Evlenme kararı aldığımıza hala inanamıyordum ! Bunun verdiği mutlulukla sanırım ömrümün sonuna kadar yaşayabilirdim. Rüzgar ve ben evleniyorduk.. Hemde bu yaz !!
Rüzgar da en az benim kadar heyecanlıydı. Fazla belli etmese de haberi verdiğimde gözlerinin parıltısı fark edilmeyecek gibi değildi.》Rüzgar ?
》Efendim sevgilim ?
》Evleneceğimiz için mutlu musun ?
》O da sorumu sevgilim. Tabi ki mutluyum. Seninle bir arada olacağız. Her güne beraber aynı yatakta uyanacağız. Her gece yanımda uyuyacaksın.
》Yaa bunlar çok güzel şeyler ama !!
》Şşşt.. fazla heyecan yapma. Gerçi kocan olarak doktorum ne de olsa istediğin kadar heyecan yapabilirsin.
》Kocam mı dedin sen ?
》Evet.. Kocacığın seni çok seviyor.
》Kocacığın ne Rüzgar ! Bozdun işte ortamı iki dakika da.
》Tamam tamam. Bozulma hemen. Sadece Kocan.
》Nazar değecek fazla dillendirmeyelim.
》Sen nasıl istersen canım benim.Herkes evlenince aşkın biteceğini söylüyor. Ben buna inanmak istemesem de içimdeki bir şeyler ters gidecek hissi beni yiyip bitiriyor.Düğüne son 4 ay kaldı ve çok heyecanlıyız. Babam fazla heyecan yapmamamı söylesede kendime engel olamıyordum. Okuldaki arkadaşlarım ve öğretmenlerim, hastanedeki doktorlar ve hemşireler hepsi yanımızdaydı. bütün ihtiyaçlarımıza koşmuşlardı. İnsanın dostlarının yanında olması çok güzel birşey. İlk defa bu kadar mutluyum ve bozulmasından korkuyorum.
4 AY SONRA
>> Rüzgar bugün düğünümüz var ve sen bana damatlığının üzerine vişne suyu döktüğünü mü söylüyorsun !!!! << Sence bunu bilerek mi yaptım ?? >> Buradan bakınca gayette bilerek yapmışsın gibi duruyor. << Toprak böyle yaparak bir yere varamayız. Dolabımda binlerce takım elbise var. Bir tanesini giysem kimse fark etmez böyle bir şeyi. >> O senin damatlığındı ben seni onun içerisinde görmek istiyordum. <<Daha mı yakışıklıydım yani ? >> Evet daha çok yakışmıştı ! 》Karım beni kıskanıyor !
》Rüzgar !!
》Efendim karıcım ?
》Ağzını yırtarım kocacım !Şuanda babamla birlikte düğün salonundaki gelin odasından çıktık ve içeriye doğru yürüyoruz. Babamın koluna yapışmış bir şekilde yürüyordum. İçeriye adım attığımızda salonda yankılanan alkış sesleriyle kendime geldim.
Masanın önüne geldiğimizde elimi Rüzgar'ın eline bıraktı ve kendi yerine geçti.
Masanın etrafından dolaşıp oturdum. Nikah memuru hazır halde bekliyordu. Gerekli prosedürleri yerine getirdi ve
》Sen Bekir kızı Toprak KAYMER kimsenin baskısı altında kalmadan kendi hür iradenle Mustafa oğlu Rüzgar YALÇIN'ı kocan olarak kabul ediyor musun ?
Sonunda beklediğim soru geldi ! Evet !!
"içinden konuşuyorsun geri zekalı "
》Eveet !!!
《Sen Mustafa oğlu Rüzgar YALÇIN kimsenin baskısı altında kalmadan kendi hür iradenle Bekir kızı Toprak KAYMER'i karın olarak kabul ediyor musun ?
Nikah memuru soruyu sorduktan sonra gözlerimi Rüzgar'a doğru çevirdim. Ama kapının ordan gelen sesle gözlerim sesin geldiği yöne kaydı.》HAYIR !!! Evlenemezler. Rüzgar benim çocuğumun babası. Onu ortada bırakıp kimseyle evlenemez !
Yüzüm bu sefer de Rüzgar'a kaydı. Şok olmuş bir şekilde kapıdaki Esra'ya bakıyordu.
Ağladığım için kısık bir sesle
》Rüzgar ? Bu kadın ne diyor ?
》Bi- bilmiyorum. Bu olamaz..
》Ya olduysa ?
》Evlenemeyiz..
Düğünümüz iptal olmuştu. Ve ardından neredeyse 1 ay geçmesine rağmen ne Rüzgardan ne de Esradan haber alınabilmişti. Rüzgar beni nikah masasında bırakıp öylece gitmişti.
O an yutkunmak istedim ama gırtlağıma yumruk oturmuşda kalkmak istemiyormuş gibi hissettim. Ağlasam kimse susturamazdı. Ama ağlamadım. Sustum. İçime attım. Bana acıyan gözlerle bakan onca insanın önünde tek başıma başım öne eğik bir şekilde nikah salonundan çıktım. Herşey bitmişti. Hayallerim hayatım.. hepsi sona ermişti.
Şimdi ise oturmuş öylece dışarısını izliyordum. Arada sırada babam gelip nasıl olduğumu soruyor ve gidiyordu. Oda halime üzülüyordu ama ben daha çok üzülemeyeyim diye belli etmiyordu.
Eğer Rüzgardan bir hafta daha haber alamazsam Türkiyeyi terk edeceğim. Bu kararımı babama da anlattım ve beni anlayışla karşıladı. O burada kalıp işlerin başında duracaktı, bende yurt dışında üniversiteye başlayacağım.6 Gün Sonra
》Dikkat et oralarda kendine. Beni de unutma !
》Seni unutmak mümkün be kardeşlerin güzeli..
Evet şuan da Yağmur ile vedalaşıyoruz. Bir tek o biliyor nereye gittiğimi. Artık sadece ona güveniyorum.
Uçağın kalkmasına neredeyse 3 saat var. Ve ben biraz erken geldim.
Oturmak için boş yer ararken arkalarda boş bir bank görüyorum. Ve gidip kendimi atıyorum bankın üzerine.
O sırada çalan telefonumu çantadan çıkardım ve aylardır aradığım numaranın beni aradığını gördüm.
》Rüzgar ?
》Toprak ?
》Sen misin gerçekten ?
》Evet.
》Neredesin ?
》Hava limanında. Tam arkandayım.
Ani bir hareketle ayağa kalktım ve arkamı döndüm. Tam karşımdaydı. Elinde duran telefonu cebine koydu ve bana doğru bir adım attı.
Geri çekildim.
Bu yaptığımı beklemiyor olacak ki gözleri kısıldı .
》Kaçma benden.
》Sen gitmiştin. Neden döndün ?
》Sevgilime veda etmeye geldim.
》O lafı ağzına alma. Artık yakışmıyor.
》Üzgünüm.
》Ben daha çok üzüldüm. Hatta yıkıldım. Beni bırakıp o.. onunla gittin. Ben bittim Rüzgar.. Ben öldüm. Sen gittin ben öldüm.
》Özür dilerim Toprak.
》Özür dileyince geçmiyor inan bana.
》Ne yapmam gerekiyor peki ?
》Bırak gideyim..
》İzin vermem gitmene. Hem beni dinle ilk önce. Anlatacaklarım var.
》Esra ve bebek..
》O benim bebeğim değilmiş.
》Peki neden öğrenince gelmedin ?
》Gelemedim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamın Doktoru [ TAMAMLANDI ]
Romance■TÜM HAKLARI SAKLIDIR■ Toprak KAYMER 19 yaşında Kumral,Yeşil Gözlü,1.75 boyunda. Annesini doğumunda kaybetmiş ve bu yaşına kadar da hep babasıyla yaşamış olan, Lise 4 de okuyan, ve genelde kavgacı olan bir genç kız. Babasının kalp krizi geçirmesiy...