Taehyung günlüğünün dışı simsiyah, içi bembeyazdı...
Taehyung'un günlüğünün dışı sert, içi yumuşacıktı...
Ona ilk görüşte kalbini yerle bir eden kişiyi hatırlatıyordu.
Ona ilk görüşte aklının her köşesini kaplayan kişiyi hatırlatıyordu.
Derin bir ne...
(Y/N: Bu bolumle alakasi yok, biliyorum ama O MEDYA ♡)
"PARK JİMİN!" İçeriye kapıyı kıracak derecede tekmeleyerek girip sinirli bir yüz ifadesi ve ateş saçan gözleriyle kendi adını seslenen Hoseok'u görünce esmer çocuk korkudan kafayı yiyordu.
Onun sinirli olduğunda nasıl biri olduğunu, neler yapabileceğini biliyordu ve etrafında kendini koruyacak adamları olmadığı için savunmasız hissediyordu. Yine de soğukkanlı davranarak belli etmemeye çalıştı.
"Jung Hoseok, eski dostum. Seni buralara getiren nedir acaba?"
Soğukkanlılığını gören Hoseok, iyice deliye dönmüştü. Dişlerinin arasından konuşarak cevap verdi.
"Ben ne zaman senin dostun oldum Park Jimin?"
Her cümlesinin sonunda adını ondan bu ses tonuyla duymak olanları daha az korkunç yapmıyordu. İçinde artan bütün korku duygularını bastırmaya çalıştı.
"Kusura bakma. Lütfen sakin ol ve neden buraya geldiğini anlat."
"AİSH BU ÇOCUK!" Hoseok gelerek bir eliyle Jimin'in yakasından tutarak ayaklarının yer ile bağlantısını kesti.
"Bir de bilmiyormuş gibi yapmıyor musun? Deliriyorum!"
"Hyung rahat bırak! Gerçekten neyden söz ettiğini bilmiyorum!"
Hoseok, Jimin'ı fırlatırcasına bıraktı, birkaç adım arkasında koltuk olmasaydı; yere kapaklanabilirdi.
"Gözünün Tae'de olduğunu görebiliyorum."
Jimin dayanamayıp sırıtarak karşısındaki çocuğa baktı. Canına susamış gibi hissediyordu, ama yine de gizleyememişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sadece bunun için mi geldin hyung? Senden bana bulaşmak için daha iyi bir sebep beklerdim. Gözü Tae'de olanın sadece ben olduğumu sanmıyorsun herhalde."
Hoseok'un aklı karışmıştı. Tae kendisine okulda hiç fark edilmediğinden, her zaman o ortada yokmuş gibi davranıldığından, kimsenin onunla konuşmadığından ve konuşmak istemediğinden bahsetmişti. Kendisine gelmesinin sebeplerinden biri de buydu zaten. Şimdi ne değişmişti ki onunla ilgili?
"Sen neyden söz ediyorsun velet? Neler dönüyor?"
Jimin'in az önceki sırıtması gülümsemeye dönüşmüştü, daha sonra da ufak bir kahkaha attı. Hoseok'un konu Taehyung olunca aklının bir karış havada olmasına bayılıyordu. Taehyung'un onun ilk ve tek zayıf noktası olduğunu bilmek onu abartılacak bir şekilde mutlu edebiliyordu.
"Senin yanında takıldığından beri herkesin gözü onun üstünde hyung."
Ayağa kalkıp ellerini arkasında kavuşturup Hoseok'un etrafında konuşarak dolanmaya başladı. Hoseok da onun dolandığı yere doğru kafasını çeviriyordu.
