Vasiyet

2K 150 95
                                    

Draco duyduğu sesle gözlerini araladı. Kapı çalıyordu. Başını kaldırdığında Hermione'nin omzuna yattığını gördü. Koltukta otururarak uyuyakalmışlardı. Draco kızın başını yavaşça tutup kaldırdı ve oturduğu yerden çekildi. Koltuğun ucundaki yastığı alıp Hermione'nin başının altına koydu. Genç kız biraz daha büzüldü koltukta. Draco tekrar duyduğu zilin sesiyle koşarak kapıya gitti. Yanında duran aynaya baktığında çok da hoş olmayan bir tabloyla karşılaşmıştı. Sarı saçları dağılmış, gözlerinin altı morarmıştı. Zar zor açtığı gözleriyle süzüyordu kendini. Ayılmak için başını her iki yana salladıktan sonra kapıyı açtı. Gri takım elbiseli, elinde deri bir çanta olan kırklı yaşlarda bir adam duruyordu karşısında.

"Hermione Granger'ın evi değil mi?"

"Ah, evet. Şey o, uyuyor."

"Ben ailesinin avukatıyım. Kendisiyle görüşmem gereken bir mesele var."

"Tabi buyurun." diyerek eliyle içeriyi işaret etti ve yol verdi adama Draco. Adam içeriye girdiğinde nereye gitsem diye düşünüyor gibiydi adeta. Draco eliyle mutfağı işaret etti. Adam mutfaktaki masaya oturup eve göz atarken Draco da salona geçmişti. Hermione'nin başucuna oturup elini saçlarına götürdü. Yavaşça kulağına eğilirken genç kızın parfümü doluyordu ciğerlerine.

"Granger. Grangeeer."

Sessizce söylediği ismi pek de fayda vermemişti genç kızın kalkmasına. Draco derin bir nefes alıp tekrar eğildi genç kızın kulağına.

"Grangeeeer!"

Hermione aniden duyduğu sesle koltuktan yere düşerken avukat da salona bakmıştı şaşırarak. Omuzların silkip tekrar duvardaki tablolara döndü. Hermione eliyle başının arkasını tutuyor ve 'ah' diye inliyordu.

"Ne bağırıyorsun kulağıma be! Aah..."

"Seslendim duymadın n'apabilirim. Neyse, hadi kalk. Avukat geldi."

"Ne avukatı?"

Hermione'nin gözlerindeki sinir perdesi inmişti. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Ailenin avukatıymış. Seninle görüşmek istiyor."

Hermione başıyla onayladıktan sonra kalkıp idareten de olsa kıyafetlerini düzellti. Ürkek adımlarla mutfağa ilerlerken avukat da başını o tarafa çevirdi. Ayağa kalkıp gülümseyerek elini uzattı.

"Jason Williams. Ailenizin avukatıyım."

Hermione adamın elini sıkarken adını söyleme gereği duymadı. Evine kadar geldiğine göre adını biliyor olmalıydı. Karşılıklı otururlarken çantasını masanın üzerine koydu Jason.

"Bayan Granger, öncelikle başınız sağ olsun. Ben ailenizin tam 10 yıldır avukatlığını yapıyorum. Kendilerini çok severdim. Bu kaza, hepimiz için büyük bir şok oldu. Ama babanızın benden istediği bir şey vardı. Kendisi hayattayken size bir vasiyet bıraktı." deyip çantasını açtı adam. İçinden birkaç kağıt çıkarıp masaya vurarak tomar haline getirdi hepsini. Çantayı sola doğru iterek elindeki kağıtları Hermione'ye uzattı. Hermione dikkatle kağıdı incelerken Jason da durumu açıklıyordu.

"Bu elinizde gördüğünüz kağıtlar babanızın mallarından sizin payınıza kalanlar. Bunlaar..." derken tekrar çantasını önüne çekip birkaç kağıt daha çıkardı. Çantasındaki kutuyu da çıkarıp gözlüklerini gözüne yerleştirdikten sonra eski yerine koydu çantayı. Onlar aralarında konuşurlarken Draco da salonda oturmuş konuşmalarının bitmesini bekliyordu. Jason gözlüklerini düzletip boğazını temizlediğinde gözlerini kağıtlardan kaldırıp karşısındaki adama baktı Hermione.

Never Give Up_DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin