Bölüm 12 - Feel Good Inc.

549 52 107
                                    

Hoseok kenardan sonunda huzuru bulmuş olan Yoongi'yi inceliyordu. Kendi kendine gülümsedi, onu Jimin'le yan yana mutlu bir şekilde görünce kendisi de mutlu olmuştu. Ondan ayrıldığından beri, ilk defa onun yüzünde bu gülümsemeyi görüyordu. Sonunda herkesin sevdiğiyle birlikte olması güzel bir şeydi.

Onun düşüncesinin aksine, herkes sevdiğiyle birlikte değildi aslında. Platonik takılanlar vardı, psikopatlık derecesinde takıntılı olan platonikler.

Hoseok, kenardan gizlice kendisini izlemekte olan çocuğu fark etmemişti. Yanı başında duran tehlikenin farkında değildi. Tam sorunları ortadan kalktı diye düşünürken, istemeden başına daha büyüğü gelmişti.

"Taehyung ile olmasaydın..." diye düşündü çocuk. "...başına hiçbir şey gelmezdi Hoseok. Üzgünüm ama üzgün değilim."

Okulda önceden Taehyung'a bakan bütün gözler, onu okulun çetesinin elebaşının yanında görmeyle bir daha bakmaz olmuştu. Bir tanesi dışında.
Bu çocuğun Hoseok'un ona zarar vereceği gibi saplantılı bir düşüncesi vardı.

Sanki kendisi bir süper kahramandı, karşısında da kötü adam vardı ve Taehyung da onun kötü adam tarafından kaçırılan masum sevgilisiydi. Sevgilisini o pisliğin elinden kurtarmak istiyordu.

Kafasında kendince senaryolar yazmıştı ve şimdi o senaryoları gerçeğe dökmeye başlıyordu. Bu onun kendi filmiydi; yönetmeni, senaristi, başkahramanı da kendiydi ve o ne istese o olurdu.

Zilin çalmasıyla birlikte Hoseok'a gülümseyerek sarılan Taehyung'a bakarak yanlarından geçip sınıfına doğru ilerledi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zilin çalmasıyla birlikte Hoseok'a gülümseyerek sarılan Taehyung'a bakarak yanlarından geçip sınıfına doğru ilerledi. "Doğru yolu bulacaksın Taehyung. İsteyerek ya da istemeden." diye dusunerek.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Hoseok, sevgilisiyle birlikte eve geçmişti okul çıkışı. Taehyung oturmuş dersleriyle boğuşuyordu. Ne kadar cabalasa da olmuyordu. Küçük sevgilisinin fen ya da matematikten çok sanata ilgisi ve yeteneği olduğunu fark etmişti yanında kaldığı süre boyunca. "Ne kadar da abisine benziyor." diye düşünmeden edemedi.

Tamamen aklından çıkmıştı, bugün Seokjin hyungla konuşması gerekiyordu. Onun kendisine yemekte attığı soğuk bakışların sebebini sormak istiyordu, ama bir türlü aramaya cesaret edememişti. O günün sabahı Seokjin ona mesaj atmış, konuşmak için buluşacakları yeri ve saati belirtmişti. Buluşmak ister misin, ya da müsait misin gibisinden bir soru da sormamıştı. "Hiç değişmemişsin Jin hyung. Hala insanlarla nasıl konuşacağını bilmiyorsun."

Fazla sorgulamamıştı, derse ara verip koltukta uzanarak televizyon izlemekte olan sevgilisinin yanına oturup yumuşacık mis kokan kahverengi saçlarına bir öpücük kondurmuştu.

Fazla sorgulamamıştı, derse ara verip koltukta uzanarak televizyon izlemekte olan sevgilisinin yanına oturup yumuşacık mis kokan kahverengi saçlarına bir öpücük kondurmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Holding on To You (VHope Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin