Selin
"Yarın görüşürüz"
Dedim en içten gulumsemem eşliğinde ona el sallarken. Ardından beni bekleyen ve sinir küpüne dönmüş ikizimin yanına gittim."Hiç gelmeseydin Selin"
"Of Nazlı"
"Ben sana evde sorcam o 'of'ları sen merak etme"
"Tamam anne ya kızma"
"Selin!"
"Tamam be yürü hadi"
Nazlinin koluna girdim ve onu cekistirerek yürümeye başladım.
"Ya Nazlı biz bugün bir değişik gibiydik"
"Neden acaba Selin?"
Ne ima ettiğini anladigimda yine bir 'of' sesi çıkardım.
"Ya napiyim çocuk çok cool"
Saçlarımı sağ elimle savusturdum.
"Hadi ya,"
Dedi Nazli gülerek."Bence o değil, mavi gözleri öyle"
"Bende ona takıldım iste kizim. Hem ismi Ali'ymiş"
"Ee?"
"Seninkinin?"
Nazli benden ayrılıp koluma bir tane geçirdiğinde acı ile vurduğu yeri tuttum.
"Hayvan"
Diye inledim ardından."Düzgün konuş. Senin ki falan"
Bakışlarını etrafta gezdirirken agzini oynattirarak birşeyler söyledi ama ben tabikisi duymadım.
"Ne diyon sen bakiyim"
"Allahtan sabır diliyorum Selin!"
Adımlarını hizlandirinca peşinden kosmam gerekti.
"Ya Nazli yavaş ol!"
Nazli olduğu yerde durdu ve kollarını bagdac yaparak bana baktı.
"Yetisemiyorum"
"Hızlı yürü napiyim?"
"Kızım sen salak mısın? Yetisemiyorum diyorum, anlaman mi kıt?!"
Dedim ondan koşar adım uzaklaşırken çünkü bir daha o darbeyi yemek istemiyordum. Son kararım.*
"Ali, Mavi. Mavi, Ali. Ay çok uyumlu! Aliş, Maviş. Maviş, Aliş"
Ali ve Mavi'nin ne kadar uyumlu olduğunu kendi kendime bir deli misali konuşurken odamın kapısı hızla açılmaya çalıştı. Ama çalıştı. Kendimi korumaya almıştım. Kilitlemistim kapiyi. Nolur ne olmaz. Nazli bu yani. Mazallah.
Yuzumdeki gülümseme kapının yumruklanmasiyla solmaya başlamıştı.
"Selin aç şu kapiyi!"
"E ama napiyim Nazli çocuk çok cool"
'Nazli'dan' korktuğum için sacmlamaya başlamıştım.
"Ne diyon be?"
"Yok yok! Ben demiyorum birşey!"
Dedim ellerimi sanki o gorebilecekmis gibi 'hayir' anlamında sallarken."Ya Selin şu kapiyi aç yoksa kırarım ha!"
Yüzümde koccamann bir siritis oluştu.