Elisa haftalar sonra Randalı yeniden gördüğü için mutluluktan ölebilirdi. Onun ve bebeği için gelmişti. Tüm umutları tükenmek üzereyken sevdiği adam burdaydı artık. Onun için savaşmaya hazır yenilmez bir savaşçı olarak meydan okuyordu tüm kaleye.
Amcasına,lord william'a ne pahasına olursa olsun elisa'yı alıp götüreceğini haykırıyordu. Elisa bir rüyadaydı sanki. Hızla pelerinini giydiği gibi odasından çıkmak için hareketlenmişti.
- Kızım nereye gidiyorsun. Mary endişeyle elisaya bakıyordu.
- Daha fazla burada kalamam mary randal'ın yanına gitmeliyim. Lütfen bana yardım edin! Elisa gözyaşlarıyla mary 'e bakıyordu. Mary gözyaşları içindeki elisa'ya sımsıkı sarıldı. Hayatı boyunca o kadar çok acı çekmişti ki güzel leydisi. Kaleye geldiğinde ailesini yeni kaybetmiş o kadar hüzünlü ve içine kapanıktı ki. Mary o günleri asla unutmamıştı. Onu öz kızı gibi sevmiliş ve kollamıştı. Anne sevgisi eksikliği yaşamaması için elinden geleni yapmıştı. Lordun metresi ona kötü davrandığında bile kaleden kovulma pahasına onu korumuştu ve şimdi sevdiği adam için ona yalvarıyordu.
- Lütfen mary.. Elisa' nın sesi güçlükle çıkıyordu.
- Her zaman yanındayım kızım bunu asla unutma.
- Biliyorum mary bir anne gibi hep sevdin beni iyiki varsın diyerek yaşkı kadını kucakladı.
- Hadi gidelim randalı çok özledim.- Peki kızım. Yaşlı kadın elisa'ya gülümsemiş elini tutarak birlikte odadan çıkıp kalenin dar merdivenlerine yöneldiler.
Dagna korkuyla geri adım atarken kendisine bakan öfkeli ve bir o kadar da şaşkın lorda ne diyeceğini bilmiyordu. Yakalanmıştı.
- Burda ne işin var dagna.
- Demek ki bir casusumuz var lord edward. Diyerek sinsice bakıyordu lord william.
Casus mu.. Dagna mı. Edward bunu düşünmek bile istemiyordu. Gizli gizli kaleden çıkmalar, ormana gitmeler bunu nasıl farketmemişti. Bir ingilize benzemeyecek kadar korkusuz, cesur ve vahşiydi. Nasıl görememişti bunca zaman. Edward olanlara lanet ediyordu.
- Sen dagna bu doğru mu. Söyle kadın kimsin sen.
Dagna ne diyeceğini bilmiyordu. Lord kim olduğunu anlamıştı.
- Lordum ben...
- Cevap ver kadın
Edward cevap vermekte tereddüt eden kadını kolundan tutmuş öfkeyle yüzüne bakıyordu.
- Konuş!!!!!diyerek kükremişti.
- Benim adım dagna lordum. Randalın halasıyım ve bir kuzeyliyim.
Edward ne diyeceğini bilemedi. Şaşkındı,öfkeliydi. Bu kadının güzelliği onu kör etmişti.
- seninle sonra ilgileneceğim dagna asker onu elisa'nın odasına götür hemen.
Dagna itiraz etsede asker kolundan tuttugu gibi odadan çıkarmış sürüklüyordu.
- Yürü dagna. Asker yürümekte direnen dagnaya kızmaya başlamıştı.
- Genç adam ben bir mal değilim kolum kopacak.
- TamAm ama lordun emri.
Dagna daha fazla itiraz etmeden yürümeye devam ediyordu. Tam merdivenlere vardıklarında elisa ve mary ile karşılaşmışlardı.
- Neler oluyor dagna? John onu bırak lütfen.
- Leydim lordun emri sizde odanıza çıkın.
Elisa itiraz etmeye çalışsada bir kaç asker çoktan yollarını kesmişti.
Askerler üç kadını odalarına kapadıktan sonra elisa gözyaşlarına hakim olamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melegim... (efsane Leydiler Serisi 4)(TAMAMLANDI)
Historical Fiction"Beni nereye götürüyorsun kuzeyli. Amcama teşekkürün bu mu" "sakinleş kadın artık bana aitsin ve buna alış" Elisa son kez arkasına baktı. Evinden.,amcasından ve ona ihtiyacı olan çocuklar artık yoktu. Gözlerinden süzülen damlalar eline düştüğünde k...