Merdivenler

2.5K 222 200
                                    

Hermione sıcak suyun altında ne kadar huzurlu olduğununbir kez daha anlıyor gibiydi. Küvette oturmuş keyif yaparken birden yerinden sıçradı.

"Grangeer! Heey Granger!"

Draco kapıya tıklatıyor bir yandan da ona sesleniyordu. Hermione refleks olarak elini duş perdesine götürdü.

"Ne istiyorsun Malfoy?! Duşta bile rahat vermiyorsun!"

"Bu televizyon dediğin şeydeki adam öldü. Para için kendilerini öldürdüklerine inanamıyorum. Fakir olmak iğrenç olmalı."

"Bu muydu yani? Onlar kendilerini öldürmüyorlar Malfoy. Sadece öyleymiş gibi yapıyorlar."

"Her neyse. Umrumda değil zaten. Hemen çık şu banyodan. Saçlarım berbat halde senin yüzünden!"

"Tamaam!"

Hermione oflayarak elini suya vurdu. Evinde huzurla ailesi ile birlikte vakit geçirip eğlenmek varken Malfoy'u çekiyordu. Kabus gibi bir yaz olacak dedi kendine. Tam anlamıyla kabus.

₩₩₩₩₩₩₩
Hermione üstünü giyinmiş başını kurulayarak banyodan dışarıya çıktı. Kapının yanında otumuş Draco'ya baktı. Ayaklarını uzatıp başını duvara yaslamış uyuyordu genç adam. Hermione tıpkı akşam olduğu gibi şeytani bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına. Uyanmaması için yavaş adımlarla koridorun sonundaki odasına ilerledi. Işığı açıp ilk çekmecenin içinde duran kornayı eline aldı. Tekrar yavaş adımlarla Draco'ya ilerleyip kornayı kulağının hemen yanına getirdi. Kahkalararına daha fazla engel olamayacağını anlayarak sertçe kornaya bastı. Draco titreyerek kalkarken Hermione kahkahalarla ona gülüyordu. Draco'ysa ellerini kulaklarına götürmüş bastırıyordu.

"Yüzün..." derken tekrar kahkahalara boğulmuştu Hermione. Draco öfkeyle ona bakarken gülmekten yaşaran gözlerini sildi Hermione.

"Yüzün. Gerçekten, görülmeye değerdi Malfoy." dedi gülerek. Draco oldukça sinirlenmişti. Hermione'nin yanına yaklaşıp tehditkâr bir havayla konuştu.

"Buna pişman olacaksın Granger. Bu yaptıklarına pişman olacaksın." diyerek hızla banyoya girip kapıyı çarptı. Bu kız onu delirtiyordu. Öylece ayakta dikilirken Hermione'nin sesiyle irkilerek kapıya döndü.

"Solundaki dolapta havlular ve bornozlar var Malfoy. Babamın bornozunu ve istediğin bir havluyu alabilirsin." dedi. Ayak seslerini duyduğunda gittiğinden emin oldu Malfoy. Dolabın kapağını açıp havlulara baktı. Bir muggleın bornozunu giyecekti. Şu an tek yapmak istediği kusmak olsa da yapış yapış olan üstünü hatırlayıp oflayarak suyu hazırladı. Granger yerine Weasley ya da Potter'la yaşayabilirdim dedi kendi kendine. Granger yerine onları tercih ederdi.

₩₩₩₩₩₩

Hermione salondaki koltukta oturmuş televizyon izlerken ayak seslerini duyarak merdivenlere döndü. Gözleri bir adet bornozlu Malfoy görüyordu. Hızla kafasını yana çevirerek Draco'ya seslendi.

"Malfoy! Sakın daha fazla yaklaşma ve hemen üstünü giyin."

"Neden bakamıyorsun Granger? Aşık olmaktan mı korktun yoksa?" dedi gülümseyerek. Hermione yüzünü buruşturarak onun olduğu tarafa döndü. Merlin aşkına, bu çocuk midesini bulandırıyordu.

"Malfoy, saçmalamayı kes ve dediklerimi yap. Bavulunu yukarıya çıkar ve üstünü giyin. Hemen!"

"Hangi odada kalacağımı söylemedin Granger."

Hermione bi süre düşündü. Malfoy'un kendi odasına yatmasını istemiyordu. Yoksa bir daha asla odasına girmek istemeyebilirdi. Ama anne ve babasının odasına da yatmasını istemiyordu. Kendisinin bile girmediği odada Malfoy mu yatacaktı? Hayır diyerek iki yana salladı başını.

"Granger eğer hemen hangi odada kalacağımı söylemezsen, asla üstümü giyinmem."

Hermione duyduklarıyla başını ona çevirip gözlerini devirdi.

"Merdivenlerin bitiminden sağda, korudorun sonundaki oda."

Draco başıyla onaylayıp bavuluna ilerledi. Oflayarak merdivenlerde sürüyordu bavulunu ve Hermione'ye eğlence çıkartıyordu. Asil safkan üzerinde bornoz ve başındaki havluyla merdivenlerden bavul çıkarma zahmetine katlanıyordu. Bu gerçekten eğlenceliydi onun için.

₩₩₩₩₩₩

Draco odaya girip ışıkları yaktığında hiç yakmamış olmayı diledi. Karşısında kitaplarla dolu ve adeta ruhunu yaşlandıran bir oda vardı. Her yer kitaplarla kaplıydı neredeyse. Draco bavulunu kapının kenarına bırakıp odada dolaşmaya başladı. Kitaplara göz gezdirdikten sonra masadaki çerçeve dikkatini çekti. Yanına gidip eline aldığınds yüzünü buruşturdu genç adam. Hermione, Harry ve Ron'un küçükken çekindikleri bir resimdi bu. Çerçeveyi ters bir şekilde masaya kapatarak kapıya ilerledi Draco. Bavulunu yerden alıp kapıyı kapattı. Eşyalarını çıkarıp üzerine geçirdi. Tişörtünü giyerken omuzlarındaki ağrı ne kadar yorulduğunu hatırlattı Draco'ya. Trenden indiklerinden beri doğru düzgün dinlenememiş ve sürekli Granger'la uğraşmak zorunda kalmıştı. Yatağın başına geldiğinde hayır diyerek başını salladı. Odadan çıkıp merdivenlerin başına geldiğinde gülümsedi Draco. Yan bir şekilde korkuluklara oturarak hızla aşağıya kaydı. Ama tam o esnada merdivenlere çıkacak olan Hermione'yle çarpışması kaçınılmaz oldu. Hermione sağda Draco solda yere uzanmışlardı. Hermione zemine çarpmanın acısıyla inleyerek olduğu yerden kalktı. Draco da aynı şekilde belini tutarak doğruldu.

"Sen, n'aptığını sanıyorsun?!"

"Bağırmayı kes Granger. Zaten o korna yüzünden hâlâ kulaklarım çınlıyor. Hadi odaya gel benimle."

Draco ayağa kalkıp merdivenlere yöneldiğinde elini havaya kaldırdı Hermione. Kaldırmasını isteyerek Draco'ya bakıyrdu Hermione. Draco ise ne yaptığını sonradan anlayarak yüzünü buruşturdu.

"Aklından bile geçirme Granger. Sana dokunmayacağım."

Hermione oflayarak yerden destek aldı ve ayağa kalktı. İkisi de merdivenleri çıktılar ve odaya girdiler.

"Neden getirdin beni buraya? Yat uyu işte."

"Granger, gerçekten bazen çok aptal oluyorsun. Senin yattığın çarşaflarla yatmamı beklemiyorsun herhalde."

Hermione suratını asarak arkasını döndü. Banyodan aldığı çarşaflarla odasına ilerledi. Uykusuzluktan ölmek üzereydi.
Her ikisinin de esnemeleri eşliğinde bitmişti Hermione'nin işi. Çarşafı yatağa geçirdi ve eliyle yatağı işaret etti Draco'ya.

"Ekselansları, buyrun lütfen." dedi muzip bir edayla. Draco çekinerek de olsa yatağa yattı ve ellerini başının arkasına aldı.

"Benimki kadar rahat değil ama idare eder."

"Ah Draco Malfoy şu an yatağımda yatıyor. Ne kadar şeref duydum bilemezsiniz."

Hermione iğneleyici bir tavırla söylemişti hepsini. Ayaklarını sürüyerek odadan çıkarken tek düşündüğü uykuydu. Ama Draco'nun intikam için yaptığı planlardan habersizdi.

Koridorda ilerleyip odaya girdi Hermione. Işığı bile açmayarak direkt anne ve babasının yatağına ilerledi. Kendini yatağına attığında yaşadığı rahatlım tarif edilemezdi. Yorganı üstüne çekerek sarıldı ve kokusunu içine çekti. Tıpkı annesi gibi koktuğunu fark etti. Yüzünde küçük bir gülümseme oluşurken kendini uykunun kollarına bıraktı.

Medya_Hermione'nin odasındaki resim.

Hey! Damacana sizlerle! Evet kendimi takdim edeyim artık. Ben Damacana. Biliyorum bu bölüm biraz kısa ama daha 5'teyiz ve önümüzde upuzun bölümler ve ikinci bir kitap var. Yorumlar bekliyorum. Mesaj da atabilirsiniz. Hani şu hemen altta sağda duran yıldız var ya hani, hah işte ona da bir basarsanız çooh gözel olur. Hepinize çok teşekkürler.

Menfaatçi yazarınız Damacana

Never Give Up_DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin