Rüya

2.5K 188 171
                                    

Medyadaki vidyoyu izlerken yalnız olun. Hayvan gibi haykırma garantisi veriyorum çünkü. Milleti rahatsız etmeyin ama gülerken ölmeyin. Gözümden yaş geldi lan dsjdhhx

Draco Hermione'nin karşısında duruyordu. Gözlerini gözlerine dikmiş dikiliyorlardı ayakta. Draco elini Hermione'nin yanağına koydu. Yaklaşıp onu öpeceğinde Hermione bir gariplik olduğunu anladı ve Draco'yu ittirdi.

"N'oldu Herm?"

"Herm mü, Herm mü? Noluyo be?! Adam Granger demiyo adımla hitap ediyo yetmezmiş gibi bi de kısaltarak kullanıyo. Arkadaşım sanki."

"Herm, canım iyi misin? Ne arkadaşlığı, biz seninle sevgiliz."

"Ne?! Malfoy yürü git! Malfoy bi defol git! Sevgili diyo ya! Ruh hastası!"

"Granger! Granger!"

"Sonunda normale döndün."

"Grangeeer!"

"Bağırma!"

"Seni salak!"

derken nefes nefese uyandı Hermione. Üzerine dökülen suyla nefesi kesilmiş, zar zor normale dönmüştü. Derin derin nefes almaya çalışırken koltuğun yanında ayakta duran Draco'yu gördü. Eline aldığı yastıkla ona vurmaya başladı.

"Seni-pis-aşağılık-sapık! Ne hakla bana dokunursun?"

Draco kollarını başına siper ederek gelen darbelerden kurtulmaya çalışıyordu. Hermione birkaç kez daha vurduktan sonra yatağına oturup seri katil bakışları atmaya başladı ona.

"Ne saçmalıyorsun sen yine? Sana neden dokunayım ki?!"

"Rüyamda bile huzur vermiyorsun. Beni öpmeye kalktın Malfoy! Az kalsın beni öpecektin!"

"Merlini sakalı adına! Bu iğrenç! Asla öyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun Granger. Sana dokunmaya bile tahammül edemezken neden öpeyim ki?" diyerek salondan çıktı Draco. Hermione de kalkıp üzerini değiştirdi ve mutfağa attı kendini. Masanın boş olduğunu görünce oflayarak salonda oturan Draco'ya döndü.

"Neden yemek yapmadın?"

"Neden yemek yapayım?"

"Neden yemek yapmayasın?"

Draco tek kaşını kaldırmış ona bakarken Hermione bu atışmanın anlamsız olduğunu fark edip mutfağa geri döndü. Haşladığı yumurtanın yanına kahvaltılıkları koyarak masayı hazırladı. Sandalyesine oturduğunda Draco da yanındaki sandalyeyi çekip oturdu ve yemeye başladı. Hermione çatalla eline vurduğunda hızla geri çekti elini Draco.

"N'apıyorsun?"

"Asıl sen n'apıyorsun? Ben hazırladım."

"Çok bencilsin Granger. Ben misafirim tabii ki sen hazırlayacaksın. Hem sen kafede çalışıyorsun. Orda da yiyebilirsin."

Hermione bu beklemediği cevap karşısında durdu ve bunun mantıklı olduğunu düşündü. Kendisi iş yerinde öğle yemeği yiyebiliyordu ama Draco için böyle bir ayrıcalık söz konusu değildi. O da yemesine izin verdi.

"Ne zaman gidiyorsun?"

Hermione ceketinin kolunu sıyırarak saate baktı. 8.38'i gösteriyordu. Hızla tabağında son lokmayı ağzına attı. Vestiyerde duran anahtarı eline aldı ve

"Şimdi!" diye bağırarak evden çıktı. Arkasından bakan Draco gülümsedi.

"Bu bulanık tam anlamıyla çatlak."

₩₩₩₩₩₩₩

Hermione işe gideli yarım saatten fazla olmuştu. Draco da sıkıntıdan patlamak üzere olduğu dakikaları yaşıyordu. Evde dolanmaktan yorulmuş olacak ki tam koltuğa oturduğu esnada pencereden içeri giren baykuşla irkilerek yerinden kalktı. Baykuşun pençelerinden mektubu alıp koltuğuna geri döndü. Kartın üzerindeki ismi okudu. Ronald Weasley. Yüzünü buruşturarak koltuğun kenarına koydu mektubu. Bir süre sehpanın üzerinde duran baykuşa baktı Draco. Küçük bir kahretsin derken merakına yenik düşüp mektubu açtı ve okumaya başladı.

Never Give Up_DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin