Castiel mektubu katlayıp zarfına geri koydu.
Ne düşüneceğini ne yapacağını bilmiyordu.
Dean yine gitmişti ama ilk kez gidişi anlamlıydı. Cas için gitmişti, o mutlu olsun diye. Yıllar önce, Dean'in bir kızla olduğunu duyduğunda içinde eksilen şeylerin geri geldiğini hissetti. Yine tastamam olmuştu Dean'e olan aşkı. Hiçbir eksiklik yada kusur yoktu.Ne yapacağını düşündü. Daima onun gitmesine izin vermişti ve bunun getirdiği sonuçlar ortadaydı. Belki bu kez farklı davranmalıydı.
Ama Rob, o ne olacaktı?Rob iyiydi, daima. İlişkileri de iyi ilerliyordu. Sadece tek bir sorun vardı, cinsel anlamda bir şey olmuyordu. Cas'in yüzünden. Kendini hazır hissetmiyordu ve ne zaman öpüşmekten ileri geçseler tedirgin oluyor, eli ayağına dolaşıyordu.
Bu şekilde daha fazla devam edemezlerdi zaten. Çünkü Rob sabırlı biri olsada, Cas'in bunu ona yapmaya hakkı yoktu. Onu seviyordu evet ama Dean'i sevdiği gibi değil. Ona aşık değildi mesela. Ne zaman onu düşünse yüzüne bir gülümseme yayılmıyordu. Onu her an görmekte istemiyordu. Yada her şeyi onunla tecrübe etmeyi.
Belkide en doğrusu bu kez Dean'in gitmesine izin vermemekti. Sevgi fedakarlık demekti ve Dean ilk kez fedakarlık yapmıştı. Belki artık anlamıştı aşkın, sevginin gerçek anlamını.
Sam'e bir mesaj attı ve Dean'in numarasını takip edip Gps'den nerde olduğunu bulmasını istedi. Bundan abisine bahsetmemesini de.
Sam bu işi memnuniyetle yaptı. Abisi görünüşe göre eve, Kansas'a geri dönmüştü. Cas'e haber verip iyi şanslar diledi.
---------------
Dean fazlaca içtikten sonra eve dönmüştü. Impalayla değil, bu riski göze alamazdı. Yürümüştü. Cebinden anahtarları çıkardı ve merdivenlere yöneldi. Bakışlarını kaldırdığında ise, onu gördü.
Castiel'i.
Olduğu yerde kaldı. Bir an bunun gerçek olma ihtimalini düşündü.
Hayır hayır, olamazdı.
"Hayal görüyorum," diye mırıldandı. "Barmenden sert içki istediğimde içine bir şeyler atmış olmalı."
"Hayır," dedi Cas. "Gerçekten burdayım."
"A-Ama nasıl?"
"O kısmı boşver," Cas oturduğu yerden kalkıp Dean'in tam karşısına geçip, gözlerini gözlerine kenetledi. "Bu kez gitmene izin vermeyeceğim."
Dean sarhoşluktan ve fazla duygu yüklenmesinden ağlamaya başladı. "Çok korkaktım," dedi. "Kimseyi kaybetmemeye çalıştım, ama tek yaptığım seni kaybetmek oldu."
"Aptaldın," dedi Cas omuz silkerek. "Ama değişmişsin, bu 4 yıl yaramış sana."
Dean elinin tersiyle gözyaşlarını sildi. "4 yıl mı? Bana cehennemde 40 yıl gibi geldi."
"Evet, öyle hissettirdi" diye mırıldandı Cas.
"Yani, Rob'u sevmiyorsun? Benim için geldin?" Korkarak sordu Dean.
"Elbette onu seviyorum, o hiç sahip olamadığım en iyi arkadaş gibi ama aşık olduğum biri var. Çaresizce aşık olduğum biri. Kaç yıl geçerse geçsin, değişmiyor. Başka kimlerle denersem deneyeyim sevgim bitmiyor, azalmıyorda.Sanırım ona bir şans daha vermeye karar verdim." Tehditkar görünmeye çalışarak devam etti. "Son bir şans,"
Dean Cas'e sıkıca sarıldı. "Seni çok seviyorum. Her şeyden çok ve sana yemin ederim, bu kez hata yapmayacağım."
"Umarım," diye cevapladı Cas. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Dean geri çekildi, ardından sevgilisinin dudaklarına minik bir öpücük bıraktı. "Hadi," dedi. "Birlikte yaşanacak bir hayatımız var."
the end.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sessizlik //destiel ✔️
FanfictionCastiel okulun sessiz öğrencilerinden biridir, aynı zamanda okulun popüler çocuğu Dean Winchester'a aşıktır. Elbette bunu kimse bilmez. Ama lise son sınıfa geçtiklerinde, kader bir şekilde onları birleştirir. Devamını merak ediyorsanız, hemen okumay...