*-*Bölüm1*-*Bilinmezlik*-*

761 36 12
                                    

BİRİNCİ BÖLÜMLE SİZLERLEYİM *-* 

KEYİSLİ OKUMALAR! ;)


...

"Ben senin kardeşinim!! Bir yabancı değilim!!" hareket etmeme engel olan dövmeler olmasa çoktan parmaklıklara yapışmıştım. "Bana inanmıyorsun!" hıçkırıklara boğulmamak için zor tutuyorum kendimi. "Bana inanmıyorsun! Durup dururken annemizi neden öldüreyim?!! Kasten yapmadım!"

"Cezanı çekeceksin...." tek sözü bu oluyor. Her zamanki gibi. Benim yakarışlarıma kulak kapatıyor.

"Afra... uyan güzelim..." omzuma dokunan parmaklarını hissediyorum önce. "Ne görüyorsan gerçek değil... aç gözlerini..." sesi ağabeyimin duygusuz sesine karışıyor. 'Cezanı çekeceksin.' Sözü yankılanırken aynı zamanda Bican'ı da duyuyorum.

Sonra parmaklarını yanağımda hissediyorum. Islaklığı kurulamaya çalışıyor. O sırada uyanıyorum. Sakinleşmek için derin nefesler alıyorum. Kabuslarımda bile o anları görüyor olmam sinir bozucu! Hem de çok! "Oradan hiç çıkmamalıydım!" sesim o kadar cılız ki, ikimizde zor duyuyoruz.

"Yapma böyle." Kendine çekip sarılıyor nazik bir hareketle. "Orada olmayı hak etmiyordun."

"Annemi öldürdüm Bican! Kesinlikle hak ediyordum!" suçlu hisseden Afra mod: on. Gerçi bu modum hiç kapanmazdı.

"Bilinçli yapmadığını ikimizde biliyoruz. Kendini suçlamaktan vazgeç!"

"Ağabeyim bile inanmıyor bana Bican. Bilinçli yaptığımı sanıyor." Bican'ın kuruladığı yaşlar geri geliyor. Hıçkırıklarıma engel olamıyorum.

"Gerçekten öyle düşünseydi, seni oradan çıkartmak için ana itirafçıyla anlaşma yapmazdı."

"İşte asıl merak ettiğim konu." Yanaklarımı kurularken gülümsüyorum. Ağlamak ile gülmek arası bir hal dedikleri bu olsa gerek. "Benden bu kadar nefret ederken neden o anlaşmayı yaptı? Ana itirafçının eşi olmayı kabul etmesini anlamıyorum." Tek bir şartla zindandan çıkmama izin vermişti ana itirafçımız. Ağabeyim. Ölen eşinin yerine geçerse beni kolaylıkla çıkarabileceğini söylemişti. Ben ağabeyimin reddedeceğini düşünüyordum. Aşık olduğu bir kadın vardı sonuçta. Melisa yedi yıl önce ölmüş olabilirdi. Ama ağabeyim yemin vermiş gibi hala onu seviyordu. Kabul etmeyeceğini bu yüzden düşünüyordum işte!

Ama kabul etmişti! Ne için??

Sorumu cevaplarcasına konuşuyor Bican. "Senin için." Kocaman bir gülümsemeyle karşılık veriyor bana. "Ana itirafçıyla aralarında duygusal bir bağ olmadığını biliyorsun."

"Bağ olmayabilir ama başından beri ana itirafçının gözü ağabeyimdeydi. Sen, ağabeyimin beni sevdiği için anlaşmayı kabul etti diyorsun ama ben öyle olduğunu sanmıyorum." Bazen Bican görevimin ne olduğunu unutuyordu. İtirafçıydım ben!! Karşındakinin doğru mu yoksa yalan mı söylediğini bir bakışta görebilirdim! Hislerinin yansımasını görebilirdim! Ve ağabeyim kesinlikle duygusuzun tekiydi!

"Kesinlikle öyle." Diyor bana inat. Ağabeyimin beni sevdiği düşüncesi çakılıp kalmıştı. Ama ben öyle olduğunu hiç sanmıyorum.

"Buraya geldiği zamanlarda bana olan tavırlarını görüyorsun. Bence kesinlikle yanılıyorsun."

"Yanılan sensin. Öyle olduğunu düşünmeni istiyor o kadar." Zorla kaldırıyor beni yataktan. "Hadi bakalım uykucu. Kahvaltı vakti."

Yataktan kalkarken bile esniyorum. Bıraksa hemen yastığa sarılacağım. "Bu kabuslardan sonra tekrar uyumak istemem garip mi sence? Bana normal geliyor ama senin ne düşündüğünü bilmek istiyorum." Diyorum beni banyoya sürüklerken.

*-*DELİLER ŞEHRİ*-*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin