"Ciddi olamazsın. Bütün yaz mı, bütün yaz?"
"Sağ ol Harry gerçekten çok yardımcı oluyorsun."
Harry elini Hermione'nin omzuna koydu.
"Hermione, dostum sana acıyorum." diyerek gülümsedi Harry. Hermione ona sinirli bakışlarını atarak önüne döndü. Ne yapacağını düşünüyordu. Malfoy ile kalacak olması tamamen bir dertken, bir de anne babası vardı. Onları nasıl ikna edecekti? Keşke evde olmasalar diye düşündü Hermione. Aklında bu düşünceler varken Ron'un fısıltısıyla başını kaldırdı. Hemen yanına giderek yaklaştı.
"Su..."
Komodinin üzerinde duran cam şişeden bir bardak su kattı Hermione. Elini Ron'un ensesine götürdü ve başını kaldırmasına yardım etti. Birkaç yudum aldıktan sonra geri yattı Ron.
"Harry, başım ağrıyor. Noldu bana?"
Sesi kısık ve zor çıkıyordu.
"Bludger süpürgene çarptı ve sen de yere düştün. Süpürgene ve bludgera büyü yapılmış."
"Kim?"
"Malfoy."
Ron gözlerindeki öfkeyle yatakta kımıldanmaya başladı. Hermione ve Harry kollarından tutarak doğrulmasına yardım ettiler. Daha iyi göründüğü kesindi.
"Onu bi elime geçirirsem!"
"Ben az kalsın imperio laneti gönderecektim Ron. Ama Snape gördü ve Dumbledore'a götürdü. Şimdi de ceza aldım. Tüm yaz Malfoy bizim evde kalacak. Mugglelarla ilgili 7 parşömenlik ödevi var."
Ron'un dudakları hafifçe yukarıya kıvrıldı.
"Bana borçlusun Ron! Senin yüzünden neler çekiyorum."
Ron eliyle yaklaş işareti yaptı ve elini Hermione'nin omzuna koydu. Kulağına yaklaşıp fısıldadı.
"Hermione, dostum sana acıyorum."
Ron ve Harry buna gülerken yatağın üzerinde yumruk yaptı Ron elini ve Harry de vurmayı ihmal etmedi. Hermione bunu görmüş olacak ki ikisine de sertçe baktı.
Harry öksürerek Hermione'ye döndü."Bütün yaz senin bulanık onların da muggle olduğunu söyleyip duracaktır Herm. Gerçekten dayanılmaz."
"Acaba onu öldürsem mi? Yemeğine zehir katabilirim. Ya da uyku hapi. Bütün yaz uyuyabilir. Harika!"
Hermione şeytani bir gülümsemeyle Harry'ye baktı. Sonra şaka olduğunu söyledi. Aslında biraz da olsa gerçeklik payı vardı ona göre. Çocuklara sabah görüşürüz deyip revirden çıkarak yatakhaneye ilerlemeye koyuldu. Koca bir yazının mahvolacağına inanamıyordu.
₩₩₩₩₩₩
Draco odada bi oraya bi buraya ilerleyip duruyordu. Bütün yaz bir bulanık ve mugglelarla harcayamazdı zamanını. Durumu babasına anlatmıştı ve Dumbledore'la görüşüyorlardı. Yaptığı stresi ssçma bularak yatağına oturdu. Sonuçta onlar Malfoy'du. Babası bu işi halledebilirdi. Biraz daha oturduktan sonra kalkıp eşyalarını toplamaya başladı. Yaz tatillerini seviyordu. Burdan uzak olmayı seviyordu.₩₩₩₩₩₩₩
Hermione eşyalarını toplarken Ginny'le konuşuyorlardı. Ama onun da Harry ve Ron'dan farkı kalmamıştı."Hermione, bütün yazını onunla geçiremezsin. Üstelik aynı evde bütün gün, bütün yaz. Ama iyi tarafından bak. Büyü yapamayacağı için sana zarar veremez."
Son cümleyi söylerken gözleri parlamıştı Ginny'nin. Tanrım ne kadar da saf!
"Ginny, farkında mısın bilmiyorum ama o Malfoy. Bana zarar vermek isterse bunu asası olmadan da yapabilir."
Duydukları Ginny'yi şaşırtmışa benziyordu. Dudaklarını büzerek kıyafetlerini katlamaya devam etti. Merlin aşkına bunu tahmin etmesi çok mu zordu?
₩₩₩₩₩₩₩
Sabah olmuş herkes ellerinde bavulları ve hayvanlarıyla trene ilerliyordu. Draco çok sinirliydi. Dumbledore Weasley'e yaptıklarını anlatınca Lucius Malfoy karşı çıkamamış durumu kabullenmek zorunda kalmıştı. Arkasında sürüdüğü bavulunu yerleştirip trene bindi. Pansy ve Goyle'un yanına oturduğunda siniri gözlerinden okunuyordu.
"Draco, bu kadar abartma. Sadece aynı evde kalacaksınız hepsi bu."
"Abartma mı? Bir bulanık ve onun iğrenç muggle ailesiyle aynı evde geçecek bütün yazım. Üstelik bir de ödev verdi. Bunu Snape'e ödeticem."
Draco stresle bacağını sallayıp düşüncelere dalmışken, Hermione'nin durumu da ondan farklı değildi. Gözlerini camdan dışarıya dikmiş sessizce oturuyordu. Harry ve Ron dolaşmak için dışarı çıkmıştı. Ginny ve o vardı kompartımanda.
"Hermione, bakarsın o kadar kötü olmaz. Sonuçta ne kadar kibirli de olsa Malfoy, yakışıklı bi çocuk. Belki yaz bitimine kadar aranızda bi şeyler bile olabilir."
Ginny sırıtarak Hermione'ye bakarken, Hermione hızla kafasını çevirip ona ölümcül bakışlar atıyordu. Ginny elini dudaklarından geçirip fermuar yaparak arkasına yaslandı. Hermione Ginny'nin söylediklerini düşündü. Tanrım düşüncesi bile iğrençti. O ve Malfoy. Hayır deyip iki yana salladı kafasını. Tekrar başını cama yaslayıp dışarıyı izlemeye devam etti. Ron ve Harry de içeri girmişlerdi o esnada. Yerlerine oturup aldıkları şekerleri yemeye koyuldular.
₩₩₩₩₩₩₩
Draco oturduğu yerden kalkıp bavulunu aldı. Nihayet tren durmuş, Londra'ya ulaşmışlardı. O bulanığı bulmalıyım dedi kendi kendine. Malesef onun evinde kalacaktı çünkü. Arkasından sürüdüğü bavuluyla ilerlerken karşıdan gelen Hermione'yi gördü. Oflayarak yanına yaklaştı.
"Nereye gidiyoruz?"
"Daha trenden inmedik Malfoy. Trenden inip bi taksiye bineceğiz ve eve gideceğiz. Tamam?"
"Muggle taksisi? Tanrım! Şaka mı bu?"
Hermione gözlerini devirip bıkkınlıkla nefes verdi. Bu çocuk hiç çekilmiyor diye düşünürken Draco da arkasından geliyor ve ona dokunmama çabalarına giriyordu. Gardan çıkıp bir taksi durdurdular. Hermione oturmuş onun girmesini beklerken Draco yüzünü buruşturdu.
"Bir muggleın sürdüğü, daha önce iğrenç muggleların bindiği bir arabaya bineceğim. Bu iğrenç!" diye söylenirken başını uzattı Hermione. Onu görünce yavaşça arabaya bindi. Şöfor boş boş konuşup duruyordu. Kendinden bahsediyordu ve Hermione ile Draco bundan bıkmışlardı. Bundan onlara neydi ki?!
"Benim de eskiden çok sevgilim olurdu. Ama sonra yoruldum ve evlendim. Şimdi 2 tane oğlumuz var. Siz ne zaman evleneceksiniz?" diyerek ikisine bir bakış attı aynadan. Draco buna oflarken Hermione de bıkmış bir edayla cevap verdi.
"Biz evlenmiyeceğiz. Biz sevgili DEĞİLİZ. Şimdi izin verirseniz sağda inmek istiyoruz. Hadi Malfoy." dedi ve dirseğiyle Draco'yu dürttü. Bir yandan taksiciden kurtulduğu için sevinirken diğer yandan gördüğü evle şok geçiriyordu. Draco bunun ev olup olmadığını anlamaya çalışıyordu.
"Grangerların evine hoş geldin Malfoy." dedi Hermione. O evine kavuştuğuna sevinirken Dracon burada nasıl yaşadıklarını anlamaya çalışıyordu. Merlinin sakalı aşkına burası kendi evlerinin bahçesi kadar bile değildi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Give Up_Dramione
Hayran Kurgu"Güçlü olmalısın." dedi fısıltıyla. İşte o gece. Mehtapta yıldızlar birbirleriyle dans ediyorken. Kahverengi gözler mavilerle buluşurken oldu ne olduysa. Birbirlerini bu kadar mutlu hissettikleri bir günün ertesinde yaşananlar onları hiç de mutlu et...