BÖLÜM ŞARKISI= Sertab erener-Bi çaresi bulunur
Selin
Sertçe yutkundum. Yüzünü benim yüz hizama daha fazla yaklaştırdı ve nefesini yüzüme üfledi. Şuan bana göre bir sarhoş veya deliden farksızdı.
Dudaklarını araladı ve kısık çıkan sesiyle fısıldadı. Bense pür dikkat onu dinledim. Fakat bir süre sonra, Nazlı'nın iki dudağının arasından dökülen o kelimeleri duyduktan sonra, içimde bir yıkım yaşadım. Gözlerim büyürken karşıda bir noktada sabitlendi ve dolmaya başladı. Donakalmistim. Bu olamazdı. O, böyle bir şey yapamazdı. Böyle bir şey yapmasını, yapmış olmasını ben istemiyordum..."Her şeyin sorumlusu Ali,"
Bir süre cevap veremedim. Dünyadan bir an olsa bile yok olduğumu hissettim. Kalbim bunu kaldirmiyordu. Nedeni ise; belirsizdi...
"Anladın mı şimdi neden ondan uzak durmani istediğimi?"
"Hayır,"
Dedim ondan uzaklaşırken. Ellerimi saçlarıma daldırdım ve gözlerimi kapatıp sakin kalmaya çalıştım. Nazlı'ya inanmak istemiyordum. Aslında kalbim, Ali'nin böyle bir adam olduğuna inanmak istemiyordu."Sen nerden biliyorsun bunu?"
Dedim emin bakışlarla Nazlı'ya bakarken. Nazlı, kaşlarını çattı ve bana bakmaya başladı. Ben ise sertçe yutkundum."Bana inanmıyor musun?"
"Nerden çıkardın bunu? Ben sana sadece bunu nerden bildiğini sordum,"
Nazlı, histerik bir kahkaha attıktan sonra bana doğru büyük bir adım attı.
"Bunun ne önemi var?"
"Çok önemi var,"
"Ya sen bana karşı o adamımı savunuyorsun?!"
"Benim kimseyi savunduğum yok Nazlı"
"Selin,"
Dedi Nazlı gözleri dolu şekilde.
"Git onunla konuşsana,"Bana bir adım daha yaklaştı ve önüme düşen saçımı geriye attı.
"Sana neler anlatacak?"
Nazlı, ağlamamak için kendini tuttu ve önümden çekilerek bana kapıyı gösterdi.
"Hadi. Hiç durma,"
Ona bir süre baktıktan sonra hızla odadan çıktım. Kapıyı sert bir şekilde kapattım ve başımı kapıya yasladım. Gözlerimi kapattım. Dudaklarimi isirdim. Nazlı'ya inanmak istiyordum ama Ali'nin böyle şeyler yaptığına inanmak...Asla! Güçlü duracaktım. Kimseye boyun eğmek yoktu.
Boğazımı temizledim ve dikleştim. Arkama bile bakmadan koşarak merdivenlerden indim.
"Selin,"
Annem, hemen yanıma geldi ve önümde durdu.
"Sana bir şey anlattı mı?"
"Evet,"
Dedim soğuk bir şekilde. Şu an bu konuyu konuşmak hiç uygun değildi. Çünkü eğer annemle konuşursam duramaz ve ağlamaya baslardim."Ne olmuş?"
Dedi merakla. Ona baktim ve elimi omzuna koydum."Hiç bir şey, sen onu merak etme. Zaten kötülere bir şey olmaz, öyle değil mi?"
Annem, kaşlarını çattı ve bana bakmayı sürdürdü.
"Neler oldu Selin?"
"Bir şey olmadı, Dedim ya anne"