NEFESSIZIM

72 7 0
                                    

Yıllardır bu kadar uzun uyumamıştım. Saate bakınca gözlerim bir daha açıldı. Saat 14:00 olmuştu. Yorganı savurarak üstümden attım. Hemen gardıroptan Esila'nın bana aldığı bisiklet yaka koyu mat bordi kazağı giydim. Altına siyah dar paça kot pantolonumu geçirdim. Yüzümü yıkamayı unutmuştum. Koşarak banyoya gidip yüzümü yıkadım. Saçlarıma hafif bir şekil vererek çıktım. Arabanın yanına geldiğim de ceplerimi yokladım. Arabanın anahtarları yoktu. Olamaz... Evde unutmuştum. Koşaradım asansöre bindim. Normalde üçüncü kat için pek asansör kullanmazdım. İhtiyacım olmazdı çünkü. Ama şu an ayaklarımdan daha hızlı olan bir şeye ihtiyacım vardı. Birbirine geç kalmış iki insan olarak bir de imza gününe geç kalamazdım. Aslında çoktan kalmıştım. Meydandaki Avm arabayla on beş dakika sürüyordu. Anahtarlar büyük ihtimalle dün giydiğim pantolonun cebinde kalmıştı. Odamda yatağın üstüne bıraktığım kotun cebini yokladım. İşte bu ! Anahtarı kaptığım gibi aşağıya koştum. İnerken asansörden daha hızlıydım. Yolun boş olan şeritlerinden gitmeye çalıştım. Avm'nin alt kattaki otoparkına park edip asansörle Avm'ye çıktım. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki artık hissetmiyordum nerede olduğunu. Esila ile aramızda yüz elli metre kadar bir mesafe vardı. İçimden bir his git sarıl diyordu. Ama şimdi bunu yapamazdım. Avm'nin arka kapısından çıkarak ön tarafa ulaştım. Ellerim titriyordu. Ön tarafta kurulan satış noktasından kitabımı aldım. Kitabın kapağını açar açmaz karşısına çıkacak bir not parçası koydum içine. Not parçasına dün akşam ona yazdığım şiiri yazmıştım. İmzalamak üzere kitabı açtığında not parçasını görecek ve şiiri tekrar okumuş olacaktı. Bu sefer kim olduğunu merak ettiği kişi tam karşısında olacaktı. Sıra epey kalabalık olacak gibiydi. İlk beş kişiye önüme geçmesi için izin verdim. Sonradan aklıma geldi de kitapları alırken yüzlere bakıyordu. Önümdeki hemen hemen on yedi yaşında olabilecek genci dürttüm. Şaşırmıştı genç. "Buyrun?" dedi soru soran gözlerle bana. Gelde anlat şimdi... "Genç bak ben kitabını okuduğun bu bayanın Sevgilisiyim. Ona süpriz yapmak istiyorum."dedim. Kaşları havada beni dinliyordu. Sözümü bitirdiğimi düşünmüş olmalıydı. "Anladım."dedi ve önüne döndü. Tanrım! Bu gençlerin bir iletişim problemimi vardı acaba ? Ben daha söyleceklerimi bitirmemiştim. "Hayır Genç Adam. Senden süpriz için yardım istiyorum. Yardım eder misin ?" dedim. Çenesini gevşeterek yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. Bunu yapmasını sağlamak çok zormuş gibi geldi. "Yardım mı ? Ben mi ? Tabii ki ederim." ded Heyecanlı bir gence çatmıştım anlaşılan. Gözleri dikkatle benim elimin kolumun her hareketini izliyordu. "Bak al şu kitabı. Önce benim kitabımı kendi kitabınmış gibi imzalatmak için uzatacaksın. Tamam mı ? Anladın mı ? " dedim. Hemen onun kitabını alarak kendi kitabımı da onun eline sıkıştırdım. Anladığını göstermek için aşağı yukarı kafasını oynattı. "Tamam. Sen kitabı ona imzalatmak için uzattığında ben tam arkanda olacağım. Hanımefendi kitap sahibi olarak seni gördükten sonra senin yerine geçeceğim. Kitabı ben vermişim gibi. Böylece imza attıktan sonra kitabı tekrar vermek üzere uzattığında beni görecek. Ve... Süpriz !"dedim
Esmer Genç eğlenmişe benziyordu. Gencin boyu benden uzundu. Böylece yüzümü saklayabilmem daha kolay olacaktı benim için. Genç bir anda hemen önüne dönmüştü. Çünkü Esila "Merhaba." diyerek ona seslenmişti. Sıra gelmişti demek. Yıllar sonra Esila'nın sesini duymak tepeden tırnağa bir titreşim etkisiyle sarstı beni. Esila'nin not parçasını okuyacağı sırada Gence gitmesini işaret ederek yerine geçtim. O kadar güzeldi ki... Teni ışığın altında pırıl pırıl pırıl parıldıyordu. Pürüssüz teninin her parçası elmastandı sanki... Oturduğu yerde sağ omzunun üstünden saçları önüne düşmüştü. Notun üzerinde yazanları okuduğu belliydi. Ama yüzünü göremiyordum. Sanki karşısında görmek istemediği biri varmış gibi bakışlarını yukarı kaldırmıyordu. Belki de bir an ne göreceğini bilmediği için bakmıyordu bana doğru. "Deniz olmasın. Deniz olamaz."diyordu belkide içinden. Kafasında kaç Esila konuşuyordu şimdi kim bilir ? Düşünceli hallerini hiç sevmezdim. Çünkü düşünürken herhangi bir şeye karar vermekte başarılı olamıyordu. Böyle zamanlarda karar verirken mutlu da olamazdı. Her halini bilirdim onun. Her halini...

NEFESSIZIM  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin