1.1

1.2K 37 10
                                    

Sercan'dan

Mesajı silip silmemek konusunda arada kalmışken okunmadı olarak işaretledim ve telefonu aldığım yere bıraktım. Aklımı dağıtacak bir şeyler ararken otobüse bir göz gezdirdim. Nereye gideceğini bilmeyen çeşitli insanlarla doluydu. Mine'yi rahatsız etmeden kalkıp otobüsün mikrofonunu elime aldım.

"Merhaba..." dedim cılız bir sesle. Açıkçası Mine uyansın istemiyordum "Benim adım Sercan, otel ile anlaşmalı olarak rehberlik yapıyorum. Bir çoğunuzu ziyaret ettim zaten." gözlerim istemsizce Mine'ye kaydı. Uykulu gözleri yarım açık bir şekilde dinliyordu beni. "Bugün Trabzon Ayasofya Müzesi'ne gideceğiz."

"Ay hep orayı görmek istemiştim!" diye bir kadın sesi geldi arkadan. Tebessüm ederek karşılık verdim.

"Gezimiz boyunca sorun çıkacağını düşünmüyorum. Zaten Mine hanım bana yardımcı olacak." Mine şaşkınlıkla gözlerini büyütüp bana baktı. Gülümseyerek mikrofonu bırakıp yanına gittim.

"Ne saçmalıyorsun? Hayatımda ilk defa geldim, nasıl yardımcı olabilirim?"

"Sadece bugünkü yakınlaşmamızı yanlış anlasınlar istemiyorum. Yanımda dur ve ne dersem onayla."

Mine'den

Yanında durup onu onaylamamı istiyordu. Oysa ki ben otobüse bindiğimde bütün gün kalabalığın arasında kaybolmayı düşünüyordum. Buna izin vermeyeceğini nasıl da düşünememiştim. Sıkıntıyla kafamı cama çevirdim ve yolu izlemeye başladım. 

"Daha çok var mı?" diye sordum kafamı ona çevirmeden.

"Evet, uyuyabilirsin." cevap vermeden elimi cebime atıp telefonumu çıkarttım. Kulaklığı taktığım anda açılan ekranda Deniz'den mesajları gördüm. En son attığı mesaja tıklayıp buğulu gözlerle defalarca okudum. Hak ediyor muydu?

Peki sen hak ediyor musun?

Devreye giren iç sesimle yeniden düşünmeye başladım. Ben hak etsem, Deniz hak etse, Ege hak ediyor muydu?

"Hayır." diyerek başımı salladım.

"Sorun mu var?" Sercan'a bakıp başımı olumlu anlamda salladım. Telefonun ekranını ona çevirdikten sonra okumasını bekledim.

"Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum." dedim yüzüme baktığında.

"Ne yaparsan yap pişman öleceksin. Ya yaptıklarından, ya da yapamadıklarından." 

Destek değil köstek olmuştu ama haklıydı. Telefonu kapatıp çantaya attıktan sonra kulaklığı da koydum. Başımı cama koyup sarsıntılar eşliğinde yolculuğumu sürdürdüm.

Deniz'den 

Ne yaparım? Nereye giderim? Nasıl bulurum? Bulamazsam? 

"Ah!" sinirle elimi direksiyona geçirdim. Kafamdan geçen hiçbir sorunun cevabını bulamıyordum. Henüz Mine'den bir haber alamamıştım. Titremeye başlayan telefonumla birlikte bir panik dalgası yayıldı bedenime. Ekrana bakmadan kulağıma götürdüm.

"Baba..." dedi Ege'nin ağlamaklı sesi. Onu bu hale düşürdüğüm için bir kez daha nefret ettim kendimden. 

"Oğlum, bir sorun mu var?"

"Gelmen lazım." dedi iç çekerek.

"Şimdi işim var ama..."

"Hemen gelmen lazım baba! Korkuyorum..." öyle çaresiz çıkmıştı ki sesi, gözlerimin dolmasına engel olamadım.

"Ne oldu babacığım? Teyzen yanında değil mi?"

"Ben sizi istiyorum. Annemi de alır mısın gelirken?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ONUN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin