıp Hannah gelene kadar.




Anlatım tarzı böyle mi olsun yoksa önceki bölümler gibi birinci kişi ağzından mı ?

sessizlik //destiel ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin