Sabah o kadar mutlu bir şekilde açtım ki gözlerimi.. Önce bir müzik açıp dans etmeye başladım. Enerji patlaması yaşıyordum.Sıcak bir duş aldım. Üstümü giyiniyordum ki camdan garip sesler gelmeye başladı. Biri taş atıyordu. Perdeyi aralayıp baktım. Kerem'di. Güldüm ve el salladım. Hemen giyinip aşağıya indim. Boynuna sımsıkı sarılıp yanağından kocaman öptüm.
"Günaydın güzelim."
"Günaydın aşkıım.. Naber?"
"Seni gördüm çok iyi oldum. Kahvaltı yaptın mı?"
"Yapmadım." dedim ve gülümsedim.
**
Odamdan çıktım ve tam o sırada Zeynep'te odasından çıktı. Karşı karşıya geldik. Güldüm, ellerimi cebime soktum ve yanına doğru ilerledim."Pardon bakar mısınız? Sırtınız kanıyor hanfendi.."
"A-aa.. Noldu bi yere falan mı çarptım acaba."
"Yok yok.. Telaşlanacak, korkulacak bir şey yok. Cennetten duserken kanatlarınız kopmuş olmalı.."
"Yaa Kereem.." dedi gülerek.
"Yaaa Zeyneep.. Bu şirketin en güzel kızı olmak nasıl bir duygu?" dedim saçlarını severek.
"Bu şirketin değilde bu gözlerin en güzel olarak gördüğü kız olmak harika bir duygu."
"Benim gözlerim senden başkasını görmüyor ki. Kör ettin beni." tam yüzüne doğru yaklaşıyordum ki babamın sesiyle Zeynep birden itti beni.
Ahmet: "Öhhööhöh.. Çocuklar hadi işinize dönün." dedi gülerek. "Zeynep hanım siz çıkabilirsiniz."
"Niye?" dedim.
Ahmet: "Zeynep hanım önemli bir konu için erken çıkmak istedi. Bende izin verdim. Barış'a selam söyle."
Zeynep: "Teşekkürler Ahmet bey. Ben hemen gideyim o zaman." koşar adımlarla yürümeye başladı, odasına girdi. Bende peşinden gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veda Edemediğim |Tamamlandı|
Fanfiction"Bazı vedalarda hoşçakal bile denilemez. Bazı vedalar vardır, hiçbir zaman veda edilemeyen.." Birbirlerine küçükken deliler gibi aşık olan Zeynep ve Kerem ileride evlenmek zorunda kalırsa ne olur sizce? ~~ Çok küçük yaşlarda ayrılmak zorunda kalan f...