*-*ALINTICIK*-*

220 5 3
                                    

ARAYI UZATTIKÇA UZATTIĞIMIN FARKINDAYIM. VE SİZLERDEN ÇOK ÖZÜR DİLİYORUM. BUNUN TELAFİSİ ELBETTEKİ OLACAK. UZUUUN BİR BÖLÜMLE SİZLERLE OLACAĞIM. ALTINCI BÖLÜMÜMÜZ ARTIK ESAS KONUYA GEÇİŞ KÖPRÜMÜZ OLACAK. DELİLER OKULUNDAKİ AFRALI BÖLÜMLERİ-GÖRMEDİĞİMİZ KISIMLARI-AYNISI OLMAYACAK ŞEKİLDE TAMAMLAMAYA ÇALIŞIYORUM. İNŞAALLAH BİR KAÇ GÜNE SİZLERLE OLACAK. 

KIZMAKTA HAKLISINIZ. AMA SATIRLAR İNSANIN İÇİNE SİNMEYİNCE OLMUYOR. BENİM İÇİME SİNMEYİNCE SİZLERE DE SEVDİREBİLECEĞİMİ ZANNETMİYORUM. SEVEYİM Kİ SEVDİREBİLEYİM DEĞİL Mİ AMA ;) 

BÖLÜM OLMASA BİLE ŞİMDİLİK ALINTIMIZI PAYLAŞIYORUM SİZLERE.

BEKLEMEDE KALIN SEVGİLİ OKUYUCULARIM ^.^

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

...

"Beni tehdit mi ediyorsun sen?"

Yandan bir gülüşle kıvrılıyor dudakları. "Nasıl anlıyorsan."

Bu ifadesi bile tepemin atmasına yeterli. "Kalk üzerimden!" İtmeye çalışıyorum tüm gücümle. "Seni insan yerine koyup konuşmaya çalışanda kabahat! Bırak beni! Hayvan! Adi şantajcı! Manyak herif! Bildiğin şeyleri söylediğin de ne olacak?! Sırık kadar olan boyunun arşa değmesini mi istiyorsun?! Zevk mi alıyorsun insanları zor duruma düşürmekten?! Akıl-" dudakları tüm o gelecek olan hakaret dolu sözlerin önünü kesiyor.

Beyin fonksiyonları durdu! 

Kalp atışları kesintiye uğradı! 

Nabız alamıyorum! 

Defibratörü getirip beş bine şarj edin!! Olmadıysa on bin! O da mı olmadı?! O zaman yüz bin! Seni ancak o paklar Afra! 

Hala mı yanıt yok? Ex oldun güzelim! Ve bu gök gözlü sayesinde defalarca ex olacaksın! Çünkü bu manyak seni defalarca öldürecek!

"Zevk mi alıyorsun diye sordun ya." Derin soluklar alırken tenimi karıncalandırmaya devam ediyor dokunuşları. "Zevk aldığım şey tam olarak bu. Seni köşeye sıkıştırıp kıvrandırmak. Unutma güzelim. Dün geceden itibaren sen benim oldun. Bunun için yemin ettim değil mi? Keyfini sürmek gerek. Sen istesen de, istemesen de."

Ne kadarda kolaydı öyle?! Bir yemin etmişti ve beni hemen sahiplenmişti! Böylece istediğini de yapabilirdi! Sonuçta onun olmuştum değil mi?! Fikrimi bile sormadan cansız bir varlık gibi kendisinin yapmıştı hemen beni!

YOK ÖYLE BİR DÜNYA!!!!

Hırslı bir çığlık eşliğinde onu üzerimden atıyorum. Uyguladığım güç şaşırtıyor beni. Yataktan düşmesini sağlamıştım! Bakışlarımı ondan uzaklaştırıp aceleyle çıkıyorum yataktan. "İzin vermeyeceğim! Seni mahvedeceğim. O yemini ettiğin için binlerce kez pişman olacaksın!" Dolan gözlerimi umursamadan gardırobuma yöneliyorum. Ne bulduğuma bakmadan alıp üzerime geçiriyorum. Yerden kalkmadan rahatlaştırdığı bir pozisyonda oturup beni izliyor. Yüzüne bile bakmıyorum.

"Bir an önce odamdan def olmaya bak. Bican'a ya da ağabeyimeyakalanmanı istemiyorum." kapıyı çarparak çıkıyorum hızla. Güneş biledoğmadan sokağa atıyorum kendimi. Ve çok geçmeden Damlaların evine varıyorum.   

*-*-*-*-*-*-*-*

  "Güçlü gezgin komutanımız ve Ana itirafçımız Krizantem bu güçsüz velet için mi öldüler yani?!" güçlü bir kahkaha patlatıyor. "Kurtarıcı olarak bunu mu gördüler?! O zaman boşuna öldüler!" gülmeye devam ederken beni bir yere sürüklemeye başlıyor.

Beni sertçe yere bıraktığında bulunduğum beton zemin yine değişmemişti. Bir kaç adım sonra demirin demire çarpan sesini duyuyorum. Ard arda üç defa tekrar ediyor bu ses. Sonuncu seste sinirli bir soluk aldığını duyuyorum. "Eşsiz olman benim için büyük bir avantajdı çocuğum. Ama bu hayatımı mahvettiğin gerçeğini değiştirmiyor! Benim dalımı kıranın ağacını kökünden sökerim Damla! Bunu çok acı bir şekilde göreceksin! Bu duyguyu tadacaksın! Sende mahvolacaksın!" tüm binayı inleten bir haykırışla beraber bir gürültü yankılanıyor etrafta.

Ardından sessizlik....

Biraz bekledikten son tereddütle açıyorum gözlerimi.

*-*-*-*-*

...

Elimdeki demir parçasını ona doğrulttuğumda hiç bir korkma belirtisi göstermiyor bile. "Bence artık gerçeği dökülmenin vakti geldi. Ne dersin?" kısa bir an Kıvanç'a gidiyor gözlerim. Tekrar psikopat kadına dönüyorum. Gardımı düşürmemem gerek. "Ya da hiç anlatma. Oğlunu uyandır ki ellerimle seni öldürdüğümü görsün. Onun için güzel bir hediye olur. Senin gibi manyak bir anneden kurtulmuş olur."

Sadece kahkaha atıyor söylediklerime. Sanki yerde acı içinde kıvranan benmişim gibi. "Gözlerin Krizantemin en güzel tonuyla parlıyor çocuğum. Ama bu beni durdurmaya yetmez." Tek hareketiyle elimdeki demir parçasını bir köşeye savuruyor. Karanlık duman her yanımı sararken acı içinde kıvranma sırası bende. "Güçlerini bile kontrol edemiyorsun. Bence bu saçmalığa son vermeliyiz. Zavallı şey." Çığlık atmamaya çalışırken beni tek bir darbeyle karanlığa gömüyor.

" Çığlık atmamaya çalışırken beni tek bir darbeyle karanlığa gömüyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*-*DELİLER ŞEHRİ*-*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin