Bölüm 20 - Don't You Want Me? (M)

710 33 214
                                    

(Y/N: Baştan aşağı smut, baştan aşağı Yoonmin ve 3000 kelime. :") İyi okumalar... ^-^)

Medyadaki şarkıyı dinleyebilirsiniz, çünkü neden dinlemeyesiniz? :")

Yoongi arabayı sürerken, Jimin ise yanında oturmuş yola çıktıklarından beri sırıtarak onun suratına bakıyordu. Hava karanlık olduğu için, gözünü yoldan ayırmadan dişlerinin arasında tıslayarak bir şeyler söyleme gereği duymuştu.

"Ne bakıyorsun?"

"Sen utandın."

Yoongi, biraz bozulmuştu; onun hiçbir şey anlamadığını düşünüyordu. Eski sevgilisine attığı bakışları görmemesini ummuştu. Çünkü o bakışlar sevgiden ya da aşktan uzaktı, o bakışlarla sadece Jimin'e bakardı. Esmer sevgilisini, gerçekten de çok seviyordu. Ama yine de o evin etrafında dolu olan şehvet dolu anları hatırlamaktan kendini alamamıştı. (Y/N: Diyor ki Hoseok ile eskideki delirmeceler jxjdkdk) Kim olsa kızarırdı. Anlamamazlığa vurmayı tercih etti.

"Utanmadım. Ne utanması?"

Jimin gülerek arkasına yaslandı, gözleri birer çizgi halini almıştı.

Yoongi'yi utanırken görmek, onun soğuk hareketlerine rağmen tatlı olduğunu düşünmesine yol açmıştı. Kollarını göğsünde kavuşturdu ve karşısına bakmaya başladı.

"Sana daha fazlasını yaşatabilirim aslında."

"Yaşatıyorsun zaten. Kapa çeneni."

Evden çıkmadan önceki konuşmalarını hatırladı Jimin. Yemekteyken sırtını okşadığındaki yalandan inlemesi, o anda buruşturduğu suratı ve büzdüğü dudakları, şu anda alnına karışı bir şekilde düşmüş olan sarı saçlarını düşününce, onu çok istediğini fark etmişti. Hemen, o anda.

"Ben öyle düşünmüyorum. Daha çok pratik yapmamız lazım."

Elini havaya kaldırdı ve saymaya başladı. Her söylediği şey için bir parmağını indiriyordu.

"Yatakta, zaten çok yaptık. Okul tuvaletinde, yaptık. Sahilde, yaptık. Denizde, yaptık. Sınıfta, yaptık. Ama tam şu anda bir eksiğimizi fark ettim."

Yoongi yüzünü buruşturup kafasını iki yana salladı.

Araba sürerken çok ciddi oluyordu, emniyet kemerlerini bile kim arabaya binerse binsin taktırırdı. Mesafenin kısa olması bile önemli değildi. Kimsenin konuşarak onun dikkatini dağıtmasını bile sevmezdi. Jimin'in söylediği bu sözlerin onu iyi anlamda etkilediği söylenemezdi.

"Şimdi bunları konuşmak için hiç doğru bir an değil Chim. Dikkatimi dağıtıyorsun."

"Ama Yoongi-ah.."

Jimin, Yoongi'ye bakarak sırıtarak mırıldanmıştı ve sevgilisinin adının ağzından inleme gibi çıkması için çaba göstermişti.

Sarışının suratına bakılırsa, planı doğru işliyor gibi görünüyordu. Emniyet kemerini çıkarttığında, Yoongi arabayı yavaşlatmıştı.

"Ne yaptığını sanıyorsun? Tak şunu geriye."

"Ne var biliyor musun?"

Elini Yoongi'nin erkekliğine atıp sıkmıştı. Masaj yaparcasına eliyle okşuyordu, çoktan o bölgenin büyüdüğüne yemin edebilirdi.

Yüzünden eksik etmediği sırıtmasıyla elini çektiği bölgeye eğilerek gözlerini kaldırdı ve elleri direksiyonda titreyen sevgilisine baktı.

Holding on To You (VHope Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin