Kahvaltı bittikten sonra odaya indim. Kerem'in gömleğini ütüleyecektim ki o sırada gömleğin üzerinde sarı bir saç teli buldum. Elime alıp baktım.
"Kereeeeeeeemm!" koşarak yukarıya çıktım, elime bir yastık aldım.
"Neee? Zeyneeep? Dur dur.. Sakin ol." koltuğun bir sağına bir soluna koşuyordu.
"Gel buraya! Öldürücem seni gel! Ne bu hı?! Ne bu!"
"O ne yaa? Güzelimm.. Zeynep valla bir şey göremiyorum ben. O ne? Önce bi bırak şu yastığı elinden. Sakin tamam? Konuşarak çözebiliriz. Aşkım madem yastık alıyosun eline niye evdeki en ağır yastığı alıyosun ya?"
Elimdeki yastığı koltuğa atıp, yere dizlerinin üstüne oturdu. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Kerem yanıma geldi.. Dizlerimin üzerine çöktüm.
"Hayır yaa.. Hayır.."
"Zeyneep? Noldu güzelim? Naptım ya? Valla bilmiyorum."
"Aldattın beni dimi? Gözlerimin içine baka baka aldattın beni."
"Zeyneep.." elimdeki saç telini aldı. "Ya sen buna mı ağlıyorsun iki saattir? Saçmalama lütfen. Aşkım olur mu öyle şey ya? Ben diğer kızlara bakmayı bırak yanlarından bile geçmiyorum. Lütfen ağlama. Hem senindir bu tel.."
"Ya saçmalama.. Benim saçlarım sarı mı?!"
"Aşkım gül diye dedim, tamam sakin ol. Gel buraya bebeğim." sımsıkı sarıldı bana.
**
Kerem şirkete giderken beni de Yağmur'un evine bıraktı. Bahçeye geçtik, kahve içiyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veda Edemediğim |Tamamlandı|
Fanfikce"Bazı vedalarda hoşçakal bile denilemez. Bazı vedalar vardır, hiçbir zaman veda edilemeyen.." Birbirlerine küçükken deliler gibi aşık olan Zeynep ve Kerem ileride evlenmek zorunda kalırsa ne olur sizce? ~~ Çok küçük yaşlarda ayrılmak zorunda kalan f...