D u o

3.1K 283 186
                                    

"Saldırmakla savunmak arasında kalsam, kaçmayı tercih ederim." -Tsangdera Kralı (I) Timidis

***
Visck'in Kulübesi, 1068

"Adauto, Tsangdera ordusu komutanı..."

Bakışlarımı hâlâ beni inceleyen komutanın yüzünden ayırıp benimkinin benzeri olan zırhına indirdim. İlk anda fark edemediğim ayrıntılar Visck tanıtmasa bile karşımdaki adamın bir Pertz olduğunu haykırıyordu. Zırhın üzerindeki irili ufaklı izlere ne tür bir silahın neden olabileceğini düşünürken önce korku...

Bu tür darbelere maruz kalmış adamın benimle ne işi olabilirdi?

...Arkasından ani bir rahatlama hissi vücudumu ele geçirdi.

Bu tür darbelere maruz kalmış aynı adam hâlâ yaşıyorsa...

Üzerimdeki zırh bayağı sağlam, demektir.

Bana doğru bir adım atıp kolumu yakaladığında ayaklarının altındaki tahta zeminin gıcırdaması ağzımdan çıkan tuhaf sesin üzerini örttü. Gömleğimin kolunu yukarı sıyırıp gördüğü şeyden tiksinmiş bir şekilde gürlerken bakışlarım bu kez gözünün hemen altındaki bir kesik izine odaklandı, zırhın ulaşamadığı yerdeki ize.

"Bunun için mi çağırdın? Hiçbir işime yaramaz."

Bu?

İşime yaramaz?

Kolumla birlikte bedenimi hırsla itip elini, belindeki kılıca götürdü. Visck'e baktım. Vereceği cevaptan korktuğum için dillendiremediğim sorum, dehşetle açılmış gözlerimde yer bulmuştu.

"Burada ne s*kim olaylar dönüyor?"

Kaşları önce çatıldı -şu halde bile beni azarlayabiliyordu- sonrasında dikkat kesilmesem fark edemeyeceğim kadar başını hafifçe eğdi.

"Bana güven..."

Bu sessiz güvencenin hiçbir etkisi olmamıştı, komutan yeteri kadar ödümü patlatmadığını düşünüyor olmalıydı ki çenemi sıkıca tutup başımı koparmak ister gibi sağa sola çevirdi. Anlamadığım şeyler mırıldanıyordu ama bakışlarının tercümana ihtiyacı yoktu, gördüğü şey her ne ise bundan memnun değildi. Kolumu itmesine benzer bir hareketle beni geriye savurunca dişlerimi sıktım. Elimi yumruk yaptığımı gören Visck sonraki hamlemi kestiremediği için araya girdi.

"Volens et potens, gelişme çağında daha. Sıkı bir eğitim ile..."

Cümlenin başını anlamasam da sonunun beni ilgilendiren hiçbir tarafı yoktu, ne gelişme çağımdaydım ne de eğitim çağımda.

Bulunmam gereken lanet olası çağda bile değildim.

Komutan yine homurdandı:

"Bir gün bile dayanamaz."

Matt bile ilk roman taslağımı gördüğünde bana bir şans vermişti. Ama bu konuşmaktan çok homurdanan herif benden çöpmüşüm gibi bahsediyordu. Ne ile ilgili olduğunu bile anlayamadığım bir konuda böyle hakaretler duymak... Öfkem yavaş yavaş benliğimi ele geçirirken zırhında bir iz de ben bırakmak istedim.

"Şimdiden yakınıyor musun? Eleştiri, yazarın aynasıdır, kendini görmekten neden bu kadar kaçıyorsun?"

Tüm öfkemi kulağımın dibindeki Matt'e yönelttim.

"Kapa çeneni."

Komutan ile Visck bakışlarıyla düello etmeyi bırakıp bana döndüler. Aynı anda, nerede olduğum, az önce kime çenesini kapamasını söylediğim kafama dank etti. Konuşabildiğime şaşırmış gibi görünen dev ilgiyle beni süzerken Visck durumu düzeltmeye çalışıyordu.

MYTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin