*Yoongi*
Taehyung ve Jimin gitmişti. Resmen kalbimin ağzına sıçıp gitmişlerdi. Benim zavallı kalbim korkudan neredeyse duracak iken onlar şaka yaptık deyip gitmişlerdi. Kim bilir şu an nereye gitmişlerdi. Cidden beni bu hale getirmek bu kadar kolay mıydı? Boş bakışlarla dolu beynimdeki düşüncelerden ayrılmamı sağlayan zil sesine dua etmem gerekiyordu. Yerimden kalkıp kapıyı açtım. Yine istediğim olmamıştı. Ben dünyalar tatlısı (!) ev arkadaşımı beklerken dünyanın en salak insanı olan Joon gelmişti.
"Ev arkadaşını binadan çıkarken gördüm bende seni ziyaret edeyim dedim. İyi yapmış mıyım?"
Büyük bir iç çekip cevap verdim.
"Yapmışsın hyung... Yapmışsın."
Joon kapıyı kapatıp içeriye geçtiğinde bende onu takip ettim. Başkasının evinde bu kadar rahat olması nasıl mümkün olabilirdi?
"Neyin var Yoon?"
"21 yaşında olup tam bir çocuk olan, tatlılığı yüzünden kızamadığım, geri zekalı, salak bir ev arkadaşım var."
"Anladım. Benimde canım sıkkındı zaten içelim mi?"
"Senden o zaman."
"İyi be. Min soyadına yakışmıyorsun Cimri."
Güldüm ve Joon'un sırtını pat patladım.
Yani... Arada iyi bir arkadaş olabiliyor...
*Taehyung*
Süslenip püslenip dışarıya çıkmıştık ama gidecek bir yer yoktu. Bizde Jimin'in evine gelmiştik. Şimdi ise Jimin uyukluyor bende telefonumla oyun oynuyordum. Ama çok sıkılmıştım. Şimdi hyungum evdedir. Acaba o da benim gibi tek başına sıkılıyor mudur? Yanımda uyuyan Jimin'e baktım. Uyurken masum görünen sıradan insanlardan biriydi işte. Pek bir özelliği yoktu. Zaten yatakta uyuduğu için extra bir şey yapmadım ve onu odada bırakıp dışarıya çıktım. Ayakkabılarımı ve ceketimi de giyindikten sonra dışarıya çıktım. Arka bahçeden Jimin'in bisikletini alıp eve doğru sürmeye başladım. Tamam onu seviyor olabilirdim ama onun hayatında değişiklikler yapmaya hakkım yoktu. Belki beni hiç sevmeyecek ama severse elbet beni sevene kadar sevgilileri olacaktı. Buna böyle aptal oyunlarla engel olamazdım. En önemlisi de ben çocuk değildim. Bu tür şeyleri yapma zamanım çoktan geçmişti. Ve şuan evin önündeydim. Bisikleti kapının önüne bırakıp zili çaldım. Kapıyı özür dilemek istediğim Hyungumun açmasını beklerken binanın geveze yöneticisi Joon açtı. Ona anlamsız bakışlarımı atarken içeriden hyungumun sesi geldi.
"Kim gelmiş hyung?"
İçeriye girerken konuştum.
"Ben geldim hyung."
Yoongi hyung beni görünce elindeki içki şişesini masaya bırakıp yanıma geldi. Önümde durup bana bakmaya başladı. Neden böyle yapıyordu bilmiyordum ama özür dilemem gerekiyordu. Dibimde ki insana sarılıp başımı boynuna gömdüm.
"Özür dilerim hyung."
"Özür dilemene gerek yok Tae. Sadece artık bir yetişkin gibi davranacağına dair söz ver."
"Söz veriyorum..."
~~~~
sormıysan heç halimey gögsümeğ vurağ vurağ çürüttün sol yanımeyy hele hele canımm Neyse taga destek olmayı unutmayın son üç gün fighting!!