/Taehyung\
Dudakları... Hala benim dudaklarımın etrafında ve bu mükemmel bir his kazandırıyor. Hayatımda hiç böyle güzel hissetmemiştim. Bu anın sonsuza kadar sürmesini isterdim. Ya da zamanın durmasını. Birazdan ne olacağını düşünmeden öpüşmemize devam ediyorduk. Nefes almak için ayrılmaya bile çalışmıyorduk. Gerçi bu durumda ölmek dünyanın en iyi ölümü olurdu diye düşünüyorum. Fakat sayın Yoongi böyle düşünmüyor olacak ki dudaklarımı bıraktı. Aramızda sadece burunlarımızın sürtüşeceği kadar mesafe vardı. Direk gözlerime baktı ve konuştu.
"Beni hatırlıyorsun değil mi Tae?" Dudaklarına bir öpücük kondurup cevapladım.
"Hatırlıyorum..." Dudağının kenarıyla gülümseyip tekrar dudaklarımızı birleştirdi. Yaklaşıp 5 saniye sonra geri çekilip konuştu.
"Bende seni hatırlıyorum." Gülümseyip tekrar öptüm. Gerçekten heyecanlıydım ama belli etmek istemiyordum. Şu durumda kendimi rezil edemezdim.
"Neden tanımıyormuş gibi davrandın hyung?" Boynu ağrımış olacak ki beni oturduğu yerde kucağına aldı.
"Sen neden davrandın?" Gözlerimi kaçırıp gülümsedim.
"Beni hatırlamadığını düşündüm." Tekrar alt dudağımı emip kafasını salladı.
"Bende. Ama sende nasıl bir etki bıraktıysam unutamamışsın." Deyip tüm romantikliği bozdu. Gözlerimi devirip kucağından kalktım. E artık bir teklif beklerim ayol.
"Taehyung."
"Efendim hyung." Alt dudağını yalayıp yutkundu daha sonra da gözlerini kaçırarak konuştu.
"B-beni seviyorsun ö-öyle değil mi?" Kekelemesinin adına bir kahkaha attım. Min Yoongi benim sayemde kekelemişti. Mübarek falan olmalıyım.
"Tabii ki hyung. Sevmesem seninle yaklaşık 3 dakika boyunca öpüşmezdim." Söylediğimle gözlerini büyüttü.
"O kadar olmuş mu ya?" Kafamı salladım. Büyük ihtimalle benim ona 'Beni seviyor musun?' diye sormamı bekliyordu. Ama ben sormam. Kendi ağzıyla söyleyecek.
"Bende seni seviyorum." Duyduğum cümleyle gülümsedim. Yanıma yaklaşıp yanağımı öptü. Bu sefer dişlerimi gösterecek şekilde gülümseyip yanıma dönüp oturdum.
"Şimdi ne olacak?" Sorduğum soruyla omuzlarını silkti.
"Sanırım sevgili olmamız gerekiyor."
/Jimin\
Yaklaşık yarım saattir Taehyung'u arıyordum ama cevap vermiyordu. Evlerine gidecektim ama Hoseok evime gelmişti. Ne olduğunu bilmiyordum ama şu an heyecanlanmayacak kadar endişeliydim. Dakikalardır sessizce oturuyorduk arada bir öksürüyordu o kadar.
"Jimin sana söylemem gereken önemli bir şey var." Duyduğumla daha çok endişelendim.
"Taehyung'a bir şey mi oldu?" Kafasını iki yanına salladı. Bu biraz olsun rahatlamamı sağlamıştı. Daha sonra daha güçlü öksürüp bir şeyler söyledi ama öksürüğünün arasında söylediği için anlaşılmamıştı.
"Efendim?" Elini yok bir şey dermiş gibi salladı. Kafamı sallayıp tekrar kafamı yere çevirdim. Aniden odaya dolan yüksek sesli öksürükle yerimde sıçramıştım.
"Öhü seni öh öh öh sevyrm." Biraz olsun anladığım şeyle gözlerimi açıp Hoseok'a döndüm.
"Ne!" Utanmış olacak ki kafasını yere eğip gözlerini kapattı. Ben ise heyecandan olduğum yere çakılmıştım. Yine Taehyung ile artık adetimiz olan inme indi anı gerçekleşiyordu.
"Aman Tanrım Hoseok!" Birden bağırıp ayaklanmış bedenin üzerine atladım. Bu yaptığımın ne kadar saçma olduğunu biliyordum ama kalbim beni yönlendirmişti. Beynim ise şu an bana sövmekle meşguldü. Tam beynime uyup inecekken belime dolanan kollarla daha sıkı sarıldım.
"Bende seni seviyorum Hoseokie~"
~~~~
Çifte düğün mode: on. Mutluyum video geldi. Mutluyum sınıfı geçtim. Mutluyum iki çiftde birleşti. Bu arada Jimin eşittir ben asdfgh Şimcik bir film önercem Carrie ççoh hoj bende şimdi izliycem hepinize iyi tatiller kardeşlerim neys ol ay vanna du is get bay bay dı beç get bay beybi beybi bay bay