Genç oqurlar ^-^ olan yere gelince medyayla devam etseniz okumaya olur mu? Eğer çevrimdışı okuyor medyayı açamıyorsanız Demi Lovato-Heart Attack var medyada telinizde varsa öyle açın okuyun. Teşkürler şimdiden ben kaçtım.
"Beraber gidelim istersen."
"Sağ ol ama gerek yok Harry. Gerçekten."
"Sen bilirsin."
Harry Hermione'ye sarıldığında durdu Draco. Katie neden duraksadığını anlamaya çalışırken Draco kafasını başka yere çevirip bir süre durduktan sonra Katie'ye döndü.
"Kusura bakma, seni bırakamayacağım. Yarın görüşürüz."
"Her şey için teşekkürler Draco, iyi geceler."
Genç kız el saaldıktan sonra valenin çağırdığı taksiye binip gözden uzaklaştı. Harry de aynı şekilde evine gitmişti. Hermione Draco'nun yanına ilerledi yavaşça.
"Dolaşalım mı?"
^-^
Draco başıyla onay verdikten sonra beraber yürümeye başladılar. Sol taraflarında deniz hırçın dalgalarla betona vuruyordu. İki genç beraber deniz kenarında yürüyorlardı ama tek kelime bile etmiyorlardı. Hermione ilerde gördüğü arkası olmayan banka oturdu. Draco da yavaşça yanına oturup ellerini arkasına koyarak denize bakmaya başladı. Uzun süren sessizliğin ardından sessizliği bozan yavaş yavaş yağan yağmur oldu. Oturdukları banka, denize, kaldırımlara düşüyor ve küçük pat sesleri çıkarıyorlardı. Draco Hermione'ye döndüğü anda genç kız da ona dönmüştü. Bir süre gözleri konuştu sadece. Draco gözlerini kapatarak yavaş yavaş Hermione'ye doğru eğilmeye başladı. Başlarda kendini geriye çeken Hermione, Draco'nun nefesini boynunda hissetmeye başladığında durdu ve gözlerini kapattı. Draco'nun dudaklarının Hermione'nin yanağıyla buluşacağı anda şiddetli bir gürültü oldu. Hızla birbirlerinden ayrılıp sesin geldiği yere baktılar. Şimşek çakmıştı. Draco hayal kırıklığıyla denize bakmaya devam etti. Bütün büyü bozulmuştu. Hermione daha fazla Draco'nun yanında oturamayacağını anlayınca ayağa kalkıp denize daha çok yaklaştı. Başını göğe kaldırıp gözlerini kapattı ve yağmur damlalarının yüzüne düşmesine izin verdi. Draco da gülümseyerek onu izliyordu. Havanın soğuduğunu fark edince oturduğu yerden kalkıp Hermione'nin yanına gitti. Hermione geldiğini fark etmemişti. Draco yavaşça broşunu çıkardığında düşen şalını tutmak için sol omzunu tuttu. Draco aynı şekilde omzunu tutmuştu genç kızın. Omzunds hissettiği ele aldırış etmedi Hermione. Kim olduğunu biliyordu. 'O' olduğunu biliyordu.
Draco şalı nazikçe omuzlarından aldı. Banka koydu. Üzerindeki ceketi çıkarıp Hermione'nin omuzlarına attı ve sanki yerleştiriyormuş mazeretiyle arkasından sarıldı. Tekrar geri çekilip banka oturdu. Yağmuru dinledi gözleri kapalı hâlde. Çok şiddetli yağıyordu artık. Hermione ellerini havaya kaldırıl bağırmaya başladı."Çok güzel değil miiii?"
"Haaayııırr! Muhteşeeemm!"
Hermione Draco'dan aldığı cevapla kahkahalarını bıraktı gecenin karanlığına. Yağmurda sırılsıklam oldular bi başlarına. Draco artık gitmeleri gdrektiğinin farkındaydı. Oturduğu yerden kalkıp Hermione'nin yanına gitti. Elleriyle kızın kollarından tutup öne doğru sastı. Hermione düşecekmiş gibi olunca hızla arkasını dönüp Draco'nun omzunu yumruklamaya başladı.
"Düşüyordun beni!" dedi gülümseyerek. Draco da aynı şekilde gülümsedi Hermione"ye.
"Hayır, düşürmezdim."
Hermione Draco'ya alaycı bir bakış atarken Draco'nun içindeki ses başka şeyler söylüyordu. Düşürmeyeceğini değil düşüremeyeceğini söylüyordu ona.
Draco aklından geçenleri bi kenara fırlattı adeta. Böyle şeyler düşünmek istemiyordu. Onu düşünmek istemiyordu.
Ağır adımlarla ilerledikleri yolda bir bar gördü Hermione. Buna gerçekten ihtiyacı vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/76456245-288-k941685.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Give Up_Dramione
Fanfic"Güçlü olmalısın." dedi fısıltıyla. İşte o gece. Mehtapta yıldızlar birbirleriyle dans ediyorken. Kahverengi gözler mavilerle buluşurken oldu ne olduysa. Birbirlerini bu kadar mutlu hissettikleri bir günün ertesinde yaşananlar onları hiç de mutlu et...