- Bir kız ailesinin tepkisini düşünemedim. Zaten oldukça dar görüşlüydü ailesi. Ama o an sadece Esila'ya olan hislerim yönetiyordu beni. Onun yokluğunu düşünemiyordum. Düşünmek istemiyordum. Her gün beraber çocuklaştığın insanı unutabilir misin Dayı ?
Saki Dayı hikayenin geldiği son noktayı beğenmemiş gibiydi. Yüz ifasinde ki nayif düşüklük belli ediyordu zaten kendini.-Bila kayd-ü şart hayır oğul. Fıtratımda yok bu benim.
İnsan oğlunun yaratılışında unutmak yoktu zaten. İnsan oğlu alışabilirdi. Ama unutmayı bilmezdi.- Tam da bu yüzden bende yapamadım Saki Dayı. O yüzden şimdi bir kar tanesi gibi yüreğimde. Ne eşi var ne benzeri... O maviş gözlerle ayrılamadım. Tuttum elinden bir güzel mahalleye girdik. Yıllardır aynı mahallenin çocuğuyduk. Herkes oğlu-kızı gibi görürdü bizi. Bizi gören herkes sevinmişti,yanımızdan geçerken hayırlı dileklerini esirgemiyordu kimse. Eve geldiğimizde vedalaşmak istemiyordum. Ailelerimiz dışında herkes görmüştü bizi. İstediğim gibi olmuştu. Yüzünü avuçlarımın arasına alıp yanaklarında baş parmaklarımı gezintiye çıkardım. Gözlerim gözlerine oturmuştu bir an. Alnında ve yanağından birer buse alıp sarıldım. O an istese canımı canına katabilirdim. Koşa koşa gitti evine. O gün akşama kadar hiç bir sorun yoktu. Evlerinden ters giden bir ses gelmiyordu. Ama ta ki... Esila'nın babası akşam eve gelene kadar. Akşam babası eve gelince bir kızıl kıyamet koptu. Ne olduğunu duyamıyorduk. Ama babasının bir şeye çok kızdığı belli oluyordu. Hiç susmadan bağrıyordu. Sorunun Esila'yla ilgili olup olmadığını bilmiyordum. Bu yüzden de içim rahat etmiyordu. İçimden bir şey "Deniz git bak şu işe." diyordu. Ama yapmadım. Babası bir şey bilmiyorsa bile ben gidersem öğrenebilirdi. Sabrettim. O gece gözlerimi sıka sıka zorla uyudum. Hissediyordum. Kötülük yanı başımdaydı. Gözlerimi açsam kötülükle göz göze gelecektim. Açmadım bende.
Sabah olduğunda Esila ile konuşmak için terasa çıktım. Ama gördüğüm tek şey bomboş bir evdi. Perde bile yoktu camlarda. Sanki aradan on saat değil de on yıl geçmiş gibi hissettim.. O günden sonra günlerce bekledim. Bekledim... Bekledim...Bir an sustum. Beklediğim zamanlar geldi aklıma. Onun yokluğunda zamanın aslında ne kadar ağır geçtiğini anladığım zamanlar... O varken zamanın akıp gittiğini hatırladığım zamanlar... Saki Dayı'nın soru soran gözlerle "Akıbet evlat ? " demesi aklımdaki med cezire bir son verdi. İçim dışıma çıkıyor,Saki koydukça meyler taşıyordu bu gece.
-Bekleyişin akıbeti saadet oldu Dayı. Günler sonra telefonum çaldı. Numarayı tanımıyordum. Merakla açtım telefonu ; "Efendim ?" dedim. Karşımda ki ses ağlamak ve gülmek arasında kararsız kalmış bir ses tonuyla "Deniz." dedi. O an içime sıcak bir su serpildi sanki... Mutluluktan kalbim kulaklarıma basınç uyguluyordu. "Ah... Sevdiğim... Nerdesin sen ?" diye sordum hemen. "Deniz giderken sana veda edemedim özür dilerim. Ama babam gece bir anda yola çıkardı bizi. Karşı gelemezdim." dedi. Haklıydı Esila. Karşı gelse dahi babası şiddet zoruyla yine götürürdü. Zorba bir adamdı Şevket Amca. İstediği güzellikle olmazsa şiddetle olurdu. "Neden bir anda böyle bir şey yaptı?" diye aklımda ki soruyu sordum Esila'ya. "Mahallede bizi görenler babama hayırlı dileklerini dilemişler. Böylece babam bizi öğrenmiş. Eve geldiğinde bende inkâr etmeyince deliye döndü. Bu iş burda bitti diyerek hemen hazırlanmamızı istedi. Böylece yola çıktık Deniz." dedi. Senin anlayacağın zaten gideceklerdi Dayı. Ama benim yüzümden birbirimize doğru düzgün veda edememiştik. Son kez sarılıp kokusunu içime çekememiştim. Üstüne üstlük Şevket Amca kıza sövüp saymıştı. "Özür dilerim Beyazım,hepsi benim yüzümden." l dedim. Başka diyebileceğim bir şey yoktu. Ama yapabileceğim bir şey vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFESSIZIM
RomanceNefesinle Örtülü Tenim Açıldı. Gel Ört Beni. Gel Ört Üzerimi. Yorumu sizlere bırakıyorum. ☺