Elisa kıyıdan uzaklaştıkça gözyaşlarına hakim olamıyordu. Keşke amcamı dinleseydim diye pişmanlıkla söylendi. O sabah eğer dışarı çıkmasaydı şimdi evinde sıcacık yatağında uyuyor olacaktı.
Ama artık çok geçti. Gözyaşlarının sicim gibi akmasına engel olamıyordu.
Randal ise bir yandan adamlarına yapmaları gerekenleri söylerken bir yandan da göz ucuyla Elisayı takip ediyordu. Gözyaşlarını görmek onu huzursuz etsede buna alışması gerekiyordu. Bu yüzden onu bir süre yalnız bırakmaya karar vermişti. Daha fazla korkutmak istemiyordu." randal onu götürmekle iyi mi ediyorsun,Edward iyi bir müttefikti. Şimdi yiğenini aldığın için kin güdecek" Eric, Randal'ın kararına saygı duysada bu durum farklıydı. İlk kez Randal böyle birşeye kalkışmıştı ve çok kararlıydı. Bu kıza karşı hissettikleri basit bir beğenmeden öteydi.
" benim kararım bu ve onu geri vermeyeceğim" Randal alev saçan gözlerle Eric'e bakıyordu. Elisa'yı geri vermek söz konusu bile değildi.
" bu kız bir leydi gibi yetişmiş,bizim şartlarımızda yaşaması zor hem Helen' i ne yapacaksın. " Randal Helen'i unutmuştu. Tabi hatırlayacağına değer gördüğü biri değildi sonuçta. Arzularını dindirdiği, sıradan bir kadındı. Ama Helen için durum böyle değildi. O kendini geleceğin hanımı olarak görüp başka kadınların Randala yanaşmasına izin vermiyordu. Öfkesi ve kıskançlığı elisa'ya zarar verebilirdi. Eric bunun farkındaydı ve randalında farketmesini diledi.
" onu Helen ile bir tutma o farklı" randal ilk kez hissettiği bu duyguya isim veremiyordu. Eric ise birlikte yetiştiği bu adamın kıza bakışlarının farkındaydı. İlk kez Randal bir kadını sahipleniyordu.
" kuzey sınırlarındayız Randal ve odin aşkına hava soğuyor ona bir kürk vermelisin" Randal dostunun uyarısıyla üstündeki kürkü çıkarıp elisa nın yanına ilerledi. Sarı saçları ipek gibi görünüyordu Randal bir an dokunmak istesede yapamadı. Sarı saçları Rüzgarda uçuşurken Elissa sanki tanrıça freya tarafından kutsanmış gibi muhteşem görünüyordu. Onun bir ingiliz olduğuna inanmak çok güçtü.
" bunu giy" Randal kürkü Elissa ya uzatmıştı. Elisa ise üşüse bile gururlu bir kızdı. Ve asla giymeye yanaşmayacaktı. Soğuğa alışkın bile olsa burası gerçekten buz gibiydi.
" istemiyorum" demişti öfkeyle.
" burası kuzey kadın,ülken gibi sıcak değil havası çetindir." Elissa bu kaba adama tahamül edemiyordu. Ona emir vermesine asla izin vermeyecekti.
" bu kadar düşünüyorsan beni amcama gönder çok merak etmiştir,tek yakını benim" Elissa amcasının perişan olduğuna emindi. Şimdi her yerde onu arıyordu mutlaka ve onu bir daha görememek Elissa in kalbini parçalıyordu.
"az konuşman senin lehine kadın şimdi giy bunu ve unutma artık kuzey toprakları senin evin ve benim emirlerime uyucaksın herkes gibi" diyerek Randal arkasını dönüp uzaklaşmıştı. Elisa artık çaresiz olduğunun farkındaydı onu asla bırakmayacaktı bu adam yavaşça kurke daha da sarıldı ve gözlerini kapadı. Güçlü olmalıydı. O Elissa Cruise du kimsenin karşısında boyun eğmeyen güçlü bir kızdı ve bu barbarın da önünde asla boyun eğmeyecekti.
Elisa güçlükle gözlerini açtığında sarsıntıdan hala gemide olduğunun fark etmişti ve bir süre uykuya yenik düştüğünü anlamıştı.Ama artık üşümediğini ve yattığı yerde yalnız olmadığını da farkındaydı.Üzerindeki ağırlık, bir kol muydu o? Elisa'nın gözleri kocaman olmuş korkuyla aniden arkasını döndüğünde randal'ın ona sarılmış olduğunu gördü. Randal gece titreyen elisa'nın daha da üşümemesi için yanına uzanmıştı. Elisa'nın korkusu aniden geçti. Şaşkındı. Bir insan uyurken de bu kadar sert görünebilir miydi ? O kadar yakındı ki kokusu burnuna geliyordu. Kuzeylilerin pis koktuğunu söylerdi Mary ama bu adam güzel kokuyordu.
" manzarayı beğendin mi" randal bir süredir uyanık olsa da elisa'nin ona baktığını farkedince uyuyormuş gibi yapmaya devam etmişti.
" ne manzarası ben sana bakmıyordum" Elissa panik olmuş kalkmaya çalışırken randal onu dahada kendine çekmiş burnunu saçlarıma gömmüştü.
" çok güzel kokuyorsun,baharda açan çiçekler gibi kadın,bu koku sadece benim, bunu aklında tut ve şimdi uyu sabah köye varmış olucagız" Elissa ilk kez ağzını açıp cevap bile verememişti. Çünkü hiç bu kadar utandığını hatırlamıyordu. Randal'dan kaçma çabaları boşunaydı çaresizce uyumaya çalıştı. Kısa bir süre sonra sıcaklığa boyun eğmiş ve uyumuştu.
Sabah büyük bir gürültüyle uyanmıştı Elissa. Yanına baktığında randal çoktan uyanmış ilerde ona bakıyordu.
" leydim varmak üzereyiz kalkmalısın" elisa onunla konuşan adama baktı. Biran panikleyip açık bir yeri var mı diye tedirgin olmuş kürke sıkıca sarılmıştı. oda en az Randal kadar iri ve güçlü görünüyordu.
" bu arada ben Eric , randal'ın kuzeni ve savaşçısıyım sana göz kulak olmamı istedi"Elissa başıyla onaylayıp ayağa kalktı. İlerde bir köy vardı. Önünde de iskele bir sürü insan iskeleye çıkmış bağırıyordu. Bu Elissa yı ürkütmüştü. Randal onun korkusunu görüp yanına gitmişti.
" burası benim köyüm ve artık senin evin kadınım" Elissa korku ve çaresizlikle Randal bakıyordu. Burada mı yaşayacaktı artık. Gözyaşlarını akıtmamak için kendini çok fazla sıkıyordu. Randal ise ilk kez ona gülümsüyordu. Burası artık Elissa sayesinde gerçek evi olacaktı.
"şef randal!" tezahüratları yankılanıyordu kıyıya vardıklarında. Savaşçıların ardından Randal indi gemiden. Elisa yı kucaklayarak onu da indirdi. Randal önde Eric ve Elissa arkadan ilerlerken bir kadın randal'ın kucağına atlamış ateşli bir şekilde öperken Elissa şaşkınlıkla olduğu yerde kaldı.
Randal ilk an afallasada elisayı hatırlar hatırlamaz heleni şiddetle itti ve hemen toparlandı. Eric ve elisaya baktığında elisa'nın şaşkın ve dolu gözlerini gördüğünde büyük bir vicdan azabı çekmişti ve buda onu öfkelendirmişti." Randal beni özlemedin mi" helen tüm cilvesiyle Randal sürtünürken Randal Elissa ile göz göze gelmişti.
" çek elini helen,kadınımın yanında buna nasıl cüret edersin" helen şaşkınlıkla bakakalmıştı.
" kadının mı" helen Eric in yanındaki kadına tiksintiyle baktı. Bu muydu helen'i kenara attıran kadın.
" beni bunun için mi bırakıyorsun" Randal öfkeyle elini kaldırmışken elisa onun havadaki elini tutmuş randal'a bakıyordu. Randal asla bir kadına el kaldırmazdı ama elisayı koruma güdüsü ağır basmış öfkesine hakim olamamıştı.
" lütfen yapma" Randal elisa nın dokunuşuyla sakinleşmiş ve kolunu omzuna atıp sahiplendiğini tüm köye ilan etmişti.
"kadınıma yapılan hakaret bana yapılmıştır,bunu herkes bilsin"diyerek elisa'nın elinden tutmuş evine doğru götürüyordu.
Yeni bir hayat..
Elisa bambaşka bir hayata adım atmıştı o an. Bir yetimdi,annesiz babasız büyümüş bu yaşına kadar amcası Edward dan ve dadısı Mary den başka kimsesi olmamıştı. Şimdi ise randal vardı.
" yeni evin Elissa, buranın hanımı artık sensin,tanrıça freya gibi hayatımı ve evimi aydınlatacaksın." Randal Elissa ya sarılmış burnunu saçlarıma gömmüş ve fısıldıyordu.
" kalbimi ve yatağımı sadece sen ısıtacaksın meleğim".
Elisa kendinine sımsıkı sarılan Randal a bir tepki veremesede içinde kopan fırtınalara engel olamıyordu. Burası artık eviydi gerçekten bilmediği tanımadığı bu topraklar Elissa nın geleceğiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melegim... (efsane Leydiler Serisi 4)(TAMAMLANDI)
Ficção Histórica"Beni nereye götürüyorsun kuzeyli. Amcama teşekkürün bu mu" "sakinleş kadın artık bana aitsin ve buna alış" Elisa son kez arkasına baktı. Evinden.,amcasından ve ona ihtiyacı olan çocuklar artık yoktu. Gözlerinden süzülen damlalar eline düştüğünde k...