Taehyung günlüğünün dışı simsiyah, içi bembeyazdı...
Taehyung'un günlüğünün dışı sert, içi yumuşacıktı...
Ona ilk görüşte kalbini yerle bir eden kişiyi hatırlatıyordu.
Ona ilk görüşte aklının her köşesini kaplayan kişiyi hatırlatıyordu.
Derin bir ne...
"Bu da kim?" diye fısıldadı Yoongi yanında oturduğu Jimin'in kulağına doğru. Çete üyeleriyle takılıp şakalaşmakta olan uzun boylu yeni gelen çocuktan söz ediyordu. "Bir anda onu peşinde sürükleyerek çıkageldin ve bana hiçbir açıklama yapmıyorsun."
Sarışının sinirli suratını gören Jimin bir kolunu Yoongi'nin omzuna atıp kendine doğru sertçe çekti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ne o, kıskandın mı yoksa?"
Yoongi kendini çocuğun kollarından kurtarmaya çalıştı ama Jimin onun omzunu sıkan elini gevşetip yavaşça kollarını okşamaya başladı. Daha fazla diretmedi, kendini rahat bırakarak iyice Jimin' sokuldu. Başını onun göğsüne dayadı ve bir elini esmer çocuğun sert karın kaslarına koydu. Diğerlerinin önünde oynaşmak ikisi için de sorun değildi.
"Evet mutluyum. Sinirlenince çok tatlı oluyorsun. Bu yüzden seni sinir etmeyi seviyorum."
Jimin uzun süreli ilişkilere bağlı değildi, neden şu anda yanındaki çocukla bir senedir bu kadar sarmaş dolaş olduğunu bilmiyordu.
Aldatmıştı onu; hem de bir değil birden fazla kez. Ama yine de ayağı dönüp dolaşıp ona geliyordu; her baktığında içinde dolan bir pişmanlıkla birlikte. Yüzüne de birçok kere söylemişti Yoongi'nin, o bir şey söylemese bile farkındaydı zaten sarışın çocuk. Olduğu gibi kabullenmişti onu Yoongi, büyük fedakarlıklar vermişti, Hoseok gibi, ve tüm gücüyle içindeki umut kırıntılarına tutunuyordu. Bir gün tamamen kendisinin olacağı umuduna.
Jimin kız ya da erkek fark etmez, gözüne her kestirdiği güzel ya da yakışıklı herhangi bir varlıkla sadece tek bir kez ilişki kurardı. Ama kaç kere Yoongi'nin adını sayıklayarak altında inlediğini hatırlayamıyordu. (Y/N: Cumlem biraz kapali olmus; Yoongi seme, Jimin uke, belirtmek istedim.) Jimin o üç harfli duygu hastalığına yakalandığına inanamıyordu. İnanmak istemiyordu.
"Bana şu çocuğun neden geldiğini anlat."
"Onun adı şu çocuk değil. Adı Jungkook. Ve onun hakkında bize çok yardımcı olacak planlarım var."
Jimin, Yoongi'nin çenesinden tutarak göğsündeki kafasını kaldırdı ve aralarindaki mesafeyi tamamen kapatarak dudaklarına yapisti ve alt dudağını emerek sesli bir şekilde geri çekildi. Onu kenara ittirerek ayağa kalktı ve şakalaşmakta olan çete üyelerine bağırdı.
"Haydi şimdi hepiniz defolun. Jungkook ile özel bir görüşme yapacağım."
Yoongi de Jimin'in arkasından gelerek bir elini onun omzuna koydu. Jimin kafasını onun olduğu tarafa doğru hafifçe çevirerek emir verircesine konuştu.
"Özel dedim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.