^Korku^

46 6 0
                                    

Nazlı

Odamda boş boş oturuyor ve kitap okumaya çalışıyordum. Annem, her ne kadar yanıma gelip konuşmak istese, yemek yedirmek istese de ben istemiyordum ve o da pes ederek, yapmıyordu. Şu iki üç gün içinde mahvetmisti beni. Sadece bir cümle. Bir cümle ile beni yıkıp gecebiliyordu. Evet, belki de benim de suçum vardı, bunların yasanmasinda. Ama böyle olmasını asla istemedim.
Aklıma gelen bu düşünceler üzerine elimdeki kitabı sertçe yatağa bıraktım ve sırtüstü uzandım. Tavana bakmaya başladım. Her zaman olduğu gibi aklımdan çıkmayan bir Savaş vardı ve yine gözümün önüne gelmişti. Bir an kalbime giren agriyla, elim kalbimin üstüne gitti. Nefes almaya çalıştım ama işe yaramadı. Yatakta dogruldum ve diğer elimle boğazımı tuttum. Neler oluyordu bana böyle?

Yataktan yavaş yavaş indim ve odamla birleşik olan banyoya girdim. Musluğu açtım ve yüzüme soğuk su vurdum. Musluğu kapatıp aynada kendime baktım, bir süre. Bileğimdeki tokayi aldim ve saçımı daginik bir topuz yaptım. Hala nefes alamıyor gibi hissediyordum. Neden?

Içerden çalan telefonumun sesini duymamla hızla banyodan çıktım ve çalışma masasının üzerinde duran telefonumu aldim. Arayan kişiyi gördüğüm an kaşlarım catildi. Hangi akla hizmeten arıyordu beni, bu?

Umursamadim ve telefonu masaya tekrar bıraktım. Arama sonlandi. Tam arkamı dönüp yatağıma geri donecekken tekrar telefonumun çalması üzerine durdum. Yine mi? Ne oluyor ama?!

Sinirle telefonu elime aldım ve hemen aramayı cevapladim.

"Ne var?!"
Dedim onu tersleyerek.

"Nazlı, seni aramam garip ve bana sinirlisin bunu da biliyorum. Ama sadece beni dinle ve sakin ol,"
Dedi bir çırpıda. Nefes nefese kalmış gibiydi. Kurumaya başlayan dudaklarimi yaladim ve sustum. Konuşmasını bekliyordum. Ama ses vermiyordu.

"Ali, ne olduğunu söyle ve kapat artık,"
Dedim bıkmış bir sesle. Fakat diğer yandan da ne olduğunu deli gibi merak ediyordum.

"Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama-"

"Uzatma, Ali!"

"Sakin ol ama,"
Dedi ve sustu. Bir süre yine ses gelmedi. Ali, derin bir iç çekti.

"Savaş"

Onun adını duymamla birlikte elim yine kalbime gitti. Icimi çok büyük bir korku kaplamaya başladı. Yoksa...

"Ne, Savaş? Bir şey mi oldu?!"
Dedim telaşa kapılarak.

"Sakin-"

"Bana sakin olmamı falan söyleme, sakın. Ne oldu?!"

"Kaza yaptı. Şuan hastanedeyiz"

Ve işte hayatıma mâl olacak o cümle. Gozlerimden anında yaşlar akmaya başladı. Kendime engel olamadım. Ali'den hangi hastane olduğunu öğrendim ve hızla üstüme bir şeyler geçirip odamdan çıktım. Koşarak aşağı indim. Beynim durmuş gibiydi. Sanki şuan yaşam mücadelesi veriyordum.

Annem, beni üstü giyinik ve odamdan çıkmış bir şekilde görünce hızla yanıma geldi. Yüzüne buruk bir tebessüm vardı. Bense onu görmüyor gibi kapıya gittim ve titrek şekilde ayakkabilarimi giymeye başladım.

"Nazlı? Kızım ne oldu?!"
Dedi annem agladigimi görünce. Anneme baktim. Aglamam siddetlendi. Sarildim ona sıkıca.

"Kaza yapmış, anne. Yanında olmam lazım"

"Kim kaza yapmış?!"
Dedi benden ayrılıp göz yaşlarımı silerken. Fakat bir işe yaramadi. Sildigi yaşların yerine yenileri geldi.

"S-Savaş"
Dedim ve kendimi hizla dışarı attım. Koşarak yolda yürümeye başladım. Arada bir arkama bakıyordum. Sonunda durdum ve yoldan geçen bir taksiye bindim. Hastanenin ismini verdim ve camdan bakmaya başladım.

Savaş, kim bilir ne haldeydi şimdi? Nasıldı? O can çekişirken ben evdeydim ya! Nasıl yalnız birakabildim onu? Kendimi sucluyordum. Içimden bir ses kendini suçlama, diyordu ama nafileydi. Suçlu bendim. Benim sucumdu. Eğer anlatsaydim en başta Savaş'a her şeyi bunlar olmazdı.

Taksi hastanenin önünde durdu. Elimdeki parayı şoföre verdim. Hızla taksiden indim ve hastaneye koştum. Danışmaya vardım ve Savaş'ın ismini verdim. Bana 4.katta ameliyathanede olduğunu söylediler. Koşarak merdivenlerden çıktım. Asansörü bekleyecek halde değildim.

"Nerde?!"
Dedim koridorda gözleri yaşlı Ali ve Selin'e doğru koşup, bağırarak.

Ali, bana yaklaştı ve tam önümde durdu. Aslında tüm bu olanların sorumlusu oydu. Fakat benim onunla uğraşacak zamanım yoktu. Savaş'ın yanına gitmem gerekti.

"Içerde,"
Dedi eliyle arkasındaki kapıyı göstererek. Titrek ve derin bir nefes alıp verdim. Nefes almakta güçlük çekiyordum. Sağ elimi boğazıma götürdüm ve yavaşça ovaladım.

Ne olur ona bir şey olmasın...

Sinsi İkizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin