Hırsız

2.4K 192 107
                                    

Draco evin içinde sinsi sinsi yürüyor ve planını uygulsmaya koyuyordu yavaş yavaş. Sabah erken saatte kalkmış -ki onun için çok zor olmuştu- evin içinde çalışma odasını aramaya başlamıştı. Ev küçük olduğu için kolay olmuştu ona göre. Odadaki paraları alarak sessizce evden çıktı genç adam. Ne kadar istemese de markete gidip 7-8 şişe kola aldı. O kızı görmeme umuduyla kasaya ilerlerken yaşadığı rahatlık tarif edilemezdi. O kız yerine yirmili yaşlarda genç bir adam vardı kasada. Kasiyer kolaları kasadan geçirirken şaşkınlığına engel olamamıştı. Daha önce bir müşterinin 8 şişe kola aldığına tanık olmamıştı. Draco kolaları poşetlere koyarak parayı uzattı adama. Şimdi yalnıza 5 doları kalmıştı ama umursamadan marketten çıktı. Bütün parayı almamıştı sonuçta. Onlara yetecek kadar bırakmıştı dolapta. Ama durum hiç de sandığı gibi değildi. Ellerinde poşet poşet kolalarla eve ilerledi. Anahtarları bulamadığı için kapıyı aralık bırakmıştı Draco. Yaptığı hatayı anlaması çok da uzun sürmeyecekti.

₩₩₩₩₩₩₩

Hermione yatakta sağa sola dönerken gözlerini araladı yavaşça. Gün ışıkları gözlerine bir hûzme olarak yansırken ellerini gözlerine siper etti Hermione. Yorganı daha fazla üstüne çekerek uykusuna devam etti. Okul yoktu. Kalkmama da gerek yok diye düşünerek gözlerini yumdu genç kız.

₩₩₩₩₩₩₩

Draco ellerindeki poşetleri kücetin yanına bırakarak gülümsedi. Küvetin tıpasını kapatıp tek tek kapaklatını açtı şişelerin. Hepsini küvete döktüğünde neredeyse dolduğunu gördü. Gülümseyerek küvete bakmayı sürdürdü Draco. Duş perdesini küvet görünmeyecek şekilde çekerek banyodan çıktı. Ellerini cebine atarak Hermione'nin olduğu odayı aramaya başladı. Kapısı hafif aralık bir oda gördüğünde yavaşça içeriye girdi Draco. Oda dağınık görünüyordu. Ne kadar pis bir kız diye düşündü ve Hermione'ye döndü. Yanına yaklaşıp kulağına eğilde Draco.

"Graaangeeeeerr!"

Hermione duyduğu sesle yuvarlanarak yere düştü. Draco'nun ayaklarının dibinde uzanıyordu şimdi.

"Hemen kalk Granger. Görmen gereken bir şey var."

Hermione oflayarak peşine takıldı Draco'nun. Odayı da dağıtmış dedi kendi kendine. Bu çocuğa katlanamıyordu.
Banyonun önüne geldiklerinde kapıyı açtı Draco ve eliyle içerisini işaret etti. Hermione şüpheci bakışlarını üzerine dikti. Gözlerini ovuşturarak içeriye girdi ve etrafa baktı. Gozüne çatpan bir şey olmamıştı.

"N'oldu Malfoy, neden getirdin beni buraya?" Dedi Hermione bıkkınlıkla. Bir an önce yatağına geri dönmek istiyordu. Draco eliyle küveti işaret etti. Hermione küvete yaklaşıp duş perdesini açtığında içinde kola olmasının şokunu yaşayacaktı. Ama küvete düşmesiyle birlikte çok daha büyük bir şok yaşıyordu. Hermione gözleri iri iri açılmış vaziyette Draco'ya bakarken Draco gülmekten kıpkırmızı kesilmişti. En sonunda ellerini dizlerine koyarak bir oh çekti ve Hermione'ye döndü.

"Sen! Seni öldüreceğim Malfoy! Sana öyle şeyler yapacağım ki ölmek için yalvaracaksın!"

"Ne o Granger, imperidan vazgeçtin crucio laneti mi atmaya karar verdin?" diyerek gülümsedi Draco. Hermione öfkeyle ona bakıyordu hâlâ. Daha sonra kaldırması için elini uzattı Draco'ya.

"Hayır Granger. Daha önce de söyledim. Sana dokunmam."

"Hemen beni kaldır Malfoy!"

Draco yüzünü buruşturarak elini uzatırken bundan vazgeçip dolaba uzandı. Dolaptan bir havlu alarak bir eldiven gibi elinin üzerine geçirdi. Yavaşça elini Hermione'ye uzattı. Hermione elini tutup olduğu yerden kalktı ama elini bırakıp küvetten çıkmak yerine şeytanice gülümsedi Draco'ya. Draco daha neden öyle güldüğünü anlamadan küvetin içinde buldu kendini.

Never Give Up_DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin