^Belki de^

184 16 1
                                    

Selin

Sabah Savaş bizi almaya geldi ve okul macerası bugün başladı. Yani tam olarak. Açıldığı ilk gün gitmiştik sadece. Ona da macera başladı, diyemezdik. Aslında okulun 2.günden tadilat yapması da çok garip ama olsun.

Savaş'ta motor yerine arabayla gelmişti bugün. O sinir bozucu mavi salaginin arabasına da bin basıyordu ayrıca.

"Geldik"
Diyen Savaş'ın sesiyle kendime geldim. Cama yasladigim başımı kaldirip arabadan indim. Pesimden Nazlı ve Savaş'ta indi. Nazlı, koşar adım yanıma gelerek koluma girdi.

"Selin bir sorun mu var?"

"Yoo"

"Yol boyunca hiç konusmadin ama"

"Dalmisim öyle"

"Peki"

Hep beraber okula giriş yaptık. Gözlerimi etrafta gezdirirken bir çift mavi gördüm. Hala alayla bakıyordu bana. Bu adam hiç ciddi olamıyor muydu?!

Onu umursamadan yanından geçip gittim. Bence çok ta cool bir hareketti bu.

Ufff! Aman, neyse.

Merdivenleri çıktık ve sınıfa girdik. Nazlı ile çantamızı sıraya koyduk.

"Selin,"

"Efendim Nazlı?"

"Bugün akşam deniz kenarına gidelim mi?"

"Olur"
Dedim kısaca ve sınıftan çıktım.

"Nereye?!"

Arkamı dönüp bana seslenen Nazli'ya baktim.

"Lavaboya!"

Koridorda birkaç kisi bana baksa da takmayip yürümeye devam ettim.

Sonunda kızlar tuvaletine geldiğimde bir kabine girip cebimden telefonumu çıkardım.

Aslında planimi bugün uygulamayacaktim ama düşününce bugünden daha iyi bir gün olamazdı.

***

"Savas ateş yaksana!"
Diye yakindim. Savaş sabır dilercesine göz devirdi ve çantasından çakmak çıkarıp küçük ödün parçalarını yaktı. Ateşe yaklaşıp ısınmaya çalıştım. Hava soğuktu ama biz çılgınlar gibi kısa kollular giyinmistik. Sağa dönüp Nazliya baktim. Savas'a sokulmuş ve ateş ile ısınmaya çalışıyordu.

"Hop hop, Nazli Hanim"

"Ne oldu ya?"

"Sevgiline sokulmuş isiniyorsun zaten. Ateşimi bana birak"

Ikisi de gülmeye başladı demek isterdim ama sadece Savas ve ben güldük. Neden? Çünkü Nazli hanımın yine utangacligi tuttu.

Bir süre öylece kaldık. Kimse konuşmadı. Bu çok huzurluydu. Yanan ateşin hisirtisi ve denizin dalga sesleri. Insanı rahatlatmaya yeter de artardı.

"Ben bi lavaboya gideyim"
Diyerek yanımızdan ayrıldı Nazlı.

O sirada da bugünün yıldızı geldi yanımıza hızla.

"Sen yaptın dimi?!"

Hızla ayağa kalktim.

"Neyi ben yaptim?"

"Bana bilmemezlikten gelme!"

Ali'nin bu öfkeli haline karşı Savas'ta ayağa kalktı ve önünde durdu.

"Ali, ne oluyor?"

"Bu yaptığının bedelini ödeyeceksin"
Dedi Savaş'ı duymamış gibi.

"Ne yapmışım ben ya?"

"Benim hayatımı kurcalayip ailemin önüne atmaya hakkın yok senin!"

"Ne hayat kurcalamasi, ne ailesi Ali? Ben daha senin aileni bile tanımıyorum"

"Bana oyun oynama Selin!!"

"Ali sakin ol!"

Ali, ellerini sinirle saçlarından geçirdi.

"Bu kiz, herşeyi gidip anne ve babama yetiştirmiş."

"Ne?"

"Borca girdigimi, alkol kullandigimi, ne varsa. Hepsini! Ama bu, burda kalmayacak. Bedelini ödeyeceksin"

"Ali!"

Savaş her ne kadar Ali'nin arkasından bagirsa da Ali onu umursamadi ve bir süre sonra gözden kayboldu.

"Selin?"

Zafer ile gulumsedim. Sonra bana seslenen Savaş'a döndüm.

"Evet?"

"Bütün bunları sen mi yaptın?"

"Belki de"

Savaş şaşırmış bir şekilde dudağını aşağı sarkitti.

"Hey!"

Nazlı yanımıza geldi ve önce Savaş'a sonra ise bana baktı.

"Ne oldu?"

"Hiç"
Dedim ve yerine geri oturdum.

"Nasıl hiç? Olmuş birşeyler"

"Çok şey kacirdin ikiz"

"Belli. Hadi anlat nasıl gitti?"

Nazlı'da gelip yanima oturdu ve benim konuşmamı bekledi.

"Nasıl?"
Diyen Savaş tam karşımızda yerini aldı ve şaşkınlıkla bize bakmaya basladi.

"Sende mi biliyordun Nazlı?"

"Belki de"

Nazlı ile ben gülmeye başlarken, Savaş etrafta göz gezdirip boğazını temizledi.

"Biz sinsi ikizleriz Savaş'çım. Buna alış bence"

















Bu sene TEOG sinavim olduğundan aktif olmam pek mümkün olmuyor. Anlayın yazarinizi, please...

Bir dahaki bölüme dek hoşçakalın!

DIPNOT: Bölümün gelmesi uzun sürebilir.




Sinsi İkizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin