Kuzey sınır toprakları..Cruise kalesi..
Elisa elindeki boş sepet ile bayan jackson'nun evinden dönüyordu her sabah olduğu gibi. Her gün malikaneye uzakta olsa bu kimsesiz bayana yemek götürmek onun sorumluluğuydu. İnatçı,huysuz bir kadın olan bayan jackson kimseyle konuşmaz,getirilen yemekleri beğenmez hatta gelen herkesi kovardı. Taki Elissa bu inatçı kadını ikna edene kadar. Bu hiçte kolay olmamıştı. Günlerce bunun için uğraşmıştı. Neyse ki bugünde bayan Jackson'ın öfkesini hafif hasarla atlatmış geri dönüyordu.
Yirmi dakikalık zorlu bir yürüyüşten sonra malikanenin önündeki curcunayı görüp meraklanmıştı. Demek ki amcasının misafirleri vardı. Uzun zamandır kimse Cruise kalesine uğramamıştı. Malikane köyden uzakta denize bakan tepenin yamacındaydı. Tüccarların veya göçebelerin uğrak yeri değildi.
############################Elisa buraya geldiğinde daha 5 yaşındaydı hayal meyal hatırlıyordu geldiği günü. Anne ve babasını bir deniz kazasında yeni kaybetmişti. Babası bir soylu olmasına rağmen ticaret yapar gemi yolculuğuna çıkardı. Tabi eşini ve kızını da her seferinde yanında götürmeyi ihmal etmezdi. O büyük kazanın olduğu gün hem annesini hem babasını aynı anda kaybetmişti.Yaşayan tek akrabası amcası Edward di. Babasının tek kardeşiydi. Oda hatırı sayılır bir servete sahip bir lorddu. Hiç evlenmemişti. Metresi Julia ile yaşıyordu fakat kötü kalpli bir kadındı Julia ve Elissa kötü davranırdı. Edward onu ne kadar uyarırsa uyarsın buna devam etmiş Edward dan bir seçim yapmasını istemişti. Ya o yada Elissa ydı.edward tek akrabası abisinin emanetini tercih etmiş juliayı göndermişti. Ardından da hiç bir kadını uzun süreli hayatına sokmamıştı. Elisa neden evlenmediğini ne zaman sorsa asla cevap vermez konuyu geçiştirirdi. Elisa da ısrar etmezdi. Elisa ailesini kaybettiği kazada onu bir ticaret gemisi bulmuştu ve amcası edwarda getirmişlerdi. İlk zamanlar bu küçük kızı istemesede yaşayan tek akrabasıydı ve zamanla elisayı öz kızı kadar çok sevmişti.
Elisa da onu seviyordu. Yoksa bu ıssız topraklarda yaşayamazdı. Aslında buralardan gitmek için çok bahanesi olmuştu. Onunla evlenmek isteyen bir çok soylu ve tüccar olsada elisa asla sevgisiz bir evliliği kabul etmemişti. Gerçekten çok güzel bir kızdı güzelliğini irlandalı olan annesinden aldığı kesindi. Artık 20 yaşındaydı ve dadısı mary nın evlilik baskılarına maruz kalıyordu,.
######################Cruise toprakları kuzey insanlarına sınır sayılırdı. Bazı günler onların yağma haberlerini duyarlardı. Ama neyse ki burda yasadığı 15 yılda bir kez bile onların buraya geldiğini duymamıştı.
Elindeki boş sepeti kapı girişine bırakarak kapıdaki Mary'e sarılmıştı.Mary elisa'nın bu davranışına kızsada elinde büyümüştü ve asla bu kıza kızamıyordu.
" ah Elissa artık genç bir kızsın böyle davranmak yakışmıyor" Elissa her defasında işittiği bu azara alışmış olsada yapmaya devam ediyordu.
" ama mary seni özledim hem söyle bakalım bu hareketlilik nedir" elisa merakla etrafa bakınırken Mary huzursuzdu.
" amcanın dostları hem sen ayak altında dolaşma odana çık" mary elisayı biran evvel odasına çıkarmak istiyordu. Ama elisa merakla elindeki sepeti bırakıp salona koşmuştu. Mary arkasından seslense de artık çok geçti.
Elisa kapıyı çalıp hızla amcasının yanına gitmişti.
" üzgünüm lordum engelleyemedim" Mary mahçup bir şekilde edward'a bakıyordu. Edward ise sessizce onun odadan çıkmasını istemişti.
" Edward amca misafirlerimiz kim" elisa amcasına gülümserken birden arkasından gelen öksürük sesiyle şömineye doğru dönmüş ve donakalmıştı.
Bu adam dev gibiydi. Elissa in şimdiye kadar gördüğü en iri adamdı. Hele o masmavi gözleri Elissa yı ürkütsede garip hissetmesine neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melegim... (efsane Leydiler Serisi 4)(TAMAMLANDI)
Historical Fiction"Beni nereye götürüyorsun kuzeyli. Amcama teşekkürün bu mu" "sakinleş kadın artık bana aitsin ve buna alış" Elisa son kez arkasına baktı. Evinden.,amcasından ve ona ihtiyacı olan çocuklar artık yoktu. Gözlerinden süzülen damlalar eline düştüğünde k...