Yoongi ev arkadaşı aradığını yöneticiye söylemişti. Şu an ise uyuyordu. O günün her anı uyuyabilirdi. Boş zamanlarını uyuyarak geçirirdi. Uyku hayatında ki en anlamlı şeydi. Onu uykudan mahrum bırakan her şeyden nefret ederdi. Mesela şu an çalan telefonundan nefret ettiği gibi. Huysuzca kıpırdanıp telefonunu eline aldı. Arayan yöneticiydi yani Min Joon. Soyadları aynı olduğu için Yoongi'ye karşı ayrı bir sempatisi vardı. Tam bir sahtekar olmasına rağmen eğlenceli ve her işe yarayan biriydi. Homurdanarak telefonu açtı.
"Alo."
"Yah kaç dakikadır arıyorum seni uyuyor muydun?"
"Uyuyordum hyung ne istiyorsun?"
"Yeni ev arkadaşınla tanışman için evine geliyoruz hazırlansan iyi olur. En azından üzerine bir şeyler giyin."
"Yah hyung! Tamam gelin siz."
Yoongi hemen yataktan kalkıp üzerine bir tişört ve eşofman geçirdi. Ah bu adama gerçekten gıcık kapıyordu. Odasını pas geçip salona geçti. Sanırım burayı da temizlemesine gerek yoktu. Buraları temizlemek yeni ev arkadaşıyla yapacağı bir etkinlik olacaktı. Mutfağa geçtiğinde buranın zaten kirli olmadığını gördü çünkü buraya sadece şimdi yaptığı gibi su içmek için geliyordu. Suyunu içtikten sonra tekrar salona döndü. Bu arada Joon ve Yoongi'nin yeni oda arkadaşı gelmişlerdi. Joon bir yandan yanında ki çocuğa bina ile ilgili detayları anlatırken zili çalmıştı. Çocuk Joon'un bu kadar geveze olmasına inanamıyordu. Bir insan nasıl konuşacak bu kadar çok şey bulabilirdi. Yoongi zilin sesini duyunca heyecanla kapıya koşmuştu. Sonra da koşmasının mantıksızlığını akıl edip sakince kapıyı açtı. Karşısında Joon ve sarışın bir çocuk duruyordu. Açıkçası çocuk beklediğinden çok daha yakışıklıydı. Yoongi bu çocuğun aksi birini bekliyordu. Joon Yoongi'nin çocuğun içine düştüğünü görünce konuşmaya başladı.
"Yoongi bu yeni ev arkadaşın. İstiyorsan kendini tanıtabilirsin."
Yoongi Joon'un cümlesini bitirmesiyle çocuğa elini uzattı.
"Merhaba. Ben Min Yoongi."
Çocuk suratına içten bir gülümseme takınarak Yoongi'nin elini sıktı ve konuştu.
"Bende Kim Taehyung. İyi geçinelim!"
~~~~
