Bölüm 17 - Victorious

431 46 37
                                    

Busan'ın bu küçük taşra semtinin, şehre gidenler tarafından yok olmaya bırakılmış arka sokaklarının birinde, aralarında geçen bütün sorunlara rağmen bir olmayı seçen Pentagram ve Skeleton (Y/N: Jimin'in çetesinin adı) ve karşılarında ise iki kulaktan duyma dedikoduyla zaten birilerine bulaşmak için bahane arayan Orphan çeteleri, önde liderleri, arkalarında ellerinde sopalarının sallayıp yumruklarını birbirine vuran adamları ile birbirlerine bakışarak kozlarını paylaşmaya gelmişlerdi.

Busan'ın bu küçük taşra semtinin, şehre gidenler tarafından yok olmaya bırakılmış arka sokaklarının birinde, aralarında geçen bütün sorunlara rağmen bir olmayı seçen Pentagram ve Skeleton (Y/N: Jimin'in çetesinin adı) ve karşılarında ise iki kulak...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pentagram ve Skeleton'u adam sayısı olarak toplarsanız, anca bir Orphan ediyordu.

Hoseok ve Jimin elleri ceplerinde yan yana durmuş, karşılarında göğsünde kollarını kavuşturmuş olan Minho'ya bakıyorlardı. Hemen biraz arkalarında da Yoongi duruyordu. Daha önce Jimin olası bir kavgada onun çok işe yarayabileceğini düşündüğü için gruptan atmadığı Jungkook duruyordu. Yüzü karşı tarafa öyle bir bakıyordu ki sanki hepsini öldürebilecek gibiydi, şeytani bir şekilde sırıtıyordu ki karşıdakilerin korkması için sadece bu bakış bile yetmişti. Alt etmek kolay olmayacaktı.

Minho'nun çetesi her sokak kavgasında baştan aşağıya simsiyah giyinip başlarına da bir maske geçirirlerdi, liderleri dışında. Yani bıçak Hoseok'a saplandığında bu işi kimin yaptığı belli olmayacaktı, yapacak olan çocuk bıçağı hemen yere atıp yeniden kavgada maskelileri arasına katılıp hiçbir şey yokmuş gibi devam edecekti.

Minho'nun adamlarının içinden seçtikleri birinin cebindeki bıçağı saplaması tabiî ki de kaza eseri olacaktı, bilerek değil. Az sonra olacakları düşündükçe içi içine sığmıyor ve sırıtmasını gizleyemiyordu.

Bu bakışmalar ve gülüşmeler arasında sessizliği bozan elindeki sopasını sallayan Minho oldu.

"Kulağımıza hoş olmayan dedikodular geldi arkadaşlar."

"Duyduklarınıza inanıp inanmamak size kalmış." dedi Jimin kendinden emin bir şekilde.

"Zaten şu andan sonra pek de bir şey fark etmiyor değil mi?" Hoseok bu sözleri dişlerinin arasından, neredeyse hırıldayarak söylemişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Zaten şu andan sonra pek de bir şey fark etmiyor değil mi?" Hoseok bu sözleri dişlerinin arasından, neredeyse hırıldayarak söylemişti. Şu anda avına saldırmaya hazırlanan bir aslan gibi, saldıracağı en uygun anı kolluyordu.

Holding on To You (VHope Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin