Draco elindeki gazeteyle marketten dönüyordu. Hermione iş ilanlarına bakmak için gazete gerektiğini söyemişti. Draco da cebinde kalan 5 doları gösterince Hermione hemen markete gitmesini istedi. Resmen ev cini gibi olmuştu. Evin önüne geldiğinde kapıyı çaldı. Birkaç saniye sonra koltuklarına geçmişlerdi bile.
"Ver de bakalım hadi."
Hermione Draco'nun elinden gazeteyi alıp sayfaları hızla karıştırmaya başladı. Sayfaları çevirdikçe sinirlenmeye başlıyordu.
"Ah aptal!" diyerek elindeki gazeteyi yere fırlattı Hermione. Draco şaşkınlıkla ona döndü.
"Yine ne var?!"
"Magazin gazetesi almışsın!"
₩₩₩₩₩₩₩
Hermione ve Draco birlikte tekrar markete gelmişlerdi. Paraları yoktu ve gazete almaları gerekiyordu. Hermione
Draco'ya döndü ve planını anlatmaya başladı."İçeri gireceksin. Gazeteyi alacaksın ve kızla sohbet edeceksin. 5 dakikada tavlarsın zaten. Sonra parayı almayı unutmuş gibi yapacaksın ve alıp alamayacağını soracaksın. İzin verecek sen de gazeteyle beraber çıkacaksın."
Draco yüzünü buruşturarak ona baktı. Bu belki de yapmak isteyeceği en son şeydi.
"Dalga mı geçiyorsun? Bir mugglela konuşmamı ve onu tavlamamı istiyorsun benden! Hayır Granger, bunu yapmayacağım."
Hermione baş pamağını ona doğrultarak tehditkâr bir havayla konuştu.
"Birincisi bana borçlusun Malfoy. Senin yüzünden kaybettik bütün paramızı." dedikten sonra ellerini göğsünde birleştirerek yan yan gülmeye başladı. "Hem n'oldu, yoksa kızı tavlayamayacağından mı korktun?"
Draco küçük bir hah diyerek marketten içeriye girdi. Hermione de camdan onu izliyordu. Kasaya vardığında çok kasıldığını fark etti. Tavlayabilirdi ama istemiyordu. O bir MUGGLEDI. Bir eliyle gazeteyi alırken diğer kolunu da kasaya koyup kıza çekici bakışlar atıyordu. Hermione onun bu haline gülmeden edemezken kasiyer kız da etkilendiğini belli etmemeye çalışıyordu.
"Ne istiyorsun?"
"Konuşmak."
"Ah demek öyle. Dün bana 'midemi bulandırıyorsun' demiştin. Hatırlatırım."
"Kusura bakma gerçekten. Dün başım çok ağrıyordu. Yolculuktan geri dönmüştüm."
"Neredeydin ki?"
Kız sitemini yavaş yavaş merakına bırakırken Draco da kızın kolaylığına gülümsedi ve bir yalan düşündü.
"Dünya turundaydım."
"Aman Tanrım! Ciddi misin sen? Her zaman dünya turuna çıkmak istemişimdir."
"Ah evet gerçekten güzeldi. Daha sonra gelip uzun uzun anlatırım yaptıklarımı. Şmdi gitmem gerekiyor." diyerek elini cebine attı. Hermione oyunculuğunu tebrik edercesine bakarken Draco kıza dönüp mahçup bir şekilde baktı.
"Ah inanamıyorum!"
"Neden, n'oldu ki?"
"Paramı evde unutmuşum inanabiliyor musun? Şimdi gazeteyi de alamayacağım."
Draco gazeteyi yerine koymaya yeltenirken kız elini tutup çekti.
"Alabilirsin."
"Ama-"
"Önemli değil, al gitsin işte."
Kız Draco'ya hayranlıkla gülümserken Draco kusmamak için zor tutuyordu kendini. İğrenç bir muggle ona dokunuyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Give Up_Dramione
Фанфик"Güçlü olmalısın." dedi fısıltıyla. İşte o gece. Mehtapta yıldızlar birbirleriyle dans ediyorken. Kahverengi gözler mavilerle buluşurken oldu ne olduysa. Birbirlerini bu kadar mutlu hissettikleri bir günün ertesinde yaşananlar onları hiç de mutlu et...