Şirketten çıkıp öğle yemeği için Can'la beraber bi cafeye gittik.
"Neden saklıyorsun ki Zeynepten?"
"Saklamıyorum.. Her şeyin bir yeri ve zamanı var. Önce her şey yoluna girsin, Zeynep'le aram iyice düzelsin. Sonra açıklıcam ona da. Şimdi söylersem geri teper diye korkuyorum. Benden yine uzaklaşmasını istemiyorum."
"Sen en iyisini bilirsin abicim."
"En mantıklısı bu mu bilmiyorum.. Kafam uzun zamandır çok karışık."
**
Yemekten sonra şirkete değilde, Zeynep'i çok özlediğim için eve gittim. Odaya indim. Koltukta oturmuş televizyon izliyordu. Yanına oturup ona sımsıkı sarıldım.
"Ne oldu?" dedi gülerek.
"Ne var? Güzel karımı özlemiş olamaz mıyım?" televizyona baktım. "Bu ne ya? İzleme şöyle yaşlı teyzeler gibi dandik kadın programlarını. Bak boşarım seni."
"Sen bilirsin."
"O ne yaa? İnsan bi itiraz eder. 'Olmaz ben seni çok seviyorum' falan der."
"Ben insan değil miyim yani?"
"Sen şirin mi şirin, tatlı mı tatlı, minnoş mu minnoş, çirkin mi çirkin bir yavru dinazorsun."
"Ahahaahah.. Kerem.. Ahahhhahah.. Dinazor nerden çıktı ya?" katıla katıla gülmeye başladı.
"Siz bana öküz derken iyiydi hanımefendi.. Ya o değilde akşama bi ton misafir geliyormuş."
"Hıhı biliyorum.."
"Beni basıyor kalabalık ya. Ne yapsak kaçsak mı acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veda Edemediğim |Tamamlandı|
Fanfic"Bazı vedalarda hoşçakal bile denilemez. Bazı vedalar vardır, hiçbir zaman veda edilemeyen.." Birbirlerine küçükken deliler gibi aşık olan Zeynep ve Kerem ileride evlenmek zorunda kalırsa ne olur sizce? ~~ Çok küçük yaşlarda ayrılmak zorunda kalan f...